DHA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 2008 16:47
DİYARBAKIR’da sivil toplum örgütleri, geçen perşembe günü davet üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile yaptıkları görüşmeyle ilgili DTP milletvekillerinin yaptığı açıklamalara yanıt verdi.
Sivil toplum örgütlerinin yazılı açıklamasında bu tür diyaloglara devam edileceği belirtilerek, “Bölgede yaşayan insanlar olarak her gün bir insanlık dramı ile karşı karşıya kalmaktayız. Bu dramlar üzerinden siyasi, ekonomik ve olası başka türden rantlar elde edilmesini bir insanlık suçu addediyoruz. Hiç kimsenin bizden bu sorunlara duyarsız olmamızı bekleme hakkının olmadığına inanıyoruz” denildi.
Diyarbakır’da Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve kuvvet komutanlarıyla 1.5 saat görüşen 22 sivil toplum örgütünden, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Diyarbakır Ticaret Borsası, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Diyarbakır Eczacılar Odası, Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Federasyonu, Diyarbakır Sanayici ve İşadamları Derneği, Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği, Güneydoğu Girişimci İşadamları Derneği, Diyarbakır Girişimci İşadamları Derneği, Diyarbakır İş Kadınları Derneği, Diyarbakır Organize Sanayi İşadamları Derneği bugün ortak bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, 4 Eylül 2008 günü Genelkurbay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yaptığı ziyarette, bazı sivil toplum kuruluşu temsilcilerini kendi isteği üzerine ayrı ayrı davet ettiği ve bölgenin sorunları hakkında görüş alış verisinde bulunulduğu vurgulanarak, şöyle denildi:
“Ancak, konu ile ilgili olarak bazı DTP milletvekillerinin yapmış olduğu açıklamalar toplantıya davet edilmiş biz sivil toplum kuruluşları temsilcilerini üzmüştür. Bizler Diyarbakır’daki Sivil toplum kuruluşları olarak, ilimize gelen cumhurbaşkanı, başbakan, siyasi parti başkanları ve diğer yöneticiler ile bölgemizin sorunlarını görüşmenin önemli olduğuna ve hemen her konunun diyalog yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz. Bundan önce gerçekleşmiş olan diğer görüşmelerde olduğu gibi, bu görüşmelerde de temel amacımız, Kürt sorununun siyasi ve ekonomik yönleriyle ele alınarak, bölgedeki şiddet ortamının sona erdiği, dağdaki gençlerimizin sağlıklı bir biçimde evlerine dönmelerinin sağlandığı, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile hayata geçirildiği, insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğünün her alanda hakim kılındığı, ekonomisi gelişmiş, bölgeler arası kalkınmışlık farkı giderilmiş ve AB üyesi olma yolunda hızla ilerleyen bir ülke yaratma hedefimizi tüm gerekçeleri ile sayın Genelkurmay Başkanımıza ilettik.
Bu görüşlerimizi her zaman ve her platformda yüksek sesle ifade ettiğimizi, söz konusu toplantıya davet edilmeyen sivil toplum kuruluşları ve yerel yöneticilerimiz de çok yakından bilmektedirler. Bu görüşmeler esnasında ve diğer çalışmalarımızda, sivil toplum kuruluşu olduğumuz gerçeğini hiçbir zaman unutmadığımız gibi, bu bilinçle tüm siyasi partilere eşit mesafede durmaya da azami özen göstermekteyiz. Bu gibi görüşmelerde temel amacımız, toplumun her kesimini temsil eden kurum, kuruluş ve yerel yönetim temsilcilerinin katılımının sağlanmasıdır. Nitekim, bizim gerçekleştirdiğimiz toplantılarda bu konuya azami özen gösterilmektedir.
Kaldı ki, Genelkurmay Başkanı ile yapılan toplantıya çağrılan sivil toplum kuruluşları arasında diğer tüm sanayici ve işadamları derneklerinin yanı sıra Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Diyarbakır Ticaret Borsası, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Ziraat Odası, Eczacılar Odası, Diyarbakır İş Kadınları Derneği gibi 100 bini aşkın üyesi bulunan kuruluşlar yer almaktadır. Bu kuruluşların üye ve yöneticileri yıllardır bölgedeki işsizliğin ve yoksulluğun son bulması için çalışan, tüm yatırımları bölgede bulunan ve tabiri caizse vücudunun tamamını taşın altına koyup yaşam mücadelesi veren kişilerden oluşmaktadır. Dolayısıyla, bu sivil toplum kuruluşları bölge sorunlarına duyarsız örgütler olarak görenlerin kendi bulundukları konuma nasıl geldiklerini çok iyi düşünüp buna göre değerlendirmelerde bulunmaları gerekir diye düşünüyoruz.
Sonuç olarak, başta Kürt sorunu olmak üzere ülkemizin tüm sorunlarının çözümünde diyalogun çok önemli olduğuna olan inancımız ile bu konuda çaba gösteren her kesim ile diyaloga devam edeceğiz.
Bölgede yaşayan insanlar olarak her gün bir insanlık dramı ile karşı karşıya kalmaktayız. Bu dramlar üzerinden siyasi, ekonomik ve olası başka türden rantlar elde edilmesini bir insanlık suçu addediyoruz. Sivil toplum kuruluşları olarak hiç kimsenin bizden bu sorunlara duyarsız olmamızı bekleme hakkının olmadığına inanıyoruz.”