Siz hiç déj…-vu yaÅŸadınız mı?

Güncelleme Tarihi:

Siz hiç déj…-vu yaşadınız mı
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 26, 2005 00:00

Büyük olasılıkla siz de yaÅŸamınızda en az bir kez, ‘Ben bu anı daha önce yaÅŸamıştım’ hissine kapılmışsınızdır. Uzmanlara göre, insanların yüzde 50’sinden fazlası, yaÅŸamları boyunca en az bir kez deja-vu (dejavü okunur) anını yaÅŸadı. Fransızca bir sözcük déj…-vu. ‘Daha önce görüldü’ anlamını taşıyor. Ne bir halüsinasyon ne de reenkarnasyon ile ilgili bir durum bu.Beynin birçok bölgesi déj…-vu üretiminde etkili olabiliyor. Bireye kendinden ve çevresinden yabancılaÅŸtığını, zaman kavramını kaybettiÄŸini hissettiren duygu tarafından tetiklenen déj…-vu, çok karmaşık bir sürecin ürünü. Bilim dünyası harıl harıl bu konuyu aydınlığa kavuÅŸturmaya çalışıyor. Epey ilerleme saÄŸlandı, ama sis perdesi henüz tam kalkmış deÄŸil.Daha önce hiç gitmediÄŸiniz, küçük bir kentin ana caddesinde arabanızla ilerliyorsunuz. Trafik yoÄŸun. Kırmızı ışıkta duruyorsunuz. Aniden sol tarafınızda yaÅŸlı bir kadının karşıdan karşıya geçmek için kaldırımdan aÅŸağıya indiÄŸini gördünüz. İçinizi birden bu kente daha önce geldiÄŸiniz hissi kapladı: Bir arabadaydınız, aynı kavÅŸakta bulunuyordunuz ve aynı yaÅŸlı kadın kaldırımdan iniyordu. Ancak kadın arabanızın ön tamponuna kadar geldiÄŸi anda, hatırladıklarınızla o onda yaÅŸadıklarınızın uyuÅŸmadığını fark ediyorsunuz. Tanıdıklık, önceden yaÅŸanmışlık hissi bir anda yok oluyor.ÇeÅŸitli araÅŸtırmaların ortaya koyduÄŸuna göre, insanların yüzde 50-90’ı, hayatları boyunca en az bir kez böyle bir déj…-vu anını yaÅŸamış. İçinizde uyanan belli belirsiz bir his, o anı her ayrıntısıyla yaÅŸadığınızı söylüyor, ama ne zaman olduÄŸuna iliÅŸkin hiçbir fikriniz yok. Önceden yaÅŸanmışlık hissi genelde birkaç saniye sürüyor. YaÅŸlılara oranla gençler ve genç yetiÅŸkinler daha sık bu olayla karşı karşıya kalsalar da, her yaÅŸtan insan déj…-vu yaşıyor.TERSÄ°: JAMAÄ°S-VUDéj…-vu, Fransızca’da ‘daha önce görüldü’ anlamını taşıyor. ÇoÄŸunlukla stres nedeniyle çok yorgun ya da aşırı uyarılma hallerinde görülüyor. Déj…-vu’nün bir de tersi var. Çok az insanda rastlansa da, ona da, jamais-vu deniyor. Yani ‘hiç görülmedi’. Bu durumdaki kiÅŸiler tanıdıkları, bildikleri bir yere gittiklerinde ya da tanıdık birisi ile karşılaÅŸtıklarında o yeri ya da o kiÅŸiyi hiç görmediklerini söylüyorlar.Déj…-vu, ilk kez 1876’da Fransız Fizikçi Emile Boirac tarafından kullanılan bir kavram. 20. yüzyıl boyunca psikiyatrlar, déj…-vu’yü Freud’çu açıklamalarla ‘bastırılmış duyguların yeniden ortaya çıkışı’ diye tanımladılar. Bu paramnezi (çarpık anımsama) teorisine göre, o an yaÅŸanan olay, bir bunalımla ilintilidir. Ve bilinçaltına atıldığından artık belleÄŸimizde ulaşılmaz durumdadır. Bu nedenle, benzer olay bir hatırlama yaratmasa da, kiÅŸiyi anlaşılması zor bir tanıdıklık hissiyle baÅŸ baÅŸa bırakır.REENKARNASYON DEĞİLDéj…-vu yaÅŸayan birçok insan, bunun mistik bir güç ya da geçmiÅŸ yaÅŸamların etkisiyle yani reenkarnasyon sonucu ortaya çıktığına inanıyor. Böyle düşünmelerinin nedenine gelince, insanlar, olayın hemen önce ve hemen sonrasında zihin ve algılamalarının açık olduÄŸunu, buna göre de durumun tek açıklamasının paranormal -telepatik- mistik bir güç olabileceÄŸini söylüyorlar.Ancak bilim dünyasının bu açıklamalardan pek tatmin olmadığı da gerçek. Bu yüzden son zamanlarda déj…-vu’nün ardında yatan fiziksel nedenler üzerindeki araÅŸtırmalar daha da yoÄŸunlaÅŸtı. Ancak yine de sis perdesi henüz aralanabilmiÅŸ deÄŸil. Çünkü déj…-vu olayının ne zaman gerçekleÅŸeceÄŸini önceden tahmin etmek asla mümkün deÄŸil. Bu yüzden araÅŸtırmacılar deneklerin hatıralarına ya da belleklerine dayanmak zorunda. Ama bilim insanlarının elinde déj…-vu’nün tanımını ve çıkış nedenlerini belirleyebilecek kadar veri bulunuyor.ABD’de yayımlanan Scientific American dergisi, Mind (akıl) adlı özel sayısında, déj…-vu konusunda yapılan bilimsel araÅŸtırmaları ile aldı.Ä°lk önce déj…-vu’yü diÄŸer alışılagelmiÅŸin dışındaki algısal deneyimlerden ayırt etmek gerekiyor. ÖrneÄŸin bu durum ne bir halüsinasyon ne de hafıza ile ilgili bir rahatsızlık.HALÃœSÄ°NASYON DA DEĞİL‘Şakak lobu epilepsisi’ hastalarında da déj…-vu benzeri belirtiler görülüyor. ÖrneÄŸin Japonya’da genç bir erkek hasta sürekli olarak hayatının ve evliliÄŸinin birçok yılını yeniden yaÅŸadığından yakınıyordu. Bu kısırdöngüden kurtulmak için de umutsuzca intihar giriÅŸiminde bulunuyordu. Ancak genç Japon’un durumunu déj…-vu’den belirgin bir ÅŸekilde ayıran bir yön var. Åžakak lobu epilepsisi hastaları da yaÅŸadıklarının tıpatıp geçmiÅŸteki ile aynı olduÄŸuna inanıyorlar. Oysa ki déj…-vu yaÅŸayan biri daha o sırada hemen bunun bir yanılsama ve mantıksızlık olduÄŸunu fark ediyor.Almanya’da Martin Luther Ãœniversitesi’nde okuyan 220’den fazla öğrenci üzerinde yapılan bir araÅŸtırmada, déj…-vu’yü yaÅŸadığını söyleyen deneklerden yüzde 80’i, bunun geçmiÅŸte yaÅŸadıkları bir olaya benzediÄŸini söyledi.Bu çalışmanın ışığında biliÅŸsel psikologlar belirtisiz, bildirimsiz, anılardan sorunlu olan bir baÅŸka bilinç dışı sürece yöneldiler. Onlara göre bunlar uzun zamandır unutulan, bilinçli olarak geri çaÄŸrılamayan ama henüz sinir ağından silinemeyen yaÅŸanmışlıklar. ÖrneÄŸin bir bit pazarında gördüğünüz eski bir çay kupası size çok tanıdık gelebilir. Belki çocukluÄŸunuzda büyükbabanızın buna benzer bir çay fincanı vardı ve siz bunu görünceye kadar onu tamamen unutmuÅŸtunuz. Belki çocukken ailenizle bir bit pazarında dolaşırken bu fincanların satıldığını gördünüz ya da yine çocukluÄŸunuzda ezdiÄŸiniz bir bit pazarında duyduÄŸunuz koku, ÅŸimdikine benziyordu.Uzmanlar bu durumu ‘yaÅŸantımızın erken dönemlerinde, küçük bir sahnesini beynimize kaydettiÄŸimiz yaÅŸanmışlıklar, belki bir sima, belki küçük bir parça eÅŸya ya da mekanın küçük bir bölümü’ diye açıklıyor. Kısmi olarak beyne kaydedilen bu görüntüler, ÅŸimdiki dönemde gördüklerimizle çaÄŸrışıma girerek yanıltıcı biçimde déj…-vu ÅŸeklinde algılanabiliyor. Déj…-vu olgusu konusunda gelecekte yapılacak çalışmalar yalnızca belleÄŸimizi nasıl yanılttığımızı deÄŸil aynı zamanda beynimizin hangi yolla tutarlı bir gerçeklik hissi yarattığını bulmaya da yardımcı olacak.BEYNÄ°N HANGÄ° BÖLGESÄ° SORUMLU?nörolojik kökenini çözebilseler onu tetikleyenin ne olduÄŸunu da ortaya çıkarabilirler. Ama bugün için sinirsel baÄŸlantıların yalnızca bir bölümüne ulaşılmış bulunuluyor. Yine de bugüne kadar sürdürülen araÅŸtırmalardan elde edilen sonuçlar önemli bilgiler de saÄŸladı. Nörologlar, orta ÅŸakak lobunun bildirimsel ve bilinçli belleÄŸimizde doÄŸrudan rol oynadığını kanıtlamış durumda. Algısal olayların sanki gerçek olaylarmış gibi kaydedilmesi sonrasında, sanki gerçekten yaÅŸanmışlar gibi gözlerimizin önünden bir film ÅŸeridi gibi geçmesini saÄŸlayan hipokampus, beynin orta ÅŸakak lobunda yer alıyor. Ayrıca orta ÅŸakak lobunda bellek konusunda önemli bir role sahip birkaç bölge daha var. Beynin birçok bölgesi déj…-vu üretiminde etkili olabiliyor.KÄ°MLER DAHA SIK YAÅžIYOR?1989 yılında Washington Ãœniversitesi’nden psikolog Larry Jakobi önderliÄŸinde bir deney yapıldı. Deneklerin toplandığı sınıfın duvarına, onların bilinçli olarak algılayamayacakları kadar kısa bir süre tek bir kelime yansıtıldı. Jakobi daha sonra kelimeyi uzun süre duvara yansıttığında denekler bunu daha önce gördüklerini iddia ettiler. Jakobi bunu, ‘doÄŸru dürüst algılanamayan ilk görüntü aslında beynin görsel merkezlerinde bir yerlerde kaydediliyor’ diye açıkladı.Hollanda’da psikolojinin kurucusu sayılan Gerhard Heyman, 42 öğreciyi 6 ay boyunca izledi. Bu öğrencilerden déj…-vu yaÅŸadıktan hemen sonra kısa bir anket doldurmaları istendi. Heyman’ın belirlediÄŸine göre ruh durumu deÄŸiÅŸken olan ya da apati (kayıtsızlık) dönemi yaÅŸayanlarla düzensiz çalışma alışkanlıkları olan öğrenciler, daha sık déj…-vu yaşıyordu.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!