Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2002 00:00
Nasıl popüler olunur? Åžarkı söyleyen herkes kaset yapmak zorunda mı? Assolist olmanın incelikleri. Ä°yi bir türkücü, salsa ve rumba gibi latin dansları bilmeli mi? Gazetecilerle nasıl konuÅŸulur? Darbuka ve baÄŸlamayla Unkapanı'nda dolaÅŸmak şöhreti yakalamak için yeterli mi? Ev ve arsa satarak kaset yapmak kárlı bir iÅŸ mi? Televizyonda saçmalamadan en uzun süre kalabilme sanatı! Şöhreti sürdürmenin on altın yolu. Bu soruların cevapları Åžahin Özer Sanat Merkezi'nde öğretiliyor.Parlak gazino ışıkları altında ÅŸarkı söylemek, televizyondaki 'sabah ÅŸekerleri' programında, piyasaya yeni çıkmış bir kasetin, ağır arabesk ÅŸarkılarını göbek atarak tanıtmak, bu aleme gönlünü kaptırmışların en büyük hayali. Kolay mı Seda Sayan'ın programına konuk olabilmek. Gülben Ergen'in ÅŸovuna katılıp ÅŸarkı söylemek, Hülya AvÅŸar'a mabadını elleterek milyonların karşısına çıkabilmek. Spor arabalara, ÅŸatafatlı evlere sahip olmanın 'ışıltılı' hayatları yaÅŸamanın en kestirme yolunun şöhret olmaktan geçtiÄŸini bilmeyen mi var? Bunu becerebilmenin en etkili adresi Unkapanı Plakçılar Çarşısı olarak biliniyor. Tarlasını tapanını satanlar, ninesinin burma bileziÄŸini bozdurup yol parasını doÄŸrultanların ilk hedefi plakçılar çarşısıydı. Sesini ve endamını gösterenlerin bir kaçı şöhreti yakalarken, çoÄŸunluÄŸu çarşı koridorlarında yavan ekmeÄŸe talim ederek hálá farkedilmeyi bekliyor. Bankları yatak, gazeteleri yorgan yaparak inatlarını sürdürenlerin bir bölümü Küçükpazar'daki kapkaç çetelerinin bülbül sesli elemanları olurken, endamı düzgün kızlar, otogara bile varamadan 'hayatım roman' durumuna düşürülüyorlar. Åžanslı olanları da; bitirimhaneden hallice varoÅŸ pavyonlarında mikrofon tutabiliyor.BESTE-GÃœFTE BANKASIYıllardır devam eden şöhret yarışında kapısında kuyruklar oluÅŸturduÄŸu müzik yapımcılarından biri de Åžahin Özer. Elindeki saz ve darbukayla ofisinin önünde uzun kuyruklar oluÅŸturarak maheretlerini göstermeye çalışan gariban tayfasının sefaleti, Åžahin Özer'i sonunda bezdirmiÅŸ. Ãœnlü yapımcı, arkadaşı Temel Bulut'la birlikte hayalini kurduÄŸu Åžahin Özer Sanat Merkezi'ni kurmuÅŸ. Sefaköy'de dört ay önce faaliyete geçen 7 katlı okulda tiyatro, bale, gitar, keman piyano, dans, oryantal, Türk Sanat MüziÄŸi, halk müziÄŸi ve ÅŸov dünyasının ihtiyacını karşılayacak insan kaynağı yetiÅŸtiriliyor. Diksiyon dersleri bile veriliyor. 9 yaşındayken yapımcı babasının yanında müzik dünyasına giren Özer şöyle diyor: ‘‘Öğrencilerden alacağımız 50 milyonlarla ancak bu okulun masraflarını karşılayabiliriz. Ama bu okuldan çıkabilecek bir iki tane yetenekli bize para kazandıracak. Bu okuldan da yılda bir ya da iki kiÅŸi piyasanın taleplerini karşılayacak ÅŸekilde çıkacaktır. Bu okulda kabaları alındığı için fazlaca üzemeyecekler. Dünyada en zor iÅŸ bir popçu bir de topçuyla uÄŸraÅŸmak. Amatör besteci ve güfteciler için yakında bir güfte bankası da kuruluyor okulun bünyesinde. Bestem var diyen herkese açık olacak. Gelen sözler ve notalar bilgisayara kaydedilecek. Böylelikle eserlerini pazarlamak isteyenlere yepyeni bir kapı da açılmış oluyor.’’ŞAHÄ°N ÖZER'DEN UNKAPANI DERSLERÄ°Hedef, ‘ulan bu da mı ÅŸarkıcı oldu’ denmeyecek sanatçılar yetiÅŸtirmek Kaset yapmak isteyenler, ‘‘ben ekrana çıkan sanatçılardan daha iyiyim’’ diye karşıma çıkıyor. Demek ki bizim burada yetiÅŸtireceÄŸimiz insanlar ekranda eleÅŸtirilen insanlardan daha iyi olmalı. Bunun için kameraya iyi bakmalı, iyi konuÅŸabilmeli, iyi ÅŸarkı söyleyebilmeli, iyi dansedebilmeli. Kapıdan giren bu iÅŸi yapacağına inandığımız birine; ÅŸan eÄŸitiminden baÅŸlayarak, enstrüman çalmayı, tiyatroyu, dansı, daha da önemlisi popüler olduktan sonra karşısına çıkacak olan problemlerle mücadele etmeyi öğretiyoruz. Psikolog yardımıyla kiÅŸiliÄŸinde ortaya çıkabilecek dengesizlikleri yok ediyoruz. Ekranda görenlerin, ‘‘ulan bu da mı ÅŸarkıcı oldu’’ diyemeyeceÄŸi insanlar yetiÅŸtireceÄŸiz burada. Şöhret nasıl yakalanır, ayak nasıl kaydırılır?70'lerin başında 'Sokak ÇocuÄŸu Ali' diye birine plak yapmıştık 1 milyonun üzerinde satmıştı. Ä°kinci plağında yok oldu. Şımarmıştı, tepeden bakar olmuÅŸtu. Medyayla, insanlarla kavga ediyordu. Ä°kinci adımda yerlere muz kabukları itilir. Sanat dünyasının kuralı budur. Sonraki plak ya da kasete hazırlanmamış olanlar, halka beklentileri dışında bir ÅŸeyler verenler kabuÄŸa basar. Åžarkıların mülkiyeti yapımcı firmaya ait. Åžarkıcı burada kıvırma imkanına sahip deÄŸil. Yapımcı istemezse hiçbir tv, radyo, bar o ÅŸarkıyı çalamaz. Hazımsız bir ÅŸarkıcı böylelikle hemen yokedilir. Ä°yi bir sanatçı kötü bir yapımcıdırÄ°yi bir sanatçı kötü bir yapımcıdır. Ä°brahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Burhan Çaçan, Ferdi Tayfur gibi arkadaÅŸlar sanatçılıkta gösterdikleri baÅŸarıyı yapımcılıkta gösteremiyor. Çünkü kendi ÅŸirketinde kendisinden daha popüler birine yer vermek istemiyor. Â
button