OluÅŸturulma Tarihi: Mart 27, 2005 00:00
İkisinin de soyadı wolf (kurt) sözcüğüyle başlıyor. Dünya Bankası Başkanlığı’ndan ayrılmaya hazırlanan James Wolfensohn virtüözite düzeyinde çellist, sanatsever bir kurt. Yerine aday Paul Wolfowitz ise Pentagon’daki malum demir yumruklu yeni sağcı ideolog, Irak işgalinin mimarı. Oysa, bu kadar kolay değil onu tanımlamak: Çünkü aynı zamanda çok kibar, her fikri sabırla dinleyen, Demokrat Parti üyesi (!) bir akademisyen. Çanakkale Savaşı’ndaki bağımsızlık ruhuna hayran. Bağımsız Filistin’i, açık toplumu savunuyor. Kan bağı taşıdığı İsrailli yerleşimcileri eleştiriyor. Sevgilisi Türkiye bağlantılı, feminist Arap. İşte size kafa karıştırıcı bir bilanço.6 Mayıs 2003’te CNN Türk’teki röportajda, Erdoğan Hükümeti’ni Irak savaşında ABD’yi yeterince desteklememekle suçlaması ve ağır dille eleştirmesi Türkiye’de şok etkisi yaratmıştı. Herkes bu tepkinin sonrasını bekliyordu. 15 gün sonra TÜSİAD ve Türk Amerikan İş Konseyi sondaj için Washington’a gitti. İçlerinden Şerif Egeli, eski dostunu Pentagon’da ziyaret etti. Egeli’ye ilk sorusu şuydu: ‘Türkiye’de günün adamı olmuşum. Söyle bakalım, kimler beni daha çok seviyor; hanımlar mı beyler mi?’En ciddi konuları görüşürken bile kaybetmediği espri zekası en belirgin özelliği Wolfowitz’in. Sesini yükselttiğini duyan olmamış hiç. Monoton ifadeyle konuşuyor; tebessümü en sert sözcüklerde bile eksilmiyor. Türk dostlarının anlattığına bakılırsa vefakar, ilişkilerde özenli. Vaaz vermek yerine, bilgiye dayalı her fikri dinleyen, tartışan, anlamaya çalışan bir entelektüel. ‘Müthiş bir zekaya sahip’ diyor herkes onun için.Zekası matematik biliminin kaybı, yeni sağın kazancı. Babası, Amerika’nın önde gelen istatistikçilerinden Jacob Wolfowitz bir röportajda söz ondan açılınca şöyle demişti: ‘Paul’un matematiği bırakması gerçek kayıp...’Jacob Wolfowitz, istatistik bilimine ve iletişim teknolojilerine nonparametik inferans, minimum uzaklık metodu, bilgi kodlama konusunda büyük katkılarda bulunan bir akademisyendi. 1920’de, 10 yaşında Varşova’dan New York’a göçmüştü. Avrupa’da güçlenen anti semitizmden kaçmıştı. Geride kalan tüm yakınları Nazi soykırımında öldü. Baba Wolfowitz acısını 1943’te doğan oğlu Paul ve ardından gelen kızı Laura’yla unutmaya çalıştı. Uzun yıllar Cornell Üniversitesi’nde matematik dersi verdi. 1981’de öldüğünde ülkenin en saygın istatistik ödülü onun adını aldı. NOBELLİ ROMANCI ONU YAZDI Paul önce babasının izinden yürüdü. 12 yaşında ödevlerinde ABD’nin Çin’le ticari ilişkilerini tartışıyordu. 13’ünde izci kampında Andersonville’in savaş esirleri kampını anlattığı 800 sayfalık romanını bitirdi. Cornell Üniversitesi’nde matematik ve kimya okurken hayali Nobel almaktı. 1963’te yüksek lisansını tamamlayıp, Chicago Üniversitesi’nde doktora programına yazıldığında hayata bakışı netleşecekti. Siyaset bilimi kürsüsü, Leo Strauss ve yeni muhafazakarların kalesiydi. Sınırlı nükleer savaşı gerekli bulan strejist Albert Wohlstette’ın parlak öğrencisiydi. Allan Bloom’dan etkilendi. Hocası, Kubrick’in
film kahramanı Dr. Strange Love’a, Wolfowitz ise Nobelli yazar Saul Bellow’un romanı Ravelstein’e ilham olacaktı. Pentagon’un şahinleri genç akademisyeni, dört yıl siyaset bilimi dersi verdiği Yale Üniversitesi’nde keşfetti. 1977’de Başkan Ford’un Savunma Bakanlığı’na alındı. İşi, Sovyetler’le nükleer silah pazarlığında strateji geliştirmekti. Andy Marshall başkanlığında, 2000’lerin savaş teorilerini geliştiren Lewis Libby, Donald Rumsfeld, Richard Armitage, James Roche ekibine girdi. Office of Net Assessment’ta yüksek teknoloji, az askerle girişilecek kıtalar ötesi savaşların planları yapılıyordu. İnsansız uçaklar, akıllı füzeler, nötron, haberleşme durduran bombalar geliştirecek sistemi oluşturmaktı amaç. Demokrat Carter’ın döneminde, Wolfowitz yeni bir birim kurdu: US Central Command, Körfez, Afganistan ve Irak savaşını yönetecekti.KURT AŞÇI YARIŞMADAEnver Sedat, İsrail’le anlaşma masasına oturmuştu. Bu örneği incelemeye girişti. Tarihi konuşmasını Arapça dinleyebilmek için üç yıl metroda teyple dil çalıştı. Çince öğrenip ikili ilişkilerin gelişmesine, ayrıca Filipin’in demokrasiye yöneltilmesine yardım etti.Yıldızı Reagan iktidarında parladı. 20 yıl önce CIA güdümlü darbeyle iktidara gelen, elçilikten aldığı solcu listesiyle önce beş bin kişiyi, ardından kendi listesiyle 500 bin kişiyi ortadan kaldıran Endonezya diktatörü Suharto’nun balans ayarına ihtiyacı vardı. 1986’da, ABD Büyükelçisi sıfatıyla Cakarta’nın yolunu tuttu. Müslüman ülkenin en popüler Musevi büyükelçisi oldu. Dil öğrendi, halka karıştı, bir kadın dergisinin
yemek yarışmasında üçüncü oldu. Suharto’ya açık toplumun nimetlerini anlattı.1989’da Washington’a döndüğünde dostu Dick Cheney, Bush’un Savunma Bakanlığı’na getirilmişti. Wolfowitz’in müsteşarlık makamına astığı tablo uzaktan manzara, yakından bakınca Amerikan İç Savaşı’nın ceset dolu savaş alanıydı. ‘Bana, neyi engellemeyi çalıştığımızı hatırlatıyor’ diyordu. FELAKETİ BEKLERKEN Saddam Hüseyin’in İran ve Sovyetler’e karşı desteklenmesine baştan beri karşıydı. Saddam, 1990’da Kuveyt’i işgal etti. Çözüm arayan müsteşar Türkiye’yi, Özal’ı yakın incelemeye aldı. Kılıçlar çekilmiş, Körfez Savaşı başlamıştı. Wolfowitz, Irak’a karadan müdahale, Kürt ve Şii ayaklanması fikrini savunuyordu hararetle. Aynı günlerde ABD’ye yol gösterecek Savunma Planlama Kılavuzu’nu hazırladı. Metnin ilk hali Cheney’yi korkutunca, yeniden yazdı. Kılavuz, ABD yönetimine, global ya da yerel güce dönüşmeye çalışan tüm ülkeleri (Japonya, Almanya dahil) engelleme görevi veriyordu. ABD’yi doğrudan ilgilendirmeyen olaylarda bile nükleer, biyolojik, kimyasal silah mübahtı. 1997’de Wolfowitz, Cheney, Perle’ün kurduğu düşünce kuruluşu Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi, sihirli formülü daha da geliştirdi: ‘Pearl Harbor gibi katastrofik, katalizör bir olay ABD’ye liderlik fırsatı getirecektir...’1994’te Clinton iktidara geldi, şahinler Pentagon’dan uçtu. Wolfowitz, J. Hopkins Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne dekan atandı. Konferans, think tank görevleri yoğundu. Okulda dünya politikası ve Bosna’daki vahşetin irdelendiği birçok sempozyum düzenledi. Kalkınma üzerine master programı başlattı. Bölümde 1,5 yıl ders veren Soli Özel, Wolfowitz’in Türkiye ilgisini net olarak hatırlıyor. Buna rağmen yazdığı incelemeyi götürdüğünde, teşekkür edip ‘Değerlendirme zamanım olmayabilir’ cevabı aldığını unutmamış. Özel, çok keskin görüşlere sahip olmasına karşın, eski dekanının üslubunun hiç sert, saldırgan, ayrımcı olmamasına dikkat çekiyor: ‘Dünyada istediği dönüşümü sağlamak adına zor kullanmayı savunmakla birlikte kesinlikle İslam düşmanı değildi.’ 2002’de Bush’u bağımsız Filistin devleti fikrine ikna etmeye çalışması, aynı günlerde Beyaz Saray önünde gösteri yapan İsraillilere, Yahudi yerleşimcilerin hatalı davrandığını anlatmaya çalışması, kızkardeşi ve diğer yakınları İsrail’de yaşarken Likud’u desteklememesi bu tezi destekliyor. ÇAPKINLIK KURBANIOğul Bush, Beyaz Saray’a yerleştiğinde Savunma Bakanlığı’nın bir numaralı adayı Wolfowitz, çapkınlığı nedeniyle ancak Rumsfeld’in yardımcısı olabildi. ‘Katastrofik fırsat’ 11 Eylül’le Amerika’nın kapısını çaldı. İki gün sonra Camp David’de yapılan ilk değerlendirme toplantısında Bush’un yakınına oturdu Wolfowitz. Kısık sesle yanındakine tezlerini anlatırken Bush duydu. Merak edip sordu. ‘Irak’ı hemen vuralım, Saddam’ı devirelim’ dedi Wolfowitz. ‘Tüm Arap dünyasında demokrasi hareketini başlatır.’ Soğuk bir rüzgar esti salonda. Dışişleri Bakanı Powell’ın tepkisiyle yeniden Afganistan konuşulmaya başlandı.Wolfowitz kararlıydı. Rumsfeld’in günlük Beyaz Saray ziyaretlerine katıldı. Bush’a fikrini tekrarladı. Dünya kamuoyunun muhalefetine karşın sıra Afganistan’dan sonra onun işaret ettiği Irak’a geldi. İşgal tamamlandı, Saddam yakalandı. Ama operasyonun gerekçesi olan ‘kitle imha silahları’ bulunamadı, Irak/El Kaide/11 Eylül arasında bağ kurulamadı. Vanity Fair’deki röportajda şöyle diyordu: ‘Gerçek şu ki, ABD hükümeti ve bürokrasiyle ilgili birçok nedenden dolayı herkesin hemfikir olacağı bir gerekçeye odaklanmak lazımdı. Bu da kitle imha silahlarıydı.’Evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Wolfowitz, ‘petrol denizinde yüzen’ Irak’ı 10 bin asker ve küçük bir bütçeyle ‘demokrasiye’ kavuşturmayı, dünyaya yılda 100 milyar dolarlık petrol satar hale getirmeyi planlamıştı. 170 bin asker bile yetmedi. Harcama 350 milyar doları buldu. Petrol üretimi dibe vurdu. Bu arada Ebu Garib gibi utanacağı skandallara ortak oldu.Suriye ve İran planları hazırlayan Wolfowitz’e yol görünmüştü. Bush onu onore etti, Dünya Bankası Başkanlığı’na aday gösterdi. ‘Çoğunluk bankayı altüst edeceğimi düşünüyor, bu benim yöntemim değil’ diyordu geçen hafta Le Figaro’ya. Endonezya’da kredi desteğinin kalkınmadaki rolünü görmüştü. Eğer başkan seçilirse dünyada yoksulluğa, yolsuzluğa karşı savaşacaktı.Türkiye ve dünya basınının iyimserleri de aynı fikirde. Wolfowitz’in üçüncü dünya yanlısı olduğu, geçmişte aynı kökenden gelen McNamara gibi Dünya Bankası’nı tüm dünyanın yararına etkili biçimde kullanacağı savunuluyor. 184 ülke temsilcisi nisanda başkanlığını onaylarsa sonucu birlikte göreceğiz. ENTELEKTÜEL AŞIK Cornell Üniversitesi’nde Wolfowitz’le, Clare Selgin’i buluşturan Uzakdoğu kültürü merakıydı. Endonezya Antropolojisi uzmanı Clare’le 1968’de evlendi. Üç çocukları oldu. 1990’ların sonunda kalbini önce sekreterine, sonra yöneticisi olduğu National Endowment for Democracy’de, İslam Bölümü’nün başkanı Shaha Ali Rıza’ya kaptırdı. Çerkez kökenliydi Shaha. Tunus’ta doğmuş, Libya’da büyümüştü. Bir kardeşi İstanbul’da yaşıyordu. O günlerde Kıbrıslı Türk eşinden yeni ayrılmıştı. Wolfowitz’in aksine dışa dönük, tepkisel, konuşkandı. Cazibesi kadar, İslam ve demokrasi, Filistin, feminizm yaklaşımıyla onu etkiledi. Wolfowitz 2002’de eşinden ayrıldı. Shaha şimdi Dünya Bankası’nda çalışıyor. Eski eşine bakılırsa, ‘Irak’ta demokrasiye geçiş’ konusunda uyuşamasalar da çiftin aşkı sürüyor. ÇANDAR’IN VEFALI DOSTU Shaha’nın yardımıyla, 1995 sonrasında birçok Türk dost edindi Wolfowitz. Gazeteci Cengiz Çandar’la arkadaşlığı gelişerek sürdü. Andıç kurbanı olduğunda, ilk arayıp soranlardan biriydi. Kemal Derviş’i 2000 yılında onun evinde düzenlenen bir kurufasulye pilav partisinde tanıdı. Hopkins için bağış toplamak amacıyla Türkiye’ye geldiğinde, Rahmi
Koç ve Mustafa Koç’un konuÄŸu olurdu. 1998’de verdikleri yemekte Çanakkale Savaşı bilgisiyle çevresindekileri ÅŸaşırtmıştı. Ertesi yıl 30 öğrencisini dostlarının desteÄŸiyle Çanakkale’ye getirdi. Bankacı Güven Nil’in bağına da uÄŸradılar. SÃœRPRÄ°ZCÄ° STRATEJÄ°ST Yeni saÄŸcı deÄŸil, liberal olduÄŸunu savunan Wolfowitz’i ön plana çıkaran dört düşünsel özelliÄŸi var: Entelektüel merak, sorgulama sabrı. Ummadık olayların gerçekleÅŸeceÄŸine dair ısrar. Amerika’nın büyüklüğüne sonsuz inanç. Caydırıcı politikaların önemini savunması. DERBEDER DEKANJohn Hopkins’teki dekanlık döneminde iÅŸe eski model otomobiliyle gelirdi. Elindeki çanta, odası, masası tepeleme evrak doluydu. Her sabah koÅŸu yapar, çarÅŸambaları kantinde öğrencilerle kahvaltı ederdi. O dönemde, aynı bölümde ders veren Soli Özel, geçenlerde bir eski öğrencisiyle karşılaÅŸtığını ve yorumunu unutamadığını söylüyor: ‘Yahu bizim Wolfie ne kadar kafa adamdı. Günün birinde böyle olacağı hiç aklına gelir miydi?’Â
button