Hakan AKPINAR / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2002 01:48
Başbakan Ecevit, Başbakanlık Konutu'ndaki söyleşimizin ikinci bölümünde, politikayı bırakınca sanat ve edebiyatla ilgileneceğini açıkladı. Sorularımız ve Ecevit’in yanıtları şöyle.
Siyasal yaşamınızı sona erdirince neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Sanata, edebiyata daha çok vakit ayırabileceğim Allah nasip ederse.
Çok yoğunsunuz, kitap okumaya fırsat bulabiliyor musunuz?
Olabildiğince okumaya çalışıyorum. Daha çok siyasetle ilgili şeylerle ilgilenmem gerekiyor son zamanlarda. Fakat edebiyatla ilgilenmeye devam ediyorum. Özellikle bunaldığım dönemlerde Türk halk şiirinin aydınlatıcı, ferahlatıcı yönüne sığınıyorum. Türkiye'de, İslam aleminde bir noktadan sonra felsefe dışlanmıştır, ama Türk halk ozanları aslında bir anlamda Türk kültürünü ve felsefesini geliştirmiştir. Bu bakımdan da Alevi, Bektaşi türküleri önemlidir.
VATANDAŞLIK NAZIM'IN HAKKI
Siz de bir şairsiniz, Nazım Hikmet de. Ama o büyük şair, bu ülkenin vatandaşı değil. Bu konuda bir şeyler yapacak mısınız?
Vatandaşlık onun hakkıdır. Çünkü Nazım Hikmet'in şiirlerinde Türk halkı son derece önemlidir. Türk halkına ne kadar önem verdiği şiirlerinde bellidir.
Atatürk'le ilgili olarak çok etkileyici şiirleri vardır. Kurtuluş Savaşı ve Türk köylüsü ile ilgili şiirleri de vardır. O bakımdan onun Türkiye'de yerinin olması doğaldır.
Vatandaşlık konusunda girişimde bulundunuz mu?
Zaten o konuda çalışmalar yapılıyor.
ŞİİR YAZMAYA ZAMAN YOK
Siz, şiir kitabı da olan bir politikacısınız. Son zamanlarda hiç şiir yazabildiniz mi?
Son bir kaç yılda maalesef şiirle katılımcı bir şekilde ilgilenme olanağı bulamadım. Çünkü çok yoğun bir şekilde siyasetle ilgilenmem gerekiyordu. Fakat şiire ilgili düşüncelerimi hiçbir zaman yitirmedim. Şiir daima benim için bir nefes alma olanağıdır. Bir siyasetçinin sadece siyasetle ilgilenmesini sakıncalı buluyorum. Yani her politikacı ille şiirle ilgilenmek durumunda olmayabilir, fakat başka bir alanda siyasetçinin ilgisinin bulunması, o siyasetçinin sağlıklı kararlar alabilmesine de katkıda bulunur.
Şairlik ve başbakanlık. Bunlarla bir arada nasıl yaşıyorsunuz?
Bunu bağdaştıran politikacı sadece ben değilim. Özellikle Asya'da bu tür politikacı ve devlet adamları var. Genellikle dünyada şiirle, edebiyatla politikayı bir arada yürütebilen insanlar görülmüştür. Daha başka örnekler de vardır. Ben bir istisna durumunda değilim.
HALK EDEBİYATINA DAHA YAKINIM
Şiirlerinizde Yunan tragedyalarından, Hint Şair Tagore'a; T.S. Eliot'tan Türk halk edebiyatının sözlü eserlerine kadar uzanan etkilenmeler var. Siz şiir çizginizi nerede görüyorsunuz?
Özellikle halk şiirleri bakımından, halk türküleri bakımından Türk halkıyla çok yakından ilgilendim ve ilgilenmeye devam ediyorum. Halk şiirleri, halk türküleri benim için siyasetten soyutlanma olanağını sağlamıştır. Benim için bu istisna değildir. Padişahlarımız arasında da, şarkıyla, şiirle yakından ilgilenenler vardır. O bakımdan benim durumum pek farklı sayılamaz. Batı'da çok azdır şiirle siyaseti birlikte yürüten, fakat doğuda bu yadırganır bir durum değildir. Ben bir yandan halk türküsüyle, bir yandan da Hint edebiyatı ve felsefesiyle yakından ilgilenirim. Aslında Türkiye'de kamuoyu Hint edebiyatı ve felsefesini pek tanımıyor. Oysa Hint ulusal kimliğinin gelişmesinin Türk hükümdarlarının çok etkisi vardır.