Sıradanlık anormalliktir

Güncelleme Tarihi:

Sıradanlık anormalliktir
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2000 00:00

Haberin Devamı

Colors Dergisi ‘‘dünyanın geri kalanından söz etme’’ sloganıyla on yıldır yapmadığını bırakmadı. Hal böyle olunca da, 10. yıl kutlamaları çerçevesinde Floransa'da 21 Haziran- 16 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşen sergide bugüne kadar dergide yayınlanan fotoğraflarda gördüğümüz 1000 adet ‘‘tuhaf veya sıradan’’ objeleri izlemek ilginç oldu: Sonuç olarak milenyumun hepimizin hayatında radikal değişlikleri sebep olacağı anlaşıldı...

Aslında Floransa'da moda günleri başlıyordu. Ve aslında Benetton firmasının yarattığı Colors Dergisi'nin 10. yıl sebebiyle düzenlediği sergi ile start alacaktı. Üstelik dergiyi bugüne kadar takip edenlerin ne görecekleri belliydi: Colors'ın çeşitli sayılarında fotoğrafları yayınlanmış olan ve İngilizce açıklamasıyla Extra/Ordinary Object olarak tanımlanan 1000 obje sergilenecekti. Türkçesiyle en sıradan ve sıradışı birarada olacaktı. (Bir bakıma eşanlamlı hale geldikleri ortaya çıkacaktı...)

Buraya kadar herşey normaldi. Ama olayın öncesi ve sonrasını çözdüğünüzde dehşetten kurtulmanın yolu yoktu: Colors Dergisi, yayınlandığı ilk günden beri tuhaf, inanılmaz ve özellikle kışkırtıcı tanımına uygun bir yayın politikası izlemişti. Fotoğrafları ve bu fotoğrafları bütünleştiren tek konseptlik olay yaratan konularıyla her vakit ‘‘dünya gündeminde’’ yerini bulmuştu. Derginin editorü Oliviero Toscani aynı zamanda Benetton'un tüm reklam fotoğraflarını çeken usta bir fotoğrafçıydı. Usta tanımındaki en önemli alt metin sözü, kuşkusuz insanoğlu için yasak ve tabu olanların listesini çok iyi yapabilmesinden geliyordu. Öpüşen rahibe ve papaz, burnunu karıştıran kraliçe, zenci çocuk emziren beyaz kadın Toscani'nin ve ekibinin objektifinden çıkan fotoğraf karelerinden sadece birkaçıydı...

Son on yıldır bu kareler reklam afişlerinde yer aldığı gibi tüm detaylarıyla, daha doğru tabiriyle ‘‘en çıplak halleriyle’’ Colors'ın sayfalarını süslüyordu. İlk sayıda kapakta annesinin karnını doğum haliyle zoraki olarak yeni terk etmiş bir bebek yer almıştı. Canlı olduğu kadar kanlı ve göbek bağı tanımına giren kordonuyla bir bütündü. Yani.. Herkesin bakamadığı fotoğraflardandı. Malum, kimisini kan tutar, kimisini ise çıplak doğayla bütünleşmek... Toscani bu başlangıçtan sonra felsefesini asla yitirmedi. Bir yandan ya tabu yıkarım, ya da irite ederim hali, bilinmeyen dünyaları gözler önüne sererken, moda dünyası en küçük kıvrımında olmak üzere değişen hayat anlayışını da sunar oldu.

Gel gör ki, 90'lı yılların tüm değişim sürecini sayfalarına sığdıran Colors Dergisi de milenyumla beraber kendi değişimini yaşadı ve bir anlamda 2000'li yılların bizi nereye doğru yönlendirdiğinin haberini verdi: Geçtiğimiz Mart ayında Oliviero Toscani'nin işine son verildiği ve artık Colors Dergisi'ni Benetton'un iletişim şirketi olan Fabrica'nın üstleneceği açıklandı.

Bu anlamda Floransa'da gerçekleşen Colors'un Extra/ Ordinary Objects Sergisi de oldukça önem taşıyordu. Tamamen beyaz tuvalet kağıtlarıyla sarılmış bir dekor içindeki objeler cam kafeslerin arkasında ışıklandırılmış olarak sergiye hazırdı. Dağıtılan kitapçıkta objelerin dünyanın hangi ‘‘yöresinde’’, hangi vakitte ne işe yaradığını anlatan kısa metinler de yer alıyordu. Serginin açılışına konuk olan Fransız stilistin yaptığı konuşma ise diğer tüm yöneticilerden daha ilgi çekici bulunmuştu: ‘‘Ben modayı artık şehirde değil; şehirde yaşayan yabancılarda, etnik etkileri hissettiğim başka alanlarda arıyorum. Yani sokağa bakıyorum. Önce çocuklarımdan esinleniyorum; çünkü onlarda yabancılardan etkileniyorlar.’’ Herkes modacının sözlerinden çok etkilendi. Hatta kafalar sallanarak tastiklendi. Söyledikleri doğruydu; hatta daha da ötesi vardı. Her türlü farklılık yıllardır Colors'un sayfalarından yansıyordu. En çok ırkçılığa karşı çıkan Colors, beyaz ve güzel insanı reddedip, en şişman ve en zayıf olanları fotoğraflarken, başta Japonlar olmak üzere, Afro-Amerikalılar (eski söylemle zenciler) ve Hintliler en natürel halleriyle derginin sayfalarında yer alıyorlardı. İlkel toplulukların günlük adetleri bir yana aile ve ilişki biçimlerinin kabul edilmiş en start hallerini dışındakilerle Colors sayfalarında tanışıyorduk. Malum 90'lı yıllar ‘‘o farklı olanları fark etme’’ süreciydi. En tabular yıkılacak, diğer taraftan en geleneksel ve en uçuk kaçık olan herşey ‘‘en’’ kelimesine uygun bir şekilde kabul edilecekti..

Ama gelin görün ki, artık Colors'ı Oliviero Toscani yapmayacak. Benetton'ın iletişim şirketi Fabrica bu görevi üstlendi. Muhtemelen gene en yaratıcılar orada buluşacak. Büyük ihtimalle de farkı farkeden Toscani'den çok kendileri o farklı kulvarında olan yaratıcılar Colors'ın yeni mimarları olacaklar. Ve milenyum da o Fransız modacının söylediği gibi klasik ve standart olan güzellik ve yaşam biçimleri yerine sadece ‘‘farklılığa’’ bakılacak. Sonuç: Bizler güzelleşip, evlenip çocuk doğurup, bir de kariyer peşinde koşmaya devam edersek iyice sıradan olacağız. Yani geleceğin azınlığı...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!