Güncelleme Tarihi:
Eskişehir’de yaşayan Ayşe Tuba Arslan, eski eşi Yalçın Özalpay’ın satırlı saldırısı sonucu 2019 yılında hayatını kaybetmişti. Cinayetle ilgili olarak açılan davada, Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Özalpay’ın “tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek, nitelikli kasten öldürme suçundan” ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermişti. Mahkeme, sanık hakkında haksız tahrik ve iyi hal indirimi de yapmamıştı.
SAVUNMA YİNE AYNI
Sanık Özalpay, karar için istinaf başvurusunda bulundu. 28 Mayıs tarihinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nde davanın ilk duruşması görüldü. Savunma yapan Sanık Özalpay, eşinin kendisini aldattığını öğrendikten sonra geriye dönük telefon kayıtlarını istediğini belirterek, “Onları inceledim. Yaklaşık 10 yıldır eşim başkalarıyla ilişki yaşıyormuş hatta buradan kazandığı paralarla ayrı ev almış, bu evi de garsoniyer olarak kullanıyormuş. Bu ortaya çıktıktan sonra eşimin bizim yüzümüze bakacak hali kalmadığı için evden ayrıldı ancak hemen evimin yakınında karşıda ev tuttu. Bu süreç içerisinde de sürekli beni tahrik ediyordu. Beni tehdit ettiriyordu. Kurbandan kalma arabamda bıçaklar vardı onları eve çıkartacaktım, karşımdan geldi. Bana yine hakaret ve tehditlerde bulundu, tartıştık, ben bir kere vurduğumu hatırlıyorum sonrasını hatırlamıyorum” dedi.
‘CİNAYETİ TASARLADI’
Savunmalarının ardından Cumhuriyet savcısı mütalaasını mahkemeye sundu. Mütalaada, sanığın olayda kullandığı satırı sırf saldırıda kullanmak üzere taşıdığı belirtilerek, “Sanığın söz konusu eylemlerini eski eşi olan maktüle yönelik tasarlayarak işlediği hususunda herhangi bir şüphe bulunmadığının” altı çizildi. Mütalaada, “Yargıtay içtihatları dikkate alındığında, sanığın somut olayda canavarca hisle ve eziyet çektirerek eylemini gerçekleştirdiğinden bahsedilemeyeceği” de savunuldu.
Mütalaada, sanığın, evlilik birliği devam ederken ve boşanma sürecinde, maktulün kendisine karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair anlatımlarda bulunduğuna dikkat çekilerek şöyle denildi: “Sanığın savunması karşısında, boşanma davası dosyasına yansıyan ve maktul tarafından fiilen kullanılan cep telefonuna ait HTS raporunun incelenmesinde, sanığın beyanını doğrulayacak şekilde maktulün sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde, bahsi geçen erkek şahısla evlilik birliğinin devam ettiği süreçte ve boşanma aşamasında çok sayıda karşılıklı arama kaydının ve mesajlaşmasının bulunduğu, bu iletişimlerin gece geç saatlerde yoğunlaştığı dikkate alındığında, sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediği yönündeki beyanına itibar edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.”
Mütalaada, yerel mahkemenin kararının kaldırılarak, sanık Özalpay için, haksız tahrik indirimi yapılarak, “haksız tahrik altında tasarlayarak kasten insan öldürmek” suçundan ceza verilmesi gerektiği belirtildi.
BAKANLIKTAN KARARA TEPKİ
Ayşe Tuba Arslan’ın ailesinin avukatlarından Pınar Çelik Arpacı “Haksız tahrikten faydalanmak maksadıyla aldatıldığına ilişkin ileri sürdüğü hususlar da ancak boşanma davasının konusu olabilir” diye konuştu. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da “Kamu vicdanını yaralayan bir eylemdir. İlk derece mahkemesi yerinde bir karar vermiştir. Olayda haksız tahrik bulunmamaktadır” dedi.