Güncelleme Tarihi:
Kumkapı'daki en özellikli yapılardan Meryem Ana Kilisesi Sıraevleri restorasyon için izin bekliyor. Şu anda kilise vakfı tarafından Ermeni cemaatinin yoksullarının kalması için ayrılan sıraevlerin restorasyondan sonra öğrencilere de hizmet vermesi planlanıyor.
Kumkapı'da 1997'de çıkan bir yangında bir bölümü yanan Meryem Ana Kilisesi Vakfı'na ait sıraevler restore edilmeyi bekliyor. Sıraevler restore edildikten sonra bugün de olduğu gibi vakıf tarafından yine yaşlı, yardıma muhtaç ya da İstanbul'a okumak üzere gelen ve maddi durumu iyi olmayan öğrencilerin barınması için kullanılacak.
Meryem Ana Kilisesi'nin hemen arkasında Tavaşi Çeşme Sokak'taki sıraevlerin yapılış tarihi 1890. Ortadaki iki binanın üç, yanlarda kalanların iki katlı olduğu evler Kumkapı yapıları arasında da son derece özel bir yere sahip. Ermeni Meryem Ana Kilisesi Vakfı Genel Sekreteri Nazaret Davityan 1890'da papaz evi olarak yapılan sıraevlerin tarihiyle ilgili şu bilgiyi veriyor: ‘‘Daha önce evlerle kilise arasında duvar yokmuş. Papazlar dışarıyla ilişki kurmadan, kiliseye gidip dualarını ediyor ve tekrar buraya dönüyorlarmış.'' 1920'lere kadar papaz evi olarak kullanılan binalar daha sonra Kumkapı'daki Ermeni nüfusun hızla azalmasıyla birlikte yoksulların kalması için düzenlenmiş ve kiliseyle arasına da bir duvar çekilmiş.
Bir yıldır bekliyor
1996 yılında çıkan yangında ortadaki binanın çatısı tamamen yanmış. Elektrikler kesilince bir kiracının mum yakması ve daha sonra da mumu yanık bırakarak pazara gitmesi sonucu çıkan yangın yüzünden şimdi bu bölümde kimse oturmuyor. Ancak iki yandaki binalarda vakıf kiracıları günlük hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Tarihi tescilli bina olduğu için binaların izinsiz onarımı mümkün değil. Vakıf, mimar Halil Onur'a bir restorasyon projesi hazırlatmış. Proje şu anda 1 Numaralı Koruma Kurulu'nda bekliyor. Proje sadece yanan binanın restorasyonu değil aynı zamanda diğer binaların iyiliştirilmesini de içeriyor.
Onur projeyle ilgili şu bilgileri veriyor, ‘‘Binanın cephesi yıkılmadan onarılacak; eski fotoğraf ve belgelerden yola çıkılarak yapılacak bu işlem. İçi ise cemaatin yoksul kişilerinin kalacağı çok sayıda konut olarak düzenlenecek. Bunu yaparken de bu binaların sıra ev karakteri bozulmayacak. İstanbul'un ilk sıraevlerinden. Projemiz şu anda Koruma Kurulu'nda. Vakıflar Bölge Müdürlüğü de bu konuda söz sahibi. Vakıflar ve anıtlarla ön görüşmeler yapıldı, değerlendiriliyor halen.'' Onur bir senedir projenin Koruma Kurulu'nda olduğunu ancak konunun bir tarafının da Vakıflar olması nedeniyle bürokrasinin fazla olduğunu söylüyor. Eğer restorasyon izni verilirse sıra para bulmaya gelecek. Proje maliyeti Ermeni cemaatinin bağışlarıyla karşılanacak. Ancak ne kadar mütevazı davranılırsa davranılsın restorasyonun en az 600 bin dolar civarında tutacağı tahmin ediliyor.
Daha iyi nasıl olur ki?
Kilise vakfı sıraevlerde daire başına 5 milyon lira kira alınıyor. Ancak bu sembolik bir kira. Maddi durumu iyi olmayan ya da çalışamayacak durumdaki insanlar kaldığı için bu evlerde zaten bu kişilerin bakımını da kilise vakfı üstlenmiş. Yedi yıldır sıra evlerde kalan Sulpik Dikici ‘‘burada neler olmasını istersiniz'' sorumuza şu cevabı veriyor: ‘‘Şu anda bilemiyorum. Başımızı buraya soktuk. Daha iyisini nasıl olur bilmiyorum görmediğim için! Katalitikle ısınıyoruz şimdi. Belki ayrı bir mutfağımız olsa iyi olabilir.'' Dokuz yıldır sıraevlerde kalan Nazlı Çürükçü astım hastası. Giriş katındaki bir odada kalıyor. Binada nasıl bir değişiklik yapılmasını istediğini sorduğumuzda biraz tedirgin oluyor. Yapılacak işlerin faturasının onlara çıkacağını düşündüğünden olsa gerek, ‘‘İsteriz ama herkesin arzusuna kalmış bir şey. Ancak gücü olan yapabilir bunu,'' diyor.
Davityan bir an önce restorasyon izninin çıkmasını beklediklerini söylüyor. ‘‘Yaklaşık 20 ailenin barınabileceği yer var burada. Restorasyon izni bir an önce Anıtlar Kurulu'ndan çıkarsa biz de hayırseverlerimize başvurarak bu işi bir an önce halletmeye çalışacağız. Böylelikle yine eskisi gibi fakirlerimizi burada barındırabileceğiz. Restorasyondan sonra okumak için gelecek gençlerimiz de burada kalabilecek,'' diyor.
Sulpik Dikici (üstte solda) eşi ile birlikte yedi yıldır Sıraevler’de oturuyor. Astım hastası Nazlı Çürükçü (üstte sağda) ise dokuz yıldır burada. Her ikisi de daha iyisini görmedikleri için onarım sonrasını kafalarında canlandıramadıklarını belirtiyor. Meryem Ana Kilisesi Vakfı Genel Sekreteri Nazaret Davityan, Anıtlar Kurulu projeyi onaylarsa hemen cemaatten para toplamaya başlayacaklarını söylüyor.
İyi durumda olan az
Kumkapı bölgesi ve sıraevler konusunda özel çalışmaları olan İTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Nur Akın bölgeyle ilgili şu bilgileri veriyor:
‘‘Son yıllarda birden fazla aile tarafından kullanım, yangın ve terk edilme gibi nedenlerle yapılar niteliklerini önemli ölçüde yitirir hale geldi. Örneğin Tavaşi Çeşmesi Sokak'taki özel dizi, bir yangın geçirmiş ve altılı yapı grubundan yalnız iki baştaki 42 ve 52 nolu konutlar nispeten kullanılabilir halde kalmış. Bu değişimlerin sonucu olarak çalışma alanında iyi durumda olup onarım gerektirmeyen yapıların sayısı sınırlı. Az onarım gerektirenlerle çok onarım gerektirenler ise büyük bir grup oluşturuyor. Ancak yine de Kumkapı özellikle içerdiği kagir yapı stoğunun sağlamlığına bağlı olarak karakteristik özelliklerini koruyan yapı sayısının çoğunlukta olduğu bir bölge. Yapıların fiziksel özelliklerini değiştiren en önemli müdahaleler pencere ve kapı değişimlerinde, yeni niteliksiz ekler ve yeni kat ilavelerinde, süsleme ögelerinin bozulması ya da yok edilmelerinde, çevreye ve yapı karakterine uymayan boya-badana renklerinde gözleniyor. Ayrıca yapılar üzerinde yer yer büyük öbekler oluşturan elektrik telleri, hemen her katta cepheleri delen baca delikleri ve dışa doğru uzanan soba boruları, görünüşleri önemli ölçüde etkiliyor.''
Fotoğraflar: Yusuf UÇAK