Güncelleme Tarihi:
Tutuklamaya ret
- Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na “sistematik işkenceden” suç duyurusunda bulunulacak.
- Savcılıkça işkence insanlığa karşı suç kabul edildiği için işkence iddialarıyla ilgili dilekçeler ve duruşma tutanakları işlem yapılmak üzere özel yetkili başsavcıvekilliğine gönderilecek.
- Yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak, yurtdışına çıkış yasağı tedbiri yeterli görülerek, tutuklama talebi reddedildi.
Berfo ana müdahil
- TBMM, Başbakanlık, CHP, MHP, DİSK, Hak-İş ile Cemil Kırbayır’ın gözaltındayken öldürüldüğü TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu’nca belirlendiğinden annesi Berfo Kırbayır ve kardeşleri Fatma Gülten ve Mikhail Kırbayır’ın müdahillik talebi kabul edildi.
- Diğer bireysel müdahillik talepleri dosya üzerinden 16 Nisan’da karara bağlanacak.
- TSK’dan dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e verilen muhtıranın metni istenecek.
- Cumhurbaşkanlığı’na iddianame örneği gönderilecek.
- MİT’ten, darbe öncesi hazırlıkların ve darbe yapılacağının Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM’ye bildirilip bildirilmediğini, bildirildiyse, bu yazıların gönderilmesine karar verildi. Başbakanlık’a da MİT’in darbe yapılacağını bildirilip bildirilmediği soruldu.
- Suçtan zarar görme ihtimaline karşı milletvekili olduğu anlaşılan Nurettin Yılmaz, Hüseyin Doğan, Azimet Köylüoğlu, Şükrü Bütün’ün müdahil olarak kabulüne hükmedildi.
- Tüzel kişiliklerin müdahilliklerinin değerlendirilmesi için ne zaman kuruldukları ve amaçlarına ilişkin belgelerin sunulması için süre verildi.
Telekonferans
- Evren ve Şahinkaya’nın sağlık durumlarının mahkemeye gelerek ya da getirtilerek ifade vermelerinin sağlıkları yönünden hayati tehlike oluşturup oluşturmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp’tan ivedilikle rapor istendi.
- Sanıkların gerektiğinde İstanbul ve Ankara’da muayene edilip gelecek rapora göre; İstanbul ve Ankara GATA’da telekonferans yoluyla ifadelerinin alınabilmesi için gerekli donanımın bulunup bulunmadığının sorulması için Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi ve savcılıklara müzekkere yazılmasına karar verildi.
10 yıldır rüyamda polis öldürüyorum
- 12 Eylül Davası’nın 3’üncü gününde mahkeme müdahillik talep eden mağdurların beyanlarını dinlemeye devam etti. Avukat Ömer Öneren, “Gerekirse işkenceyi yaşayan birisi olarak kamu tanıklığı yapmak istiyorum” dedi ve şöyle devam etti: “Gözaltına alınan öğrencilerim beni sevdiklerini söylemişler. Sırf bu yüzden gözaltına alındım, 90 gün işkenceye maruz kaldım. Vücudumdaki elektrik izleri halen tespit edilebilir. Hapisten çıktıktan sonra yıllarca kabuslardan uyku uyuyamadım. Normal şartlarda karıncayı bile incitmem ama 10 yıldır rüyamda polis öldürüyorum.” Duruşma sırasında söz almak isteyen müdahillerden Hasan Kaplan, “Bağırarak 3 gündür bekliyorum söz hakkı vermiyorsunuz, bu mahkemede biz hakkımızı arayamayacağız, protesto ediyorum” diyerek salondan çıktı. Bu sırada Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, “Ben bir şey duymadım” dedi. Ancak salondaki müdahil adaylarından biri, “Biz hepimiz duyduk, biz konuşmak istiyoruz” diye bağırınca Hâkim İnce, “Ben de çok konuşmak istiyorum ancak konuşamıyorum. Önümüzdeki celselerde herkese söz hakkı verilecek yoksa duruşma bitmez” dedi.
İşkencenin hesabı hepsinden sorulsun
- Elif Torun Öneren: 12 Eylül’de kardeşim Salih Torun çapraz ateşle öldürüldü. Katilleri bulunamadı. Bir ayağı çukurda faşist cuntacı generallerin yargılanması bizim acımızı dindirmez. Bütün işkencecilerden hesap sorulmalı. Esat Oktay Yıldıran’ın köpeği bile orada işkence görenlerden daha değerliydi.
İşkenceye takipsizliğe itiraz
12 Eylül işkencecileriyle ilgili 47 ilde başlatılan işkence ve kötü muamele soruşturmalarından Ankara, Samsun, Amasya, Aydın ve Erzincan’da yürütülenler sonuçlanma aşamasına gelirken, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği takipsizlik kararına itiraz edildi. Ankara’da, Mamak Askeri Cezaevi ve Dal Grubu’ndaki işkence iddialarıyla ilgili soruşturmayı, özel yetkili savcı Murat Demir, 2012/6045 hazırlık numarası ile sürdürüyor. Devrimci 78’liler Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Yılmaz Cerek, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12 Eylül askeri darbesi döneminde işlenen işkence ve kötü muamele suçlarına ilişkin soruşturmada müştekilerin ifadesine başvurmadan ve belge toplamadan verdiği takipsizlik kararına itiraz ettiklerini söyledi. Cerek, “Delil olmadığı için takipsizlik kararı verildi. Biz belgeyle itiraz ettik. İşkence insanlığa karşı suçtur. Uluslararası sözleşmelere ve AİHS’ye ve AİHM kararlarına göre bu suçta zamanaşımı yoktur” dedi. Cerek, 12 Eylül’de işkence görenlerle ailelerin varsa işkence raporları, işkencecilerin adresleri ve isimlerini vererek bulundukları illerdeki savcılıklara suç duyurusu yapmaya ve takip için kendilerine başvurmaya çağırdı. Cerek, “Biz 47 ildeki işkence soruşturmalarının takipçisiyiz. Vatandaşlarımız da tek tek takipçisi olsunlar. Bu dava başka türlü yürümez” dedi.
İşkence şefi İzmir’de
Cerek şunları da söyledi: “İşkenceyi meslek haline getiren emniyet müdürleri, polisler var. İşkence şefi R.T, avukat meslektaşımızın duruşmada söylediği gibi Avusturya’da değil, İzmir’de. Biz takip ediyoruz. Yürüyüşe çıkıyor, hatta bir evinin kapısındaki zilin üzerindeki ismi değiştiriyor. 35 bin kişi onun işkencesinden geçti. Kanser tedavisi görüyor ama sağlığına da dikkat ediyor. Biz işkencecileri yıllardır tek tek takip ediyoruz. Peşlerini bırakmayacağız.”