Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen '9'uncu Uluslararası Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni'nde konuştu. Erdoğan, yarışmaya bu yıl 54 ülkeden 94 yarışmacının katıldığını ve ön elemenin ardından 35 ülkeden 41 yarışmacının finale kaldığını söyledi. Yarışma finalinin 23-28 Ekim tarihleri arasında Şanlıurfa Mevlana Camisi Külliyesi'nde yapıldığını kaydeden Erdoğan, yarışmaya katılanları tebrik ederek, "Alemlere rahmet, beşeriyete hidayet ve gönüllere şifa olarak dünyayı teşrif eden Hz. Muhammed Aleyhissalatü Vesselam bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor; 'Kur'an'ı ezberleyip okuyan kişi, Allah katında seçkin meleklerle birlikte olacaktır. Kur'an'ı zorlanarak da olsa devamlı okumaya çalışan kişiye ise iki kat ecir vardır.' Resulü Kibriya Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam, yine bir başka hadisinde Kur'an talebelerini ilim erlerini şu sözlerle müjdeliyor; 'Kur'an'ı öğrenin, onu okuyun ve okutun. Kur'an'ı öğrenen, okuyan ve gereğini yapan kimse her tarafa koku yayan misk dolu bir kaba benzer. Kur'an'ı öğrendiği halde onu okumayan ve okutmayan, yatıp uyuyan kimse ise ağzı bağlı bir misk kabına benzer.' Zümer Suresi'nde, sözlerin en güzeli olarak tarif edilen Kur'an-ı Kerim'i hakkıyla okuyan, öğrenen, öğreten, hatmeden, hıfzeden ve hayatının her safhasına tatbik eden müminler olmayı Mevla bizlere nasip eylesin. Rabbim sizlerden de razı olsun. Ecrinizi artırsın diye dua ediyorum" dedi.
'İSLAM COĞRAFYASI ÇATIŞMAYLA, SAVAŞLA, ZULÜMLE BOĞUŞUYOR'
İslam aleminin bugün geçmişte hiç olmadığı kadar derin bir sarsıntıdan, çetin bir sınavdan, adeta bir varlık-yokluk imtihanından geçtiğini söyleyen Erdoğan, "Kitabullaha sımsıkı tutunmamız, Allah'ın ipine dört elle sarılmamız, Peygamber Efendimizin Aleyhissalatü Vesselam sünnetini kendimize rehber edinmemiz gereken zorlu bir süreci hep birlikte tecrübe ediyoruz. İsrail'in on yıllardır işgal ettiği bir yılı aşkın süredir de tüm dünyanın gözleri önünde soykırım uyguladığı Gazze ve Filistin toprakları başta olmak üzere İslam coğrafyasının önemli bir bölümü bugün ne yazık ki istikrarsızlıkla, çatışmayla, savaşla, yoklukla ve zulümle boğuşuyor" diye konuştu.
Bizim yerle bir edilen yıkıntıların içinde elinde Kuran'ı Kerim ile şehit olan çocuklara borcumu var. Afrika'nın en ücra köşelerinde ellerini semaya kaldırmış kardeşlerimize karşı mesuliyetlerimiz var. Dünyanın 4 bir yanında hayatta kalma mücadelesi veren gariplerin bu ümmetten ümidi var. Kardeşlerimizi özellikle verdiğimiz sözü unutmayacağız. Sırtımızı da onlara dönmeyeceğiz.
'ULUSLARARASI KURUMLARDAN HİÇBİR İTİRAZ GELMİYOR'
Çoğu çocuk ve kadın 50 bin masum insanın vahşice katledildiğini vurgulayan Erdoğan, "Bir avuç toprak parçasına hapsedilmiş 2 milyon kişinin üzerlerine sürekli bomba yağdırıldığı, insanlık adına, medeniyet adına utanç verici günler yaşıyoruz. 7 Ekim 2023'ten beri şahit olduğumuz cinnet halini anlatmaya kelimeler yetmiyor. Katliam kadar acı olan bir başka gerçek; yıllardır bize adres gösterilen kurum ve kuruluşların içine düştüğü acizliktir. Siyonist hezeyanlarla gözü dönmüş İsrail hükümeti sadece Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni değil; görevi barışı, insan haklarını, basın özgürlüğünü, demokrasiyi korumak olan tüm yapıları esir almıştır. Dikkatinizi çekiyorum. 13 aydır çocuklar soykırıma uğruyor. Keskin nişancılar, 2-3 yaşındaki bebekleri hedef tahtası olarak kullanıyor. Canlı yayında gazeteciler, kurşunlarla öldürülüyor. Daha bunun gibi insanı insanlığından utandıran nice cinayetler işleniyor. Ama bünyesinde 10 binlerce personelin çalıştığı, milyarlarca dolarlık bütçeleri olan uluslararası kurumlardan hiçbir itiraz gelmiyor" dedi.
'BU İNSANLIĞIN TÜKENİŞİDİR'
Netenyahu denilen insanlık düşmanını durduracak katliam şebekesinden hesap soracak etkili, caydırıcı herhangi bir adım atılmadığını söyleyen Erdoğan, "Bu insanlığın tükenişidir. Bu uluslararası hukukun yerini artık orman kanunlarının aldığının ilanıdır. Bu 2'nci Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel sistemin kendi kendini feshettiğinin en somut göstergesidir. Burada şunu açık açık söylemek isterim; Gazze soykırımı dünyadaki tüm maskeleri indirmiştir. İsrail yönetiminin hukuk tanımazlığı, batının on yıllardır savunduğunu iddia ettiği değerlerin içinin tamamen boş olduğunu bizlere tekrar hatırlatmıştır. Medeniyet dediklerinin tek dişi kalmış bir canavar olduğunu hep beraber gördük, görüyoruz" diye konuştu.
'İSLAM DÜNYASINDAN GÜÇLÜ BİR TEPKİ YÜKSELMİYOR'
Nüfusu 2 milyara yaklaşan İslam dünyasının Gazze'de ve Lübnan'da başarılı bir sınav veremediğini kaydeden Erdoğan, "Siyonist rejimin ölüm makinesinden 50 bin kardeşimizin kıyılmasına engel olamadık. 'Toprağın üzerinde şerefsizce yaşamaktansa, toprağın altında şerefimle yatarım' diyerek kanının son damlasına kadar vatanlarını savunan Filistinli yiğitlere hak ettikleri şekilde sahip çıkamadık. Gazze halkı işgalciler karşısında tam 390 gündür tek başına, yapayalnız kahramanca direniyor. Gazzeli müminler, Bedr'in aslanları gibi direniyor. Çanakkale'yi 'geçilmez' kılan istiklal aşıkları gibi direniyor. Gazze ve Filistin sadece kendi onurları için değil; aynı zamanda bizim için, tüm Müslümanlar, tüm insanlık için yiğitçe direniyor. Birkaç ülke dışında üzülerek söylüyorum; İslam dünyasından güçlü bir tepki yükselmiyor. Bu dağınıklığında tarihe kaydedildiği unutulmamalıdır" dedi.
'HEPİMİZİN MUTLAKA TEFEKKÜR ETMESİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM'
Öte dünyada yaptıkları kadar yapmadıklarının da hesabını vermekle mükellef olduklarını söyleyen Erdoğan, "Müslümanların üzerine serpilmiş ölü toprağı hakkında, başımızı iki elimizin arasına alıp, hepimizin mutlaka tefekkür etmesi gerektiğine inanıyorum. Bu cendereden kurtulup, felaha ve selamete ulaşmamızın yegane yolu, hiç şüphesiz Kur'an'a ve sünnete bağlılıktan geçmektedir. Nur Dağı'na inen ilk vahiyden Resulü Ekrem'in Veda Hutbesi'ne kadar bizlere güç ve iman veren, ümit ve cesaret aşılayan, dar dünyaya niçin geldiğimizi hatırlatan asli kaynaklarımıza dönmek, kendimizi bu mizan üzere sigaya çekmek zorundayız. Ecdadın asırlar boyunca yaptığı gibi fikrimizi, zikrimizi, hayatımızı Kur'an ve sünnetin ışığıyla nurlandırmak tüm yaşamımızı ümmeti Muhammed'e yaraşır şekilde yeniden kurmak, kurgulamak, geliştirmek durumundayız" diye konuştu.
'YÜZLERİNİ TÜRKİYE'YE DÖNMÜŞ KARDEŞLERİMİZE MESULİYETLERİMİZ VAR'
Karanlıkları ancak İslam'ın nuruyla aydınlığa kavuşturacaklarını dile getiren Erdoğan, "Bizim Gazze'de yerle bir edilen evinin yıkıntıları içinde elinde tesbih, kucağında Kur'an'ı Kerim'le şehit olan çocuklara borcumuz var. Kaldıkları çadırlarda siyonist canilerin bombalarıyla diri diri yanarak şehadete eren kardeşlerimize karşı sorumluluklarımız var. Zalime meydan okuyan, zulme boyun eğmeyen bu ümmetin vakar abidesi evlatlarına, kahramanlarına verdiğimiz sözümüz var. Afrika'nın en ücra köşelerinde ellerini semaya kaldırmış, yüzlerini Türkiye'ye dönmüş kardeşlerimize karşı mesuliyetlerimiz var. Dünyanın dört bir yanında hayatta kalma mücadelesi veren mazlumların, mağdurların, gariplerin bizlerden, sizlerden, Türkiye'den ve bu ümmetten ümidi var. Bu ümitleri boşa çıkaramayız. Kardeşlerimizi, özellikle verdiğimiz sözü unutmayacağız. Sırtımızı da onlara dönmeyeceğiz. Unutmayın; birbirimize emanet edilmiş kardeşleriz. Elimizle, dilimizle buna gücümüz yetmiyorsa; kalbimizle, dualarımızla kardeşlerimizin yanında olmalıyız" dedi.
'HAREKETE GEÇMEMİZ ŞARTTIR'
Kış mevsiminin yaklaştığını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu kış, Gazze ve Lübnan başta olmak üzere savaşın bütün yükünü taşıyan kardeşlerimiz için her zamankinden görünen o ki daha ağır geçecek. İsrail hükümeti bombalarla, füzelerle kıramadığı direnişi; kardeşlerimizi aç, susuz, gıdasız, ilaçsız bırakarak kırmayı deneyecek. İnsani yardımların geçişine izin vermeyerek Filistin'in başı dik evlatlarına diz çöktürmeye çalışacak. Nazilerin toplama kamplarını aratmayan koşullarda yaşamaya mahkum ettiği 2 milyon insana bu kış boyunca her türlü kötülüğü yapacak. İnsanlığın daha fazla dibe vurmaması için harekete geçmemiz şarttır. Kardeşlerimizi bu haydutluk karşısında yalnız ve çaresiz bırakamayız. Başta yardımsever milletim olmak üzere kalbi Filistin ve Lübnan için atan tüm insanları, mazlumlara el uzatmaya davet ediyorum. Rabbim Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'daki biçarelerin yardımcısı olsun. Rabbim bizlere bu insanlık imtihanını alnımızın akıyla vermeyi nasip etsin."
Erdoğan, konuşmasının ardından yarışmada dereceye girenlere plaket verdi.