Güncelleme Tarihi:
Yüksek Mahkemeye verilen dilekçede yakınlarını kaybedenler için “2 Temmuz’un her gün sürdüğü” kaydedildi. Başvuruda sanıkların yakalanması konusunda Emniyet görevlilerinin kılını bile kıpırdatmadıkları iddia edildi.
Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi, Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 5 sanık yönünden zamanaşımı, 2 sanık yönünden ise ölmeleri nedeniyle davanın düşürülmesine ilişkin kararını onamıştı. Kararın kesinleşmesinin ardından, müşteki ailelerin avukatı Şanal Sarıhan, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
TEMEL 5 HAK İHLAL EDİLDİ
Başvuru dilekçesinde, Sivas davasında “Yaşam Hakkı”, “Adil Yargılama Hakkı”, “Ayrımcılık Yasağı”, “Etkili başvuru” ve “Toplantı Özgürlüğü”nün ihlal edildiği savunuldu. Olayda hayatını kaybedenler kişilerin yakınlarına 100 bin TL manevi, yaralı kurtulanlar için 50 bin TL manevi tazminat talebinde bulundu. Mahkemeye verilen dilekçede çarpıcı değerlendirilmelerde bulunarak, özetle şöyle denildi:
TRAVMALAR SÜRÜYOR
“Başvuranlar, en yakınları olan insanları yitirdiler. Sağ kalan başvurucular birlikte güle oynaya Sivas’a gittikleri dost ve arkadaşlarını yitirdiler. Bir yandan da kendileri kurtulmuş olmalarına karşın diğer canların yitirilmiş olmasının acısını yaşadılar. Yaşıyorlar. Onlar yaşayarak bu travmayı sürdürüyorlar. Bu ortak acı, varılan sonuçla değerlendirildiğinde başvurucuların temel insan haklarını ihlal ettiğini açıkça göstermektedir.
2 TEMMUZ’U HER GÜN YAŞIYORLAR
Terörist bir grubun planlı ve örgütlü eylemi, idarenin etkisiz ve eylemsiz tavrı sonucunda 35 insanımız yaşamdan koparıldı. 45 yurttaşımız ise yangından kurtulmayı başardı. Aramızdan koparılmış olanların yakınları, yangını her gün yaşıyorlar. Sağ kurtulanlar için de 2 Temmuz, her gün sürüyor. Kimi ailelerden 2 kişi kaybedildi. Yaşam hakkını ihlal eden bu olayda acıyı kısmen hafifletecek olan yargının adil bir karar vermesidir. Eylemcilerin, cezalandırılmaları, yeni bir insanlığa karşı suçun işlenmesinin engellenmesi anlamındadır.
KILINI BİLE KIPIRDATMADILAR
Emniyet güçleri ve yargı makamları bu olayın sanıklarının ve arkasındaki güçlerin yakalanması konusunda nerede ise kılını bile kıpırdatmışlardır. Mahkeme heyetlerinin aldığı kararlar, sanıklara tüm kapıları açmış 35 insanın yakılarak öldürülmesinden ve ülkede bir rejim değişikliği için ayaklanmadan sanık olan kişiler hakkında tahliye kararları kolayca verilebilmiştir.
PLANLI BİR KATLİAMDI
Olay, planlı, programlı ve örgütlü bir eylemdi. Eylem bir yandan cumhuriyet rejimini, diğer yandan sol görüşlü aydınları ve alevi yurttaşları hedef alan planlı bir katliamdı. Kısaca 35 insan, düşünceleri ve inançları nedeni ile öldürüldü. Olay, rejime yöneliktir. Rejimin değişmesi hepimiz için ciddi bir tehdittir. Ancak eylem, esas olarak insanlığa karşı yöneltilmiş açık bir tehdittir. Sivas Katliamı geniş halk kesimleri tarafından esas olarak alevi inançlı yurttaşlarımıza yönelik bir saldırı olarak algılandı. Özünde eylemin hedefinde olanlar da onlardı.
ALEVİLER HEDEFTİ
Etkinliği düzenleyen derneğin Pir Sultan Abdal Derneği oluşu, şenliğin aynı adı taşıması, kültürel etkinlerin alevi folklorunun izini taşıması ne yazık ki eylemin esas olarak Alevi yurttaşlara yönelik olduğunu kanıtlamakta idi. Bir başka gerçek de Alevi İnançlı yurttaşlarımıza yönelik saldırının yıllardır sistemli olarak sürdürülmesinin sonucu idi. Tam da bu nedenle dava belli bir düşünce ve inanç topluluğuna yönelik, sistemli bir saldırıyı yargılamakta idi.”