Güncelleme Tarihi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün Yunanistan, Makedonya, Kosova ve Bulgaristan’ı kapsayan Balkan gezisine başladı. Edirne Pazarkule Kapısı’ndan Yunanistan’a giren Bahçeli’yi karşılayanlar arasında Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Burhanettin Hakgüder de yer aldı. Hakgüder, Balkan Savaşları’nın ardından Pazarkule’den Yunanistan’a giren ilk Türk siyasinin Bahçeli olduğunu söyledi. Batı Trakya’nın Evros bölgesindeki Büyük Derbent köyüne ve Dimetoka ilçesine uğrayan Bahçeli, köylüler ile sohbet etti, kadınlar ve çocuklarla fotoğraf çektirdi. Bahçeli, daha sonra nüfusunun çoğunluğu Türklerden oluşan Kozlukebir’e geçti. Belediye Başkanı İbrahim Şerif, Türkiye’de yaşayan Batı Trakya kökenlilerden birinin MHP’den milletvekili olmasını istediğini söyledi. Bahçeli, “Kapımız açık” karşılığını verdi.
DEVLET BAHÇELİ BALKAN TURUNA ÇIKTI / FOTO GALERİ
Kriz iyi yönetildi
Bahçeli, İskeçe’nin seçilmiş müftüsü Ahmet Mete’yi ziyareti sırasında aşırı sağcı Yunan bir grup tarafından protesto edildi. Dr. Sadık Ahmet’in mezarını ziyaret eden Bahçeli, daha sonra Türk ifadesi nedeniyle resmi kimliği tanınmayan İskeçe Türk Birliği’ne geçti. Bahçeli, AB üyesi Yunanistan’ın Türk azınlığa bu hakları vermemesinin utanç verici olduğunu söyledi. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Devlet Bahçeli şunları söyledi: “Suriye’nin herhangi bir sebeple Türkiye’ye yapabileceği bir saldırı bekleniyor muydu, bu konularda bilgimiz yok. Özellikle de keşif uçağına böyle bir saldırı bekleniyor muydu onu da bilemiyoruz. Böyle bir beklenti yokken, her ihtimali düşünen bir Türkiye olarak, ani bir saldırı karşısında ve doğabilecek bir kriz kanaatimce şu ana kadar iyi yönetildi. Çok soğukkanlılar. Olayları çok yönlü takip edebiliyorlar. Bilgilendirme yönüyle de önemli bir başlangıç yapmış oldular.
Herhangi boşluk yok
Dünya kamuoyunun oluşmasında, uluslararası haklardan yararlanma konularında ve diplomatik temaslar açısından şu ana kadar herhangi bir boşluk gözükmüyor. Kısa sürede 8-10 ülkenin dışişleri bakanıyla görüşmeler yapılmış olması, Türkiye’de büyükelçilerin toplanarak görüşülmesi, Arap Birliği ile temas kurmaları, bunlar çok çabuk ve arkası arkasına yapılan olaylar olarak, kriz yönetimi açısından başarılı. Türkiye’nin sonraki süreçte böyle bir savunma refleksi ile saldırı noktasında olacağını zannetmiyorum. Türkiye tecrübelidir bu konuda. Her ihtimal dikkate alınmalı, Türkiye çok daha dikkatli ve tedbirli olmak mecburiyetinde. Yani ikinci bir saldırgan tutum karşısında çok pasif kalırsan veya saldırıyı ön istihbaratla alıp önleyici tedbirleri geliştiremezsen o zaman iyi yönetilmeyen bir kriz olur. Bu da büyük hata olur.”