Sıradanlık ona göre değil

Güncelleme Tarihi:

Sıradanlık ona göre değil
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2000 00:00

Haberin Devamı

Elle Dergisi'nin bu ayki sayısında bir sürü şey var. Ama içlerinden en ilginci, Hülya Koç'un Dea Birkett'i anlatan yazısı. Bu kadın kim mi? Gazeteci, yazar, anne, kargo gemisinde dümenci ve bir sirk cambazı...

Bu dünyada kaç kişi çocukluk hayalini gerçekleştirebilmiş? Hangimiz çok istediğimiz şeyleri yapmak için engelleri aşmayı göze alabiliyoruz? Aslında bunu yapan kişiler, özel olan ve özel kalanlar. Dea Birkett de onlardan biri. İngiliz asıllı olan Birkett, 35 yaşından sonra İtalya'da bir sirke katıldı ve aylar boyunca en yakın dostu ve partneri olan fille birlikte şehirden şehire dolaştı. Ama onun çılgınlıkları bu kadarla kalmıyor...

Okyanusta bir dümenci

Dea Birkett, çocukluk hayallerini gerçekleştirmeye çok erken yaşlarda başlamış aslında. Henüz genç kızlığa yeni adım attığı yıllarda, hayran olduğu Viktorya dönemi kadınlarından Mary Kingsley'nin izinden giderek Afrika'ya gitmiş. Orada bir müddet yerlilerle yaşayan Birkett, ardından yine Kingsley'nin yaptığı gibi bir kargo gemisiyle İngiltere'ye dönmeyi planlamış. Ancak bu zamanda kargo gemileri yolcu almadığı için, ismini işçi listesine yazdırıp gemide işe alınmayı beklemiş. Ve beklediği de olmuş: Dea, bir süre sonra dümenci olarak gemide işe başlamış ve aylar boyu süren gemi serüvenine balıklama dalmış. Peki gemide neler olmuş? Önceleri tümü erkek olan mürettebat tarafından yadırganan Dea, sonrasında onlara kendini öyle bir kabul ettirmiş ki, adeta bir erkek gibi davranmaya başlamış. Onlarla bira içip kağıt oynayan genç kız, saçlarını bile erkekler gibi kestirmiş. Bunun sonucunda da, gemi mürettebatı çok sevdikleri Dea'ya Sierra Leone dilinde ‘‘erkek çocuk’’ anlamına gelen Jella ismini takmışlar. İşte yaşadığı bu maceralardan sonra, Dea da eve dönüp bir kitap yazmaya koyulmuş: ‘‘Jella, A Woman at Sea in a Man's World’’ isimli kitabı, beklenenden çok daha büyük bir ilgi görüp, bestseller listelerine bile girmiş...

En yakın dostu fil

Peki ya sonra? Sonrasında gazeteciliğe ve yazarlığa devam eden Dea'nın aklında kalan tekşey, çocukluğundan beri hayranı olduğu sirk cambazlarının arasına katılmaktı. Ve emin adımlarla istediğine ulaştı: Aslında sıkılgan ve utangaç bir yapıya sahip olan Birkett, bakıyor ki İngiltere'de sirke katılması pek mümkün değil, İtalyan sirklerine başvuruyor. Sicilya'da gösteriler yapan Circo Americano'yu arayan genç kadın, bir karavanı olmadan sirke katılamayacağını öTğrenince çok üzüldü ama vazgeçmedi. Bu sefer de çılgın projelere prim vermesiyle tanınan Windsor Kilisesi Vakfı'ndan seyahat bursu alıp, karavanına kavuştu. Ve ver elini İtalya... Tabii bu ada, henüz küçük olan kızı ve eşini de İngiltere'deki evlerinde, biraz içi buruk olarak bıraktı. Sicilya'da tam hayallerindeki gibi bir sirkle karşılaşan Dea, önceleri barda içki servisi yapmaya başlıyor. Sirk yöneticisinden başka kimsenin İtalyan olmadığı bu dünyada, neredeyse her milletten insanla tanışan Dea için, maceranın tanımı bu olmuş o günlerde. Ve birgün, sirk yöneticisi onun yanına gelip, ‘‘fil üzerinde gösteri yapmak ister misin?’’ diye sorunca, sevincinden ne yapacağını şaşırıyor. Sonrasında, üç ay boyunca her gece başka kasabalarda, başka şehirlerde fil üzerinde yapılan gösteriler, yamurda çamurda toplanan çadırlar, her sabah bavullara doldurulan ve her gece açılan giysiler, ateş başında hep beraber yenilen yemekler ve tabii ki her gece aralıksız duyduğu alkışlar. Bu arada en yakın dostu da, üç ay boyunca birlikte çalıştığı kocaman bir fil oldu Dea'nın. Asla huysuzluk yapmayan ve tehlikeli hareketlerden kaçınan fili, Dea da hergün ödüllendirdi. Ve sonuda bir gün, gitme vaktinin geldiğini anladı Dea...

Kitapları çok satıyor

İngiltere'ye, kocasının ve kızının yanına geri geldiğinde, Dea'yı bildiği ve tanıdığı o hayat yeniden karşıladı. The Guardian Gazetesi'nde yazdığı yazılar aynı hızla devam ederken, yeni kitaplar da gündeme geldi. Dea Birkett, hepsi de çok satan kitapların yazarı olarak da tanınıyor. İlk kitabı, ilkel çağlardan astronotlara kadar kadın seyyahları anlatan bir çocuk kitabı. Ardından hayran olduğu Mary Kingsley'nin bir biyografisi, denizlerdeki serüvenini anlattığı kitabı, Pitcairn Adası notlarını derlediği ‘‘Serpent in Paradise’’ ve son olarak da, Viktorya dönemi kadın seyyahlarını anlattığı ‘‘Spinsters Abroad’’ kitabı. Birkett'in çevresindekiler, onun bu kadar maceraya ve aynı zamanda çocuk yetiştirip eviyle ilgilenmeye nasıl vakit bulduğunu anlamıyorlar. Ama onun için, bu bir yaşam biçimi. Yapmak istediklerini gerçekleştirdikçe, yeni maceralar için enerji depoluyor ve kendini yeniliyor. Londra'nın güneyindeki evinden hergün yürüyerek işe giden Dea'nın sırrı, çocukluk hayallerinden geçiyor...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!