Güncelleme Tarihi:
Ankara Emniyet Müdürlüğünde görevli Başkomiser Erkan Ataman'ı görevi başında öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Tolunay Çiçek (Bostancı) hakkındaki davaya devam edildi.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki davaya, tutuklu sanık Tolunay Çiçek (Bostancı) ve ruhsatsız silah taşımaktan yargılanan tutuksuz sanık Cüneyt Polat ile avukatı ve Erkan Ataman'ın ailesinin avukatı katıldı.
Mahkeme Başkanı Mustafa Danışman, sanık Tolunay Çiçek'in nüfus bilgilerine ulaşmak için mezun olduğunu ifade ettiği Anıttepe Lisesi Müdürlüğü'nden, Tolunay Çiçek veya Tolunay Bostancı adında mezunları bulunmadığına dair yazı geldiğini söyledi. Bunun üzerine sanık Tolunay Çiçek, 1996-1997 eğitim yılında Anıttepe Lisesi'nden Tolunay Bostancı adıyla mezun olduğunu tekrarladı.
Sanık Tolunay Çiçek, geçen duruşma savunmasını yapmasına izin verilmediğini bu celse izin verilmesi halinde adalete yardımcı olmak için gerçekleri söyleyeceğini belirterek, savunmasına başladı.
“SUÇLARIMI EMNİYET SAĞOLSUN GÖZ ARDI ETTİ”
Daha önce işlediği bir yaralama suçundan dolayı arandığını, ancak arandığı dönemde “BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın çalışma ofislerinde emniyet yetkilileriyle karşılaştığını fakat gözaltına alınmadığını” öne süren Tolunay Çiçek, şu iddialarda bulundu:
“1999 yılından tutuklanana kadar nüfus cüzdanı taşımadım. Birçok suç işledim, emniyet sağolsun hepsini göz ardı etti. Gazi Üniversitesinde tabancayla Aslan Oktay'ı yaraladım. Şehit Başkomiser Erkan Ataman beni cepten aradı, 'beni tanıdığını ve teslim olmamı' söyledi. Bende, 'abi şimdi teslim olamam. Bir kişiyle görüştükten sonra teslim olacağım' dedim. Sürekli beni teslim olmam için aradı. Olay günü hasmım Ülkü Ocakları Genel Başkanı Harun Öztürk'e mesaj yazdım, o da bana tabancamın kurusıkı olup olmadığını sordu. Ben gerçek olduğunu söyledim ve birkaç saat sonra bulunduğum kahvehaneye silahlı kişiler girdi. Erkan Ataman da daha önce girmiş. Ben bunları Harun Öztürk'ün adamları sandım. Polis olduklarını beyan etmediler. İçlerinden biri silahına davranınca mermisi namluda olan silahımı çektim ve 2 el yere, 1 el de cama ateş ettim. Kimliklerini 5 dakika sonra gösterdiler. Öldürmek isteseydim hepsini rahatlıkla öldürebilirdim. Kasten olmadı, kazayla oldu.”
Tanık polis memuru Bülent Yaşar, olay yerine ihbar üzerine Tolunay Çiçek'i yakalamak için gittiklerini ve kahvehaneye girdikten 5 dakika sonra sanığın kendilerini hedef gözeterek bir el ateş ettiğini anlattı. Polis olduklarını söylemelerine rağmen sanığın 2 el daha ateş ettiğini belirten Yaşar, Başkomiser Erkan Ataman'ın vurulduğunu anlamadıklarını, kendini savunmak için yere yattığını düşündüklerini söyledi. Yaşar, sanık Tolunay Çiçek'in tabancasının tutukluk yapması üzerine ikna edilerek teslim olduğunu kaydetti.
Sanık Tolunay Çiçek, söz alarak, “yaralama olayına genellikle bölge karakollarının baktığını bu olayda ise neden Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin yaralama olayına baktıklarının ve tabancasının tutukluk yaptığını görmelerine rağmen polislerin neden ateş etmediklerini ve kendisini zorla teslim almayarak pazarlık yaptıklarının sorulmasını” istedi.
Tanık Yaşar, kahvehanedeki diğer insanların yaralanma ihtimalini düşünerek ateş etmediklerini ve pazarlık yaptıklarını söyledi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Mustafa Danışan, “Adam sanık olmasına rağmen sizden daha mantıklı konuşuyor” dedi.
“ONU BEN VURURDUM”
Sanık Tolunay Çiçek, “1999 yılından beri Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinde çifte tabanca ve zaman zaman el bombasıyla gezmeme rağmen kimse müdahale etmediyse bu tesadüf değildir” dedi.
Tolunay Çiçek, Mahkeme Başkanı Mustafa Danışan, sanık Tolunay Çiçek'e hiç cinayet işleyip işlemediğini sorusuna, “Bilemem, araştırın bulun” diye yanıt verdi.
Tanık komiser Kemal Gür de olay yerinde Tolunay Çiçek'in hedef gözeterek ateş ettiğini, sanığın tabancasına mermi sıkışınca da teslim olmasını istediklerini söyledi. Erkan Ataman'ın vurulduğunda hiçbir ses çıkarmadığını bu yüzden vurulduğunu anlamadıklarını ifade eden Gür, “Vurulduğunda bir 'ah' deseydi Tolunay Çiçek de burada olmazdı, onu ben vururdum” diye konuştu.
Sanık Tolunay Çiçek, tanık ifadelerinin çelişkili olduğunu belirterek, kabul edilmemesini ve olay sırasında yanında bulunan Ahmet Halil İbrahim Havaroğlu'nun tanık olarak dinlenmesini istedi.
Bunun üzerine tanık Gür, “Sana mı soracağız lan çakal” diyerek bağırdı.
Tolunay Çiçek'in, nüfus kayıtlarıyla ilişkili olarak Ankara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Bekir Ayanoğlu da tanık olarak dinlendi.
Mahkeme Başkanı Mustafa Danışan, Tolunay Çiçek'in dava konusu olaydan 3 gün sonra Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edildiğine dair kararı okuyarak, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden bu kararın aslının istenilmesine, Altındağ Nüfus Müdürlüğünden Tolunay Çiçek'in ne zaman nüfus kaydına alındığının sorulmasına karar verildiğini açıkladı.
Danışan, ayrıca Tolunay Çiçek'in dinlenmesini talep ettiği, Ahmet Halil İbrahim Havaroğlu'nun da zorla mahkemeye getirilerek tanık olarak dinlenmesine karar verildiğini söyledi ve duruşmayı erteledi.
Duruşmanın ardından olayın anında Tolunay Çiçek'in yanında bulunan ve ruhsatsız silah taşımak suçundan yargılanan Cüneyt Polat'a, Erkan Ataman'ın ağabeyi ve bazı mesai arkadaşları saldırdı. Yüzünde ve kafasında kanamalar olduğu gözlenen Cüneyt Polat ve avukatı kendisine saldıranlardan şikayetçi oldu.
MÜEBBET HAPİS İSTENİYOR
Davanın iddianamesinde sanık Tolunay Çiçek'in, Türk Ceza Kanunu'nun “kişiyi yerine getirdiği görev nedeniyle kasten öldürme” suçunu düzenleyen 82/1. maddesinin (g) bendi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
Çiçek'in ayrıca ruhsatsız silah bulundurmak suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, olay sırasında Tolunay Çiçek'in yanında bulunan Cüneyt Polat'ın da ruhsatsız silah bulundurmak suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması talep ediliyor.