Güncelleme Tarihi:
Sistem analistleri, tasarımcılar ve geliştiriciler, bilgisayar programcıları, web geliştiriciler, danışmanlar ve bilişim yöneticileri bilgisayar teknolojileriyle ilgili kariyer alanlarının önü parlak. Altyapı kurma ve onarma, fiber, kablo, uydu, vs. işlerinde çalışacak donanım mühendislerine de ihtiyaç var.
Bir diğer garantili büyüme alanı da sağlık sektörü. Yaşlanan nüfusla insanlar daha uzun süre yaşıyor. Bu yüzden de yaşlı sayısı artıyor. Sağlık sektöründe veya hastanelerde medikal rahatsızlıklar için sunulan tedavilerin artmasıyla sağlık bakımıyla ilgili giderek daha fazla sayıda iş imkanı doğacak.
Gelecekte parlayacağı öngörülen bir diğer kariyer alanı da bilimsel ilerlemeyle, özellikle de biyoteknoloji gibi ‘biyo’ bilimler. Özellikle doku mühendisleri ve genetik programcıların önü açık. Diğer yeni bilimsel alanlardan biri de nanoteknoloji ve enerji teknolojisi olacak.
İş dünyasında talepleri değiştiren etkenler
Otomasyon: Bilgisayarlar kurallara uymada ve basit prosedürleri algılamakta iyi oldukları için “rutin” işlerde giderek insan gücünün yerine kullanılıyor. Bu nedenle, yönerge izlemeyi en çok gerektiren “beyaz yakalı” diye adlandırılan iş kategorisindeki işler otomasyona maruz kalacak. Matematik, okuma ve yazma temel becerileri, öngörülemeyen problemleri çözebilme ve başka insanlarla iletişime girebilme gibi bilgisayarların taklit edemeyeceği beceriler gittikçe daha çok talep edilecek.
Küreselleşme: Dijital teknoloji ve telekomünikasyondaki gelişmeler, artık şirketlerin işleri bölmelerini ve yapılacak işleri en iyi ve en ucuza yapılacakları yere göndermeleri sağlanacak. Aynı zamanda, Rusya, Doğu Avrupa, Çin ve Hindistan gibi yerlerdeki siyasi ve ekonomik değişiklikler potansiyel olarak bu gibi işleri yapabilecek birçok çalışan sunuyor. Bazı ekonomi uzmanları diğer ülkelerdeki çalışanların daha fazla entelektüel beceri gerektien ve daha yüksek ücretler ödenen işler için gittikçe daha fazla yarışacaklarını öngörüyor. Bu da rekabet üstünlüğü kazanmak için yüksek seviyelerde yaratıcılık ve yenilik sunmak zorunda bırakıyor. Küresel bilgi ekonomisinde, ekonomik gelişme insan sermayesine dayalı olacak. Bu durumda Türkiye’nin de uluslararası sınavlardaki performansını en başarılı ülkelerle aynı seviyeye çıkarması gerekiyor.
Şirket değişimi: Teknoloji, küreselleşme ve diğer rekabet unsurları nedeniyle, şirketler işlerin yapılış şeklini ciddi anlamda değiştirdi. Birçok şirket artık hiyerarşinin ve denetimin daha az olduğu, çalışanların daha bağımsız, yaptıkları işten kişisel olarak sorumlu oldukları “daha düz” örgütler haline geldi. Ayrıca, kendi kendini yöneten ve gittikçe daha zorlayıcı önemli projelerden sorumlu olan çalışma takımlarıyla, iş de çok daha işbirlikçi hale geldi. Aralarındaki etkileşimin çoğunlukla elektronik ortamda gerçekleştiği bu gibi çalışma takımları yapı olarak gittikçe daha küreselleşecek. İşler daha az tahmin edilebilir ve daha istikrarsız hale geldi. Çalışanların projeden projeye ve yıldan yıla yeni güçlüklere ve taleplere ayak uydurması gerekiyor.
Risk ve sorumluluk: Bireyler kişisel refahları için giderek daha fazla risk ve sorumluluk üstlenmeli. Bu eğilimin görüldüğü birbiriyle kesişen üç alan iş güvenliği, sağlık ve finansal planlama olacak.
21. YÜZYIL ÖĞRENME BECERİLERİ
· Yaratıcılık ve yenilik
· Eleştirel düşünme ve problem çözme
· Kıvraklık, uyumluluk ve yaşam boyu öğrenme kapasitesi
· Takım çalışması ve sanal takımlarda işbirliği
· İnisiyatif, kendi kendini yönlendirme ve girişimcilik
· Etkili sözlü ve yazılı iletişim
· Anadilde yeterlik
· Çoklu diller ve kültürel farkındalık
· Bilgiye etkili bir biçimde erişim ve bilgiyi
analiz etme
· Dijital yeterlik
GELECEĞİN EN POPÜLER 10 MESLEĞİ
· Sosyal medya yöneticileri
· Elektrik/elektronik mühendisleri
· Yazılım mühendisleri
· Nano-teknoloji
mühendisleri /bilim adamları
· Biyoteknoloji mühendisleri
· Robot mühendisleri
· Medikal teknisyenler
· Medikal hemşireler
· Pazarlama yöneticileri
· Yatırım bankacıları/borsacılar
Önem kazanacak öğrenme türleri
Geleneksel akademik
bilgiler ve beceriler: Öğrencilerin artık okulda öğretilen geleneksel akademik bilgileri öğrenmeye ihtiyacı olmayacağı düşüncesi yanlış. Örneğin; öğrencilerin işte ve hayatta başarılı olmak için güçlü matematik ve dil becerilerine ihtiyacı olacak. Orta düzeyde bir gelir kazanmak isteyen herkes için giderek daha gerekli hale gelen yüksek eğitim ve öğretimde başarılı olabilmek için de güçlü bir akademik temel son derece önemli.
Gerçekçi uygulamalar veya
‘uygulamalı okuryazarlıklar’: Öğrencilerin sadece bilgiye değil, “okuryazarlığa” da ihtiyacı olacak. Okuryazarlık öğrenilenleri gerçek mücadele alanlarında uygulayabilme yeteneğidir. Okuryazarlık tüm dersler için
geçerli olacak.
Daha kapsamlı yeterlikler: Çok daha kapsamlı yeterlikler geliştiren öğrenciler işte ve hayatta gittikçe avantajlı olacak. İşveren anketlerine ve diğer kaynaklara göre en önemli yeterlikler şunlar: Yeni problemleri çözebilme ve eleştirel düşünme, iletişim ve işbirliği için gereken güçlü kişilerarası beceriler, yaratıcılık, entelektüel esneklik ve gerektiğinde yeni şeyler öğrenmeyi sağlayacak öz yeterlik.
Okullar öğrencileri geleceğe nasıl hazırlamalı
İŞVERENLER “mutlaka sahip olunması gereken” nitelikler listesinin başına işbirliğini üst sıralara koyuyor. Bu temel yeterlilik, etkili sözlü ve yazılı iletişim kurabilme, başkalarıyla bağlantı kurma ve işbirliği yapma, müzakere etme ve çatışma yönetme ve ikna edebilmeyi içeren “kişiler arası becerilerin” bir bütünü olarak anlaşılıyor. İşverenler mezunların en kötü becerisinin yazılı ve sözlü iletişim olduğunu belirtiyor. Öğretmenlerinin bu süreçte bu sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor. Araştırmalar öğrenci faaliyetlerinin (yıllık, öğrenci kurulu, vs.) onların liderlik ve takım becerileri geliştirmelerine yardımcı olabileceğini ve gelecekteki kazançları üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini gösteriyor. Uzmanlar, ekonomik trendler gözönünde bulundurulduğunda yaratıcılık ve yeniliğin daha önemli hale geleceğini öngörüyor. Öğrencilerde yaratıcılığı teşvik etmekle ilgili çok sayıda araştırma var. Ancak okulların öncelikle bu yeterliği nasıl tanımladıklarını dikkatle belirlemeleri gerekiyor. Öğretmenler yaratıcı bir insanın en önemli göstergesinin problem çözme yeteneği, işverenler ise problemleri belirleyebilmek olduğunu belirtiyorlar. İşverenler öğrencilerin ‘doğru yanıtı olmayan’ bir problemi rahatlıkla ele alabilmelerinin çok daha önemli olduğunu da düşünüyor. Buna göre, okulların öğrencilere daha karmaşık ve yapılandırılmamış problemler sunma ve daha az sayıda çoktan seçmeli sorular vermenin yollarını bulmaları gerekiyor.
BİTTİ