Ersin KALKAN / Hürriyet Pazar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2003 01:42
UNESCO, İstanbul'a şimdilik sarı kart gösterdi, altı ay içinde eksiklerin tamamlanmaması halinde kenti, Dünya Mirası Listesi'nden çıkaracak.
Birleşmiş Milletler Bilim Kültür ve Eğitim Teşkilatı (UNESCO), İstanbul'u, Dünya Mirası Listesi'nden çıkarıyor. Geçen hafta Türkiye'ye gelen UNESCO Kültür Mirası Merkezi Genel Direktör Yardımcısı Minja Yang Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Fatih ve Eminönü Belediye Başkanları'yla görüştü. Büyükşehir Belediyesi'nde yapılan genişletilmiş toplantıda, UNESCO'nun İstanbul'a şimdilik sarı kart gösterdiğini, altı ay içinde eksiklerin tamamlanmaması halinde kentin listeden çıkarılacağını söyledi. Türkiye, bu ihtimal gerçekleşirse Afganistan, Honduras, Kamboçya, Uganda gibi ‘‘kültür varlıklarına düşman davranan ülkeler’’ kümesine girecek. Yang, İstanbul'un tarihi eserlerin de işleneceği nazım imar planlarını 27 Haziran 2003'te Paris'te yapılacak yıllık konsey toplantısına yetiştirmesi halinde listede kalma şansının artacağını, bir yıl içinde yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde ise listedeki yerini sağlamlaştırıp genişletebileceğini söyledi.
İstanbul, UNESCO ile yaptığı anlaşmanın hangi şartlarını yerine getirmedi?
- En son 1995'te İstanbul Belediyesi yetkilileriyle bir araya geldik. Kentin imar planlarını bir yılda bitireceklerine ve buna tarihi eser envanterini ekleyeceklerine söz verdiler. Yedi yıldır planları bekliyoruz. Plana işlenmeyen eserler her an ortadan kaldırılabilir, en hafifinden çevresindeki yapılaşmayla kent içinde boğulabilir. İstanbul'da son 30-40 yılda çok sayıda eser kaybolmuş, yok edilmiş.
Çağdaş kent hayatını kolaylaştırmak adına eserler gözden çıkarılabilir mi?
- Her ülkenin, her kentin otoyollara ya da tren hatlarına ihtiyacı var. Ama bunları yaparken kültürel ve doğal yapıya zarar vermeyecek bir planlamaya gidilmesi gerekli. Türkiye maalesef bu konuda yetersiz kaldı. Elindeki olağanüstü hazineyi doğru değerlendirmedi. Tahrip etti. Anlaşmaya göre devletler bu varlıkları korumak, tanıtmak ve eğitim müfredatına sokup gelecek kuşaklara üstünde oturdukları değerleri anlatmak, üniversitelerinde bu konuda yapılan araştırmalara destek vermek zorunda. Ama Türkiye bunları yapmadı. İstanbul'da Tarihi Yarımada içinde dört bölge Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor: Süleymaniye, kent surları, Sultanahmet arkeolojik park alanı ve Zeyrek. Surların bir parça restore edilmesi dışında, diğer üç bölge için tek bir adım bile atıldığını söyleyebilir misiniz?
Yasa değişikliği gerektiren düzenlemelerde UNESCO daha esnek davranamıyor mu?
- Evet, esnek davranıyor. Bu durum ülkelerin anayasasına göre değişiyor. Mirasın korunmasında bazı ülkeler yetkiyi merkezi idareye vermiş, bazıları yerel yönetimlere. Türkiye'de yetkilerin büyük bir bölümü merkezin elinde. Oysa yılların deneyimi gösterdi ki Kültür Bakanlığı bu eserlerin takibini yeterince yapamıyor ve onaramıyor. Merkez, yetkilerini yerel oluşumlara devretmeli. Düzenlemenin yasal çerçevesi, tarafları belirlenmeli. Başka ülkeler bunu yaptı ve kısa zamanda önemli mesafeler aldı.
ESKİ EVLER YAKILIYOR
Süleymaniye ve Zeyrek'teki eserler neden önemli? Geçmişte UNESCO sadece anıtsal yapıları listeye alıyordu. Bu yaklaşım değişti mi?
- Evet. Köyler, kentler, mahalleler ve Kapadokya'daki gibi kültürel ve doğal peyzajları da listeye almaya başladık. Siz, Süleymaniye ve Zeyrek'in en az Ayasofya kadar önemli olduğunu anlamıyorsunuz. Süleymaniye'deki sokak ve evlerin en az Süleymaniye Camii kadar değerli olduğunu bilmiyorsunuz. UNESCO, en az anıtlar kadar kentin hikayesine de önem vermeye başladı. Süleymaniye ve Zeyrek'teki ahşap yapıların ve tepelerden aşağı doğru martı gibi süzülerek inen sokakların bir örneğini dünyada bulamazsınız.
Bazıları, insanın hikayesi geçici, eserler ise kalıcı diye düşünüyor.
- Olur mu? Bu sokaklar, bu evler yüzyıllar içinde bu şehirde varolmuş insanın hikayesini de bize taşıyor. Bir kentin hikayesi kayboldu mu anıtın değeri kalmaz. Süleymaniye ve Zeyrek'te son 20 yılda çeşitli zamanlarda çekilmiş fotoğraflara baktığımızda birçok evin yakılarak yok edildiğini, arsalarına otopark yapıldığını gördük. Bunları kurtarmak için merkezi ve yerel yönetimler adım atmadı. Üniversite ve sivil toplum kuruluşları duyarsız kaldı. Biz Süleymaniye ve Zeyrek'i insanlığın ortak kültürel varlıkları listesine aldık ama yerel yönetimler, bu bölgenin UNESCO tarafından listeye alındığı gösteren bir tabela bile asmamış. Başka ülkeler bu listeye girmek için birbiriyle kıyasıya yarışıyor.
Listeye girme koşulları nelerdir, liste neden bu kadar önemli?
- Çünkü bu listede yer alan varlıklar tescil edilmiş oluyor. UNESCO bu listeye girenlere parasal destek vermiyor ama istenirse, koruma projeleri için teknik destek sağlıyor, projelerin tanıtımını üstleniyor, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği'nden mali destek bulunmasına yardımcı oluyor. Örneğin, Fener ve Balat Semtlerinin Kentsel Rehabilitasyon Projesi'nin yapımına Fatih Belediyesi ile UNESCO öncülük etti. UNESCO yetkilileri projeyi AB'ye götürdü ve AB hemen bu projeyi üstleneceğini ilan etti.
TURİSTLERİN BAŞVURU KAYNAĞI
İstanbul'a gelen turist sayısının 2 milyondan 10 milyona çıkarılması hedefleniyor. Listede kente ayrılan yerin genişlemesi bu hedefe ulaşılmasına yardımcı olabilir mi?
- Olabilir. Çünkü İstanbul gibi kentlere gelenler deniz ve güneş dışında öncelikleri olan turistlerdir. Dünya Mirası Listesi, kültür gezilerine çıkanların başvuru kaynağı. Ama biz yaşayan kentlerin, ören yerleri gibi boşaltılıp, teatral bir alana dönüştürülüp, sadece turizme yönelik fonksiyonlara açılıp orada yaşayan insana kapatılmasına karşıyız. Kentin kültürel florasının devam etmesini, kadın sünneti gibi kötü gelenekler dışında kalan töre ve ritüellerin yaşamasını savunuyoruz.
Ama turizmi de destekliyorsunuz.
- Elbette destekliyoruz. Ama kestirmeden değil! Ülkelerin bir kısmına ören yerlerinde kazı yapmalarını ve tarihi mirasın bir bölümünün açığa çıkarılarak bu bölgeye konaklama tesisleri yapılmasını öneriyoruz. Oradan elde edilen kaynağın yine aynı bölgeye harcanarak toprak altında kalan diğer bölümlerin de açığa çıkarılmasını tavsiye ediyoruz.
UNESCO Dünya Mirası Listesi açısından Türkiye'nin önemi nedir?
- Kültürlerin kavşağındaki Türkiye'nin önemi çok büyük. Türkiye, listedeki yerini beş, on katına çıkarabilecek potansiyele sahip. Bunu bilmelisiniz.
İstanbul ne yapmalı?
- Öncelikle peyzajını korumalı. Tarihi Yarımada'ya yüksek binaların yapımına son verilmemeli, yapılanlar yıkılmalı. Altyapı çalışmaları yapılırken çevrenin etkilenmemesi sağlanmalı. Örneğin, Yenikapı'da çok önemli sivil mimari örneklerini barındıran bir mahalle var. Boğaz Tüp Geçişi Projesi yapılırken buranın yok olmasını önleyici tedbirler alınmalı. Ahşap ve kagir yapıların çatı onarımından başlanarak restore edilmesi için acil projeler yapılmalı. Yerel yönetimlere daha fazla yetki, sivil topluma daha fazla denetim olanağı verilmeli.
Bir yer nasıl DÜNYA MİRASI olur?
1. Üye ülkeler dosyayla başvurur
Bir ülke Dünya Mirası Anlaşması'nı imzalayarak, kültürel ve doğal mirasını koruyacağını taahhüt edip üye ülke olur. Üye ülke, uluslararası değer olarak düşündüğü alanların listesini bu alanın nasıl korunduğunu, detaylı bir planla UNESCO Dünya Mirası Merkezi'ne teslim eder.
2. Dünya Mirası Merkezi dosyayı danışmanlara yollar
Dünya Mirası Merkezi, adayları sunmak, doğru format ve gerekli haritalarla dokümanlar hazırlamak konusunda üye ülkeye destek olur. Aday dosyaları teslim alındığında, merkez belgelerin eksiksiz olup olmadığını kontrol eder ve danışman heyetlere gönderir.
3. Dosya üç danışman heyetten geçer
Değerlendirmeler Uluslararası Anıtlar ve Siteler Konseyi (ICOMOS), Dünya Koruma Birliği (IUCN) ve Uluslararası Kültürel Değerleri Koruma ve Düzenleme Çalışmaları Merkezi'nden (ICCROM) geçer.
4. Dünya Mirası Komitesi karar verir
6 yıl için seçilen 21 üyeden oluşan komite yılda bir kez Dünya Mirası Listesi'ne girecek alanlara karar verir. Ayrıca koruma altındaki alanlar hakkındaki raporları da inceler, Dünya Mirası Anlaşması için yerine getirilmesi gereken kararları alır.
Neden tereddütteyiz?
Biz Üsküdar, Eyüp, Galata-Beyoğlu gibi üç önemli tarihi alanın da listeye girmesini istiyoruz. Ama Kültür Bakanlığı ve İstanbul yönetiminin listede mevcut yerlere gösterdiği ilgisizliği dikkate aldığımızda tereddüt ediyoruz. Buna rağmen, konuyu görüşmek için toplantılara Üsküdar, Beyoğlu ve Eyüp belediye başkanlarını da çağırdık. Dünyanın en önemli doğal oluşumlarından biri olan ve kıyılarında binlerce tarihi eser bulunan Haliç ve Boğaziçi de bu listede yer almalı. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor.
TÜRKİYE'DEN DÖRT YER VAR
Tarihi yarımada, Kapadokya,
Divriği Ulu Cami, Pamukkale
İçinde Türkiye'nin de bulunduğu 176 ülke UNESCO Dünya Mirası konvansiyonuna katıldı. Dünya Mirası Listesi'ne 125 ülkeden 730 doğal ve kültürel alan girebildi. 51 ülkeden bir eser bile bu listeye girmeyi başaramadı. İstanbul Tarihi Yarımadası 1986'da Dünya Mirası Listesi'ne girdi. UNESCO Dünya Mirası listesi’nde Tarihi Yarımada'nın yanısıra Kapadokya, Divriği Ulu Cami ve Pamukkale yer alıyor.