Güncelleme Tarihi:
Dedim ya, bir gazete reklamı yayınlanıyor televizyonlarda. Büyük bir çalışma-toplantı odası, pencerenin önünde sırtı bize dönük duran bir önemli adam, yanında hafif yalaka bir danışman (BBC’nin o muhteşem ‘Emret Başbakanım’ dizisi, Türkiye adaptasyonuyla bizde de gündemde ya, biraz da o kullanılmış)...
‘Sayın Başkan’, Türkiye’den iyi haber aldıkları yeni bir kaynağı methediyor, ardından danışmanıyla aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:
Başkan: Haberler yansız içinde hiç yorum yok.
Danışman: Yeni bir haber kaynağı bulduk da...
B : Öyle miiiii, neymiş?
D : Bir gazete Sayın Başkan, ismi ...
B : Haaa, enteresan...
D : Haberi yorum katmadan veriyorlar, ama ky da gündemi çok değişik açılardan yorumluyor.
B : Yani haber ayrı yorum ayrı...
D : Aynen, Sayın Başkan
B : Peki bu kadar değerli bir haber kaynağı, neden benden önceki başkan zamanında alınmıyordu?
D : Şey, Sayın Başkan, nasıl desem... bu gazetede arka sayfa güzeli yok da...
B : Haaaa...
*
Bir reklamcı arkadaşım, “Muhtemelen söz konusu gazete, Amerikan Kongre Kütüphanesi’ne alınmıştır. Onun reklamı bu...” diyor bana, seyrederken.
Yani buradaki başkan, bir şirketin değil, ABD’nin başkanı.
‘Arka sayfa güzeli için gazete alan eski başkan’ da haliyle bir önceki başkan, uçkuruna düşkünlüğüyle tanınan Bill Clinton.
Buradaki ‘arka sayfa güzeli’ tabii ki Türkiye’nin en büyük gazetesine, Hürriyet’e dokundurma haliyle...
Yani uçkuruna düşkün Bill Clinton, arka sayfa güzeli için Hürriyet okuyormuş.
Yeni başkan George ‘Dubya’ Bush ise bu yeni gazeteyi beğeniyor.
*
Bir gazeteci değil, iyi bir gazete okuru olarak düşünüyorum bu reklamı seyrederken...
Hani ben sokaktaki adam olsam...
ABD’ye tarihinin ekonomik açıdan en iyi dönemlerinden birini yaşatmış, sosyal açılımlar yapmış, Amerika’nın aydınlık ve güleryüzünü temsil eden, cin gibi zeki, parlak, liberal, sevimli, karizmatik Bill Clinton’ın beğendiği gazeteyi mi okurum, arka sayfa güzeline gülüp geçme pahasına...
Yoksa, kötü niyetli ya da salak danışmanların lafıyla hareket edip Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren, eğitimi, kültürü, bilgisi ve zekası alay konusu olan, eski alkolik bir köktendinci politikacının beğendiği ve danışmanlarının önerdiği ‘yorumu ayrı haberi ayrı’ gazeteyi mi?
Şüphesiz birinciyi okurdum...