Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, partisinin belediye başkanlarıyla İzmir’de yaptığı iki günlük kampın açılış konuşmasında özetle şunları söyledi:m Demokrasiyi savunuyorsanız, seçimle gelenlerin, seçimle gitmesini de savunacaksınız. Aksi halde Türkiye’de demokrasiyi katledersiniz. ‘Seçimle gelenleri yakalayacağım, hapse atacağım, öldüreceğim, yok edeceğim, kurşunlayacağım onları, mafya yöntemleriyle susturacağım’ derseniz o ülkeye barışı asla getiremezsiniz.
TRAVMA ATLATILAMADI
Demokrasimiz kan kaybediyor. Elbette ki hepimiz yasalara ve hukuka uymak zorundayız. Ama birileri hukuka uymazsa, birileri hukuku çiğner kendi hukukunu evrensel hukuk olarak bize dayatırsa, o zaman bu halkın doğal olarak direnme hakkı vardır. 15 Temmuz öncesi, direnme hakkından söz ettiğimde hep birlikte ayağa kalktılar. ‘Direnme hakkı’ Alman anayasasında vardır. Hitler felaketinden örnek alarak konulmuştur. Çılgınlara ülkeler teslim edilemez.
KANDİL BURNUNUZUN DİBİNDE
Bütün AKP, milletvekili arkadaşlarıma sesleniyorum. Türkiye’nin geleceğinden benim duyduğum kaygıyı sizlerin de duyduğunu çok iyi biliyorum. Unutmayın, seçimle gelenin seçimle gitmesi gerçeğini unutmayın. Aynı muamele size yapıldığında, siz isyan ederdiniz, doğru değil derdiniz. Geçmişte örneklerini gördük ve o travmayı bugün halen toplum atlatmış değil. Siyasette kan davası güdülmez. Eğer sorgulanacaksa, ülkenin şehirlerini silah deposu haline getirenlere, göz yumanlara hesap sorulması, valilere, kaymakamlara, ‘bunlara dokunmayın’ diyenlerin sorgulanması lazım.m Elbetteki teröre, siyasi görüşümüz ne olursa olsun hep birlikte ‘dur’ demek zorundayız. Sivrisinekle uğraşmak yerine bataklığı kurutmanız lazım. Bataklık kurumuyorsa terörü önleyemezsiniz. ‘Musul’a gideceğiz, Rakka’ya gideceğiz’ diyorlar. Ama burnunuzun dibinde Kandil var, terörle mücadele edecekseniz neden bir şey yapmıyorsunuz?