Güncelleme Tarihi:
İslamcı aydın ve yazarlar, Hizbullah vahşetinin ardından ‘Siyasal İslam’dan çark ederek, ‘‘Din ideoloji değildir’’ demeye başladılar. FP'nin yenilikçileri de özeleştiri yapıp, ‘Siyasal İslam artık eskisi gibi taraftar bulamaz’’ diyorlar.
HİZBULLAH vahşeti, FP'den sonra İslamcı aydın ve yazarları da ‘Siyasal İslam’ konusunda çark ettirdi. ‘Siyasal İslam’ konusunda FP'den özeleştiri sesleri yükselirken, İslamcı aydın ve yazarlardan da, ‘‘Din ideoloji değildir’’ sesleri ve İslami çevreleri, ‘‘Demokrasi ve İslami talepler konusunda yeniden düşünmeye, söylemlerini gözden geçirmeye’’ davet mesajları gelmeye başladı.
Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, siyasal İslam'ın her manaya çekilebilecek kaypak bir kavram olduğunu söylerken, Doç. Dr. Durmuş Hocaoğlu da, siyasal İslam tabirinin içinin yeterince doldurulamadığını belirterek, bu haliyle tehlike davet eden kışkırtıcı bir kavram olduğunu söyledi. Hocaoğlu, ülke şartları olgunlaşıncaya kadar, bu gibi terimlerden uzak durmanın faydalı olacağını da kaydetti.
Prof. Mehmet Aydın da, siyasal İslam kavramının daha çok dinin ideoloji olarak kabul edilip edilmeyeceği noktasında güncellik kazandığını belirterek, ‘‘20. Yüzyıl'ın en büyük talihsizliklerinden biri dini ideolojiye dönüştürmektir. Din ideoloji değildir. İslam ile İslamizm'i birbirine karıştırmamak gerekir. İslamizm, siyasal bir ideolojidir’’ dedi.
İslamcı Yazar Akif Emre de, Yeni Şafak'taki dünkü köşesinde, özellikle Hizbullah operasyonunun İslam adına duyarlılık sahibi çevreleri, demokrasi ve islami talepler konusunda yeniden düşünmeye, söylemlerini gözden geçirmeye itmiş olması gerektiğini vurguladı. İran Devrimi'nin etkisi ile Batılı siyaset bilimcileri tarafından icat edilen bu kavramın Türkiye'ye aktarıldıktan sonra çarpıklaştırıldığına dikkat çeken Emre, siyasal İslam kavramını ‘‘kolaycı, indirgeyici ve mahkum edici’’ olarak nitelendirdi.
FP: UZLAŞMA FP GİK üyesi ve Refahyol döneminin Çalışma Bakanı Necati Çelik, ‘‘Türkiye'de dine, etnik kökene ve ideolojiye dayalı siyaset ile ticaretin, ülke huzurunu bozduğu yaşanarak görülmüştür. Siyaset de halkla beraber yapıldığına göre bu gerçeği gözardı ederek siyaset yapmanın pratikte karşılığının olmadığını artık görmemiz gerekir’’ dedi. ‘‘Dünyada yükselen değer uzlaşma ve paylaşmadır’’ diyen FP'li Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Ben bugün, ‘Durun kalabalıklar, bu çıkmaz sokak' diyorum. Bugüne kadar yaptığımız bir siyabetin bir çıkmaz sokak olduğunu görmemiz gerekiyor. Bu çıkmaz sokaktan nasıl çıkarız, bunun felsefi ve siyasi alt yapısını tartışarak oluşturmamız gerekiyor.’’
FP’DEN ÖZELEŞTİRİ FP'de bu konudaki ilk özeleştiriler ise yenilikçi kanadın önde gelen isimleri Bülent Arınç ve Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan'dan gelmişti. ‘İslami Devlet’ diye bir gayelerinin olmadığını belirten Arınç, bugün bütün dünyada en önemli tartışma konularından birini oluşturan ‘Siyasal İslam’ konusunda, ‘‘Siyasal İslam'ın artık dünyada da gerilediğini ve toplumsal değişmenin böyle birşeyin artık çok önünde olduğunu söyleyebilirim. Siyasal İslam artık eskisi gibi taraftar bulamaz’’ dedi.
Bir ‘‘Din’’ ya da ‘‘İslam’’ partisine karşı olduğunu, çünkü dine en büyük zararı bu partilerin vereceğini söyleyen Gül de, ‘‘Siyasi partilerin dinle ilgisi ancak, din hürriyetine gösterdikleri samimi alakayla sınırlıdır’’ diye konuştu. ‘‘Referansım İslamdır’’ ve ‘‘Demokrasi amaç değil araçtır’’ sözleri nedeniyle tepkilere hedef olan Erdoğan ise ‘‘Şeriat Devleti diyenleri ciddiye almayacağını’’ belirtti.
Törenlerin maskotu
GÖLCÜK'te Cumhurbaşkanı Demirel'in katıldığı Manisa Mesir Sitesi'nin açılışında, ABD Başkanı Clinton'un burnunu sıkarak meşhur olan Erkan bebek de vardı. Başkan Clinton'un 1999 Kasım ayında Türkiye'ye yaptığı ziyarette İzmit Çadırkent'te kucağına alıp sevdiği Erkan Işık, bir anda tüm dünyada tanındı. Minik parmaklarıyla burnunu sıkan Erkan'ı seven, öpen Başkan Clinton, korumalarının uyarılarına da ‘‘O bir bebek’’ diye yanıt vermiş ve kucağından indirilmesini engellemişti. O andan sonra Erkan'ın ve ailesinin hayatı değişti. Erkan bebeğin bakımını ve tüm eğitim masraflarını işadamı Kadir Has üstlendi. Minik Erkan, dünkü törende babası Hacı Işık'ın kucağındaydı. Erkan, Cumhurbaşkanı Demirel'i konuşurken uzaktan izlerken, Başkan Clinton'dan gördüğü ilgiyi, koruma ordusundan Demirel'e yaklaşamadığı için göremedi. Törene katılan Devlet Bakanı Hasan Gemici, bir ara Erkan'ın yanına gelerek onu sevdi. Clinton, burnunu sıkan Erkan bebeği, Davos'taki toplantıda Başbakan Bülent Ecevit'e de sormuştu. Demirel'in ABD gezisi ertelenmeseydi, belki, Erkan bebek yine Clinton'u görecekti.