Enis BERBEROĞLU
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2008 00:00
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD’den dönerken özel yaşamıyla ilgili soruları yanıtladı.
Yoğun programı arasında spor yapmaya çalıştığını anlatan ve fırsat buldukça medyanın haberi olmadan özel ziyaretler gerçekleştirdiğini söyleyen Gül, "Sivil arabayla çıkıyoruz. Geçenlerde taksi durağını da ziyaret ettim" dedi. Gül’e sorular ve yanıtları şöyle:
New York’ta son akşam programınız özeldi. Kimler vardı?
Öyle çok özel bir yere gitmedik. Bakan arkadaşlarım ve eşleri vardı. Ben de eşimle birlikteydim.
Yürüyerek çıktınız. Ceketsiz, kazakla.
Evet. Kazakla çıktım. Ama biz çıktıktan hemen sonra yağmur başladı. Yürüyerek gidemedik. Öyle çok havalı bir yer değildi gittiğimiz restoran.
Adı neydi gittiğiniz restoranın?
Hatırlamıyorum. Charles gibi bir şeydi. Hayrünnisa bilir.
EN GÜZEL OTELDE KALIP UYKUMU ALAMIYORUMDışişleri Bakanlığı, Başbakanlık yaptınız. Şimdi de Cumhurbaşkanı’sınız? Hangisi en ağır görev?Yorgunluk açısından aralarında fark yok. Dışişleri Bakanı’yken arkadaşlara bazı dış geziler öncesinde ’Bari bu sefer daha rahat bir program yapın’ diyordum. Sonra bırakılan bütün boşlukları dolduruyorduk. Bu gezide de böyle oldu. Son gece dışarıda
yemek yedik. En güzel otellerde kalıyorum, ama uykumu alamıyorum, lobisinde oturamıyorum.
POLİS YÜRÜDÜĞÜM HIZA DAYANAMADISpora vakit buluyor musunuz?
Cumhurbaşkanlığı döneminde en çok kaçırdığım şey yürüyüşler oluyor. Dışişleri Bakanı’yken belki son 1 yıl hariç düzenli yürüyüşler yapabiliyorduk. İşimiz gece yarısına doğru 23-24.00’te bitse bile, spor kıyafetlerimizi giyip, arkadaşlarla 1 saat kadar hızlı yürüyorduk.
Şimdi bu imkanı bulamıyor musunuz?
Pek değil. Bazen bantta yürüyorum. Saatte 5-6 km hızla, 1 saat yürürüm.
Yurtdışında olduğunuzda da yürüyordunuz.
Evet, bir kez Brüksel’de, Belçikalı koruma polisleri görevleri gereği bizle yürüyorlardı. Herhalde alışık değillerdi, biri pat diye düştü, bir araba alıp götürdü. Ahmet de (Sever) dayanamadı. Bir keresinde de Napoli’de yürürken yine bir İtalyan koruma polisi düştü kaldı. Bu gezide yürüyemedik.
TAKSİ DURAĞINI ZİYARET ETTİM
Sabahları kaçta kalkıyorsunuz?
Çoğu zaman çok geç yatıyorum. 02.00’yi filan buluyor. Ama 24.00’ten önce yatabilirsem, uykumu çok iyi almış olarak sabahları çok erken kalkarım. 6 saat civarında uyku yetiyor bana.
Özel diyet uyguluyor musunuz?
Yok öyle özel bir diyetim. Sadece dikkat ediyorum. Kilom da aynı. Birkaç günlük farklar oluyor o kadar.
Halkla eskisi gibi yakın olmayı özlüyor musunuz?
İnsan çok istiyor halkla teması tabii. Bu kadar yıl halkla haşır neşir olunca.
Medyadan habersiz çıktığınız oluyor mu?
Fırsat bulduğum oluyor. Sivil arabayla çıkıyoruz.
Geçenlerde bir gece taksi durağını ziyaret etmişsiniz?
Bir eve ziyarete gidiyorduk. Sessizce girelim dedik. Meğerse kapıda taksi durağı varmış. Gördüler, çıkışta uğrarım dedim. Öyle yaptım. Taksi duraklarında güzel çay demlenir derler...
Retorik en büyük tehlike16 yıllık siyasi yaşamınızda ne öğrendiniz?
16 yıllık siyasi tecrübemde retoriğin çok tehlikeli olduğunu gördüm. Aynı dili konuşabilmek lazımdır. Fikir, düşünce ne olursa olsun anlatmakta ortak bir metot geliştirmek lazım. Üslup çok önemli. Eğer üslup sahibiyseniz ne olursa olsun, en şok edici fikirler bile dinlenir. Aksi durumda kavga çıkartırsınız.
Hayrünnisa 4-5 kitap birden okur
TV seyrediyor musunuz, hangi dizileri seyrediyorsunuz?
Benim dizilere pek merakım yok. Vaktim de olmuyor pek. Hayrünnisa seyrediyor.
Hatırla Sevgili’yi beğeniyor galiba...
Hatırla Sevgili ve diğer bazı dizileri. Ama Hayrünnisa’yı bütün gün TV başında oturuyor sanmayın. Benden çok kitap okuyor. Çok okur.
Ne tür kitaplar okur?
Anı kitapları, roman gibi. Başucunda hep 4-5 kitap vardır. Ben 2 kitap okuduysam, o 5 kitap okur. Bazen takılırım çok okuyorsun diye, kızar ’Kıskanıyorsun’ der.
Sigara içtim, ama yeşermedim
diye arkadaşlarım kızarlardı
Gençliğinizde hiç sigara içtiniz mi?
Tiryaki olmadım ama öğrencilik yıllarımda herkes gibi tek tük içmişimdir. Arkadaşlarım yeşermedim diye kızarlardı.
Ne demek yeşermek...
Yani meyve vermek gibi. Tiryaki olsam onlar da benden sigara otlanacaklardı. Üniversite yıllarımda, yakın arkadaşlarım o kadar çok sigara içiyorlardı ki, herhalde ben de içmiş kadar zarar görmüşümdür.
Sigara yasağını destekliyorsunuz o zaman. Hemen onaylarsınız yasayı...
Çok iyi oldu o yasa. Hatırlayın eskiden İstanbul’daki vapur iskelelerini. Vapurlar da yoğun duman altıydı. Hele o ikinci sınıf salonu. Uçaklarda, otobüslerde sigara içilirdi. Düşünün adam önde fosur fosur sigara içiyor, arkada çocuklu kadın var. Şimdi düşününce ne kadar ters geliyor insana.
Hiç içki içtiniz mi?
İçmedim. Hatırlamıyorum.
ŞARAP MAHZENİYLE İLGİLENİYORLARDIR
Çankaya’daki şarap mahzeni bakımsız kalmış, 5 bin şişe şaraptan 3 bini içilemez duruma gelmiş deniyor.
Bilmiyorum.
Uzman arkadaşlar, görevliler ilgileniyorlardır.