Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç'ın, partisinin başvurusu ile ilgili kararın açıklamasını parti genel merkezinde televizyondan izledi. Bu arada, genel merkezde bulunan bazı parti yöneticileri ve milletvekilleri, odasına girerek Baykal'ı kutladılar. Açıklamanın ardından CHP milletvekilleri de gruplar halinde parti genel merkezine geldiler. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa Mahkemesi'nin kararını değerlendirirken, “Bu kararla bu parlamentonun Cumhurbaşkanı seçme şansı kalmamıştır” dedi. Baykal, şunları söyledi:
“Bu kararla artık bu parlamentonun cumhurbaşkanını seçme sansı kalmamıştır. Bu parlamento Cumhurbaşkanını seçme olanağını kaybetmiştir. Bugün Mayısın 1'i... İlan edilen takvime göre birinci tur yapılmamıştır. Birinci tur yapılmadan ikinci tura geçilme imkanı yoktur.”
Bu takvime göre cumhurbaşkanı seçimi yapılamayacağını savunan Baykal, “Bu noktada yapılacak şey seçime gitmektir” dedi. Baykal, bunun “pazarlık konusu” olmadığını ifade ederek, “Seçim kaçınılmazdır. Anayasanın emridir, anayasanın gereğidir. Cumhurbaşkanını seçemeyen Meclis seçime gitmek zorundadır” diye konuştu.
CHP Genel Sekreteri Önder Sav da, “Gözümüz aydın, Türkiye'nin gözü aydın” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç ise, kararı, “Anayasa ve hukuk devleti kazanmıştır” diye değerlendirdi. Koç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Anayasa Mahkemesi’nin kararını, “Anayasa ve hukuk devleti kazanmıştır. Demokrasinin olmazsa olmazları bugün galip gelmiştir” diye değerlendirdi.
GELİŞMELERİ İZLEYECEĞİZ
Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını görmedikleri için çok fazla yorum yapmayacağını bildiren Koç, şöyle dedi:
“Anayasa ve hukuk devletinin, hukukun üstünlüğünün Anayasa'nın üstünlüğünün son derece ciddi bir tartışma süreci içinde kazandığı bir noktadayız. Türk hukukuna, dayatmaların dışında tekrar kendi yaşam tarzını seçecek bir demokratik süreç önüne gelmiştir. 367 ile ilgili hukuksal iddialar çok tartışıldı. Bugün en yüce kurum, Anayasa Mahkemesi, bu konuda CHP’nin yaptığı itirazı haklı görerek birinci tur oylamanın yürürlüğünü durdurdu. Bundan sonraki gelişmeleri hep beraber izleyeceğiz.”
SAĞDUYU ÇAĞRISI
Koç, “Türkiye’de umarım tüm siyasi aktörler bu süreç sonrasında sağduyulu değerlendirmelerde bulunurlar ve Türkiye, bu sıkıntılı sürecin sonunda önünü açacak olan bir demokratik olgunlukla daha aydınlık geleceğe yol alır diye düşünüyorum. Tüm milletimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Umarım bundan sonrasında Türkiye için çok daha iyi şeyler olacak” diye konuştu.
Bu arada, Anayasa Mahkemesi’nin cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunun iptaline ilişkin kararının ardından CHP Genel Merkezi’nden cep telefonlarına “kutlama mesajı” geçildi. Mesajda, “Deniz Baykal önderliğinde CHP mücadele etti. Toprak bütünlüğü, ulusal birlik, laik cumhuriyet, demokrasi ve hukuk kazandı. Yaşasın Türkiye, yaşasın CHP, yaşasın Baykal” ifadeleri yer aldı.
ŞENER'İN YORUMU
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ise, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili olarak, “İhtimaller sürpriz olmaz. Bana göre toplantı yeter sayısı 367 değildir” dedi. Başbakan Yardımcısı Şener, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin Anayasa Mahkemesi'nin, cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunu iptal etmesi ve yürürlüğünü durdurması konusundaki kararına ilişkin sorusuna, "İhtimaller sürpriz olmaz. Bana göre toplantı yeter sayısı 367 değildir. Benim yorumum böyledir” karşılığını verdi.
BAHÇELİ'NİN DEĞERLENDİRMESİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili olarak, “Başbakan ve partisinin, cumhurbaşkanlığı makamını siyasi ve ideolojik misyon yeri olarak gördüğü bütün çıplaklığıyla anlaşılmıştır” iddiasında bulundu.
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, partisinin, Cumhurbaşkanı seçim sürecinde yaşanan gelişmelerden ve bugün gelinen noktadan “Türk demokrasisi adına büyük üzüntü ve endişe duyduğunu” belirtti.
Türkiye'nin temel siyasi sorunlarının, “şahsi ihtiras ve hesapların esiri olmadan, partiler üstü bir anlayışla ve uzlaşma yoluyla ele alınmasını” temel bir siyasi ilke olarak benimsediklerini ifade eden Bahçeli, partisinin cumhurbaşkanı konusunun geniş tabanlı bir toplumsal ve siyasi uzlaşma zemininde ele alınmasını, genç Türk demokrasisinin rüşdünü ispat etmesinin önemli ve anlamlı bir göstergesi olarak kabul ettiğini ifade etti.
MUMCU'NUN AÇIKLAMASI
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu da, Anayasa Mahkemesi'nin kararına ilişkin, “Türkiye'yi bu krizden kurtarmanın yolu; Cumhurbaşkanını halkın seçmesine ilişkin Anayasa değişikliğinin yapılmasıdır. Bu yöndeki ısrarımızı tekrar ediyoruz, ön koşulsuz desteğimizi ilan ediyoruz” dedi. “Mahkeme kararıdır, saygı gösteriyoruz” diyen Mumcu, “Ancak bu kararla Türkiye'de hem bu seçim, hem bundan sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürekli krizlere gebe haline gelmiştir” diye konuştu. Mumcu, şunları söyledi:
“CHP'ye, Anayasa Mahkemesi'ne bu yönde başvuru yapmaması yönünde çağrımızın anlamı şimdi daha iyi ortaya çıkmış oluyor. Ne iktidar uzlaşmaya ne ana muhalefet uzlaşmaya yaklaştı. Eğer Türkiye'yi düşüneceksek ortaya çıkan krizden ülkeyi kurtarmamız gerekiyor. Bunun da yolu cumhurbaşkanını halkın seçmesine ilişkin Anayasa değişikliğinin yapılmasıdır. Bu yöndeki ısrarımızı tekrar ediyoruz. Ön koşulsuz desteğimizi ilan ediyoruz ama gördüğüm odur ki iktidar, popülizm yapmayı, milletin iradesini yanıltmayı tercih etmektedir. Sahte bir mağduriyet üretme niyetindeler ve vatandaşı kamplaştırdıkları bir seçim içinde yanıltmayı istemektedirler. Ne yazık ki bu da milletin içinde bulunduğu psikoloji dolayısıyla mümkün gözükmektedir. 25 yaşında seçilmek için sözüm ona gösterdikleri duyarlılığı, cumhurbaşkanını halkın seçmesi yönünde göstermediklerini gözden kaçırmaya çalışmaktadırlar. Bu, ikiyüzlülüğün en açık belgesidir.”
DSP: “AKP, GENEL SEÇİM TARİHİNİ İLAN ETMELİDİR”
DSP Başkanlık Kurulu, Genel Başkan Zeki Sezer başkanlığında toplanarak gelişmeleri değerlendirdi. Toplantıdan sonra yapılan yazılı açıklamada, TBMM'nin Anayasa Mahkemesi'nin kararının “gereğini yerine getirmesi” gerektiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“AKP bakımından Cumhurbaşkanlığı turlarına devam ederek sonuç almak hukuken, fiilen ve siyaseten artık mümkün değildir. Bu nedenle AKP yönetimi derhal adayını geri çekmelidir. Cumhurbaşkanı turlarını sürdürmek bir zorlama olacaktır. Bu zorlama Başbakan'ın hep arkasına saklandığı ülkemizdeki sözde siyasi ve ekonomik istikrarı tehlikeye atacaktır. Daha da vahim olan ise toplantı yeter sayısını sağlamakta ısrar edilirse, geçen hafta kulislerde dolaşan 'milletvekili pazarı' kurulması, para ile oy satın alınması gibi iddialara TBMM'yi hedef kılacaktır. AKP, cumhurbaşkanı adayını derhal geri çekmelidir. AKP yönetimi, TBMM'nin saygınlığına ve ülke istikrarına biraz önem veriyorsa, cumhurbaşkanlığı seçiminden vazgeçip derhal genel seçim tarihini ilan etmelidir.”
AĞAR: KEŞKE DAHA ÖNCE SEÇİM KARARI ALINSAYDI
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Celal Bayar Köşkü'nden ayrılışı sırasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. “Türkiye'nin kutuplaşmayı, zıtlaşmayı büyüten ikili siyaseti reddettiği ortadır” görüşünü dile getiren Ağar, “milletin sağduyusu ve makuliyetinin çözüm bulacak yegane güç olduğunu” vurguladı. Ağar, “Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün 'Cumhurbaşkanını halk seçsin' yönündeki açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu yanıtlarken, “Biz, halkın hakem olduğu her yerde varız” dedi. Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Parlamenter sistemde halk oyuyla seçilmiş cumhurbaşkanına bu yetkiler yetecek midir? Hepsi siyaseti yeniden yapılandırma meselesidir. Siyaset, kendi yapılandırmasını demokrat alana taşıyacak değişim ve reformları bu dönemde yapamamıştır. Hem bir sivil anayasa, hem bir siyasi partiler kanunu, hem seçim kanunu... Bunları başarabilen bir anayasa çalışması olmalıydı, bunların hiç biri olmadı. Kısır, kutuplaşma ve çekişmeyle Türkiye'nin 3-5 aylık dönemi heba edilmiştir. Hep söyledik mahkemeye gidilmesin, siyasetin hesap yeri sandıktır, mahkeme değildir. Keşke mahkeme kararından evvel bir inisiyatif kullanılıp seçim kararı şimdi alınacağına o zaman alınsaydı.”