Güncelleme Tarihi:
Gazete Habertürk'ten Leyla Ünal'ın haberine göre Yaşadıkları süreci anlatan Tayfun Ç., “Oğlum, 2 Mart 2013’te Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde dünyaya geldi. Kafasında bir tuhaflık vardı. 4 aylıkken, trigonosefali teşhisi konuldu. Doktorlar ameliyat olması gerektiğini söyledi.
‘2 YIL FİZİK TEDAVİ’
Çocuk yoğun bakım ünitesinde yer olmadığı için yetişkin yoğun bakım ünitesine aldılar. Emzirmesi için annesini çağırdı- lar. Bebek hıçkı- rarak ağlıyormuş. O an fark etmiş. Hemşirelere, ‘Bu yanık nasıl oldu?’ diye sorduğunda, ‘Yanık değil, korkmayın’ diyerek apar topar dışarı çıkarmışlar. Doktor, ‘Ben ameliyatı yaptığımda olmadı’ dedi. Anestezist doktoruna sordum, cevap vermedi. Odasındaki erkek bir doktor ise ‘Niye bu kadar büyütüyorsun! Daha önce de oldu’ dedi. Kanım dondu. Anestezist doktor, ‘Oğlunuzu başka hastaneye sevk edelim’ dedi. Kabul etmedim” diye konuştu. Yanığın birinci derece olduğunu söylediler. İtiraz ettim ve üçüncü derece olduğu anlaşıldı” diyen Tayfun Ç. şunları söyledi: “Birkaç gün arayla 3 ameliyata aldılar. Defalarca narkoz verdiler. Damar yolunu açmak için kollarını yara içinde bıraktılar. Aylarca hastanede kaldık. Yanık izleri geçmedi. 2 yıl fizik tedaviye götürdüm. İşimi bırakmak zorunda kaldım. Yaşadığım maddi ve manevi tahribatı anlatmam mümkün değil. Maddi ve manevi tazminat davası açıldı. Tek isteğim adalet yerini bulsun ve artık çocukların canını yakmasınlar.”