Siyah Kalem’in İstanbul’a düşen gölgesi

Güncelleme Tarihi:

Siyah Kalem’in İstanbul’a düşen gölgesi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 1999 00:00

Haberin Devamı

Orta Asya halklarının rüyalarını resimleyen, olağanüstü yaratıklarla transa geçerek onları dans ettiren ressam Siyah Kalem yüzlerce yıl sonra bile resimlerine bakanları büyülüyor. Türkiyeli Selma Gürbüz ve Fransız-İran kökenli ressam Christine Khondji de Siyah Kalem tutkusuna kapılanlardan. Sanatçıların Siyah Kalem'den esinlenerek açtıkları ortak sergi ‘‘Siyah Kalem Günümüzde'' 15 Ocak 2000'e kadar Fransız Kültür Merkezi'nde...

Önce ardından gelenleri bunca etkileyen Siyah Kalem'den söz edelim. Eserleri Topkapı Sarayı Müzesi'nde korunan 15. yüzyılda yaşamış Uygur ressamı Siyah Kalem hakkında pek az şey biliniyor. İslam'ı kabul etmiş Budist ustaların izinden gittiği sanılıyor. Resimlerinde cinleri, söylencelerde çizgili postları ve keskin dişleriyle tanımlanan devasa Uygur Yak öküzlerini betimlediği biliniyor. Çoğunlukla hayvan başlı ve insan bedenli desenler Uygur mitolojisinden esinlenen öküz boynuzları taşıyor.

Fransız Kültür Merkezi'ndeki sergide Christine Khondji açıkça referans aldığı Siyah Kalem ve onun çalışmalarının izinde göçer cinler, dağılmış bedenli hayvanlar ve sürekli değişim halindeki yaratıkların evrenini yeniden tasarlarıyor. Selma Gürbüz ise saydam ve yumuşak, aynı zamanda erotik bir vurgunun gösterimi üzerinde oynuyor.

İstanbul'da Fransız Kültür Merkezi'nin müdürü Philippe Pialoux'nun fikriyle Siyah Kalem'in izinde aynı sergide buluşan Gürbüz ve Khondji, Siyah Kalem ile bağlarını ayrı ayrı anlattılar. 1986'dan bu yana Türkiye, Fransa, İngiltere, İspanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Amerika, Arjantin ve Kore gibi ülkelerde birçok kişisel sergi açan evsahibi Selma Gürbüz yıllardır minyatürlerle ilgileniyor, bu arada Siyah Kalem ile ilgili araştırmalar yapmış.

Masal yaratıkları

Selma Gürbüz, Siyah Kalem'in bütün minyatür dünyasını etkilemiş, minyatüre mizah ve yerleştirmeyi getirmiş çok özgün bir usta olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘‘Bence geleneğine bakmak sanatçının en büyük zenginliğidir. Efsaneler ve halk destanları benim için çok önemli. Onlardan esinlenerek yıllardır yarı insan yarı hayvan masal yaratıkları üzerinde çalışıyorum. Siyah Kalem'in özellikle şeytan ve hayvan figürlerinden çok etkilendim ve onu kendi dünyamda yorumladım.''

Gürbüz, Siyah Kalem'in kendisi ve Khondji tarafından yorumlanışları arasındaki farkları şöyle anlatıyor: ‘‘Uzun zamandır siyah beyaz ve kahvelerle çalışıyorum, Christine ise renkli. Ben siyahın gücüne ve derinliğine çok inanıyorum.''

Teatral bir anlatımla bir fantezi álemi kuran Gürbüz, son dönem çalışmalarında koyun yününün ve tiftiğin doğal renklerine müdahale etmeden siyah-beyaz etkisi uyandıran halılar dokuyor. Bunlar teknik olarak çok eski bir geleneği olan Konya Karapınar battaniye halıları, diğer adıyla ‘‘Tülü Halıları''. Gürbüz'ün elde ettiği bu tüylü doku yarı insan yarı hayvan figürlerinde vahşi denilebilecek yeni kompozisyonlar çıkarmasına yardımcı olmuş.

Resmin büyülü işlevi

‘‘Siyah Kalem'in resimlerinde güzel hiçbir şey yoktur. Stilize edilmiş doğanın çerçevesini oluşturduğu değerli ve bilge Doğu minyatürleri gibi değildir. Batı sanatını da yansıtmazlar. Bana göre mağara resimlerine daha yakındırlar. Büyülü bir işlevleri vardır...''

Sergiye káğıt üzerine karışık teknik ve yağlıboya resimleriyle katılan Christine Khondji Siyah Kalem tutkusunu böyle anlatıyor ve devam ediyor: ‘‘İslam Sanatı eğitimim sırasında ilk kez Siyah Kalem'in resimleriyle karşılaştığımda tarzının tekilliğiyle büyülendim. Çocukluğumda İran'da yankılarını duyduğum, olağandışı varlıklarla dolu Türk efsanelerinde duyduklarımı hatırlatan bir vurgusu vardı.''

Siyah Kalem'in gücü

Birdenbire resim yapmaya başlayan ve yaptığı figürlere bakarak ‘‘bunları bir şeye benzetiyorum ama neye?'' diye düşünüp duran Khondji sonra kimden etkilendiğini anlamış ve Siyah Kalem'in yapıtlarının gücüne teslim olmuş. Sanatçı o dönem Şamanizm ve Hinduizm ile de yoğun olarak ilgileniyormuş.

Daha önce Avrupa'da da çeşitli sergilere katılan Khondji'nin annesi Fransız, babası İranlı Azeri. Sanatçı İran'da doğmuş ve dokuz yaşına kadar orada yaşamış. Paris'te yaşayan ve çalışan saantçı Paris'te İslam Sanatı ve arkeoloji, Londra'da fotoğraf eğitimi görmüş. İngilizce okuyor, Fransızca yazıyor ve Farsça şiirler dile getiriyor.

Fransız Kültür Merkezi, İstiklal Cad. 8, Taksim. Tel: (0212) 244 44 95

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!