Siyah-beyaz Yeşilçam’ın tadı başka

Güncelleme Tarihi:

Siyah-beyaz Yeşilçam’ın tadı başka
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2008 15:58

Yeşilçam fırtınasının kasırgaya dönüştüğü yıllardı 1960’lar. Çok sonraları doğmuş olanlarımız için bile siyah-beyaz yıldızların yeri ayrı oldu. İşte birçok insanın “TV’de gösterilse de izlesek” dediği bu dönemin unutulmaz filmleri bugün yavaş yavaş DVD raflarında boy gösteriyor.

Haberin Devamı

İsmail Türkmen / citizenoff@gmail.com

1990’ların başında özel televizyonların piyasaya çıktığı zamanlarda gerek gündüz kuşağında gerekse de gecenin ilerleyen saatlerinde TV’lerin birinde mutlaka siyah-beyaz bir Türk filmi bulabilirdiniz. Sonra sanki bir felaket olmuş da bütün bu filmlerin tüm kopyaları yitirilmiş gibi bunları ulusal yayın yapan TV’lerin neredeyse hiçbirinde göremez olduk. Nitekim son yıllarda tanıdığım pek çok insanın bu konuda yaşadıkları “açlığı” ifade etmelerine defalarca tanık oldum.

Türk sinemasının tanımlandığı dönemlerde çekilmiş ya da Yeşilçam için kilometre taşı sayılabilecek filmlerin şu veya bu ortamlar üzerinden tüketiciye sunulmaması gerçekten de büyük bir eksiklik. Ancak öyle anlaşılıyor ki bu boşluk yavaş yavaş doldurulmaya başlıyor. Yıllardır müzik alanındaki faaliyetleriyle tanınan Çınar Müzik’in son dönemde, çoğu 1960’lı yıllara ait siyah-beyaz Türk filmlerini “Bir Yeşilçam Hatırası” başlığıyla piyasaya sürmesi bunun güzel bir örneği. Şimdiye kadar orada burada tek tük rastladığımız siyah-beyaz Yeşilçam filmlerinin bir seri halinde DVD formatında sunulmasının, daha geniş çaplı ve zengin bir çabanın habercisi olmasını umuyorum.

BELGESEL GİBİ

Haberin Devamı

Bu dizi çerçevesinde piyasaya çıkarılan filmleri izlemek benim için büyük bir keyifti. Birincisi, gerek teknolojik gerekse de sinema teknikleri açısından birçok eksiklerine rağmen bu filmler herhalde herkeste olan geçmişe özlem duygusuna belki de en iyi ve doyurucu karşılıkları veren şeyler. İkincisi Türk sineması dendiğinde neredeyse herkesin ilk aklına gelen en ünlü yıldızları yeniden ve hatta belki de ilk filmleriyle izlemek hakikaten büyük bir ayrıcalık.

Örneğin Türkan Şoray’ı birçoklarının tanıyamadığı genç haliyle, Ajda Pekkan’ı bilmem kaç kere olduğu estetik ameliyatların öncesindeki doğal yüzüyle izleyebiliyorsunuz.

Bütün bunların ötesinde bu filmlerin geleceğe taşınması gereken çok kıymetli belgeler olduğunu düşünüyorum. Bu filmleri izlerken o dönemin en popüler şarkılarına-türkülerine, esprilerine, danslarına (ve tabii neredeyse her filmde karşımıza çıkan “twist”e), giyim-kuşamına, şehirlerin ve bunların sokaklarının o zamanki hallerine bir belgesel seyrediyormuş gibi tanık oluyorsunuz.

Genellikle filmlere mekan olan İstanbul’un cadde ve sokaklarında ne kadar az arabanın olduğunu, geçmişin kötü hallerinden biri olarak hastanelerde bile sigara içildiğini, birkaç kelimesini telaffuz ederek hava atılan dilin İngilizce değil de Fransızca olduğunu, koskoca İstanbul’da bir tane bile gökdelenin olmadığını, Sadri Alışık’ın Cüneyt Arkın’dan beter dövüştüğünü görmek gerçekten çok ilginç bir deneyim.

Siyah-beyaz Yeşilçam’ın tadı başka

Haberin Devamı

Ayhan Işık’tan Filiz Akın’a, Sadri Alışık’tan Türkan Şoray’a, Öztürk Serengil’den Ajda Pekkan’a, Önder Somer’den Mürvet Sim’e, Hüseyin Baradan’dan Sevda Ferdağ’a ... kısacası siyah-beyaz Yeşilçam filmleri deyince aklınıza gelebilecek bütün isimleri yeniden ve hem de istediğiniz an seyredebilmek büyük bir nimet açıkçası . Kendi adıma seriyi hazırlayanlara çok teşekkür ediyor ve Yeşilçam’ın siyah-beyaz yıllarının tamamının DVD olarak bizlere sunulmasını diliyorum.

NOT: Bu vesileyle burada bir konuya değinmek ve kişisel bir itirazımı dile getirmek istiyorum. Bu filmleri izlediğiniz zaman genel bir “saflık” görüyorsunuz. Birçok nedeni, yüzü ve tezahürü olan bu saflığın beni en çok rahatsız eden tarafı, “iyilerin sonunda mutlaka kazandığı bir dünya” kurgusunu yansıtmasıdır. Şahsen ben bunun böyle olmadığını sonraları “öğrendim” galiba ama neler kaybettim bilmiyorum. Kısacası, Orhan Veli’nin dizelerinden yola çıkarak rahatlıkla şunu söyleyebilirim: “Bizi bu Yeşilçam saflığı mahvetti.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!