Güncelleme Tarihi:
20 yıl sonra sürgünden döndü
Uğur Coşkun (Mehmet Zeki Tekiner cinayeti): CHP Nevşehir İl Başkanlığı’nı yapan, eski CHP milletvekili Mehmet Zeki Tekiner, öldürüldüğü dönemde, bölgenin en etkili avukatları arasında yer alıyordu. Başkanlığını Muhsin Yazıcıoğlu’nun yaptığı Ülkücü Gençlik Derneği’nin kapatılması ihtimaline karşı açılan derneğin buradaki başkanlığını yapan Abdullah Çatlı’nın yanısıra Özel Harekat Dairesi eski Başkanvekili İbrahim Şahin de Nevşehir’de komiser yardımcısıydı. Çatlı, Ömer Ay, Mehmet Ali Ağca gibi isimlerin buradan verilen pasaportlarında da Şahin’in imzası vardı. 11 Şubat 1980’de evinin kapısı çalınarak düzenlenen saldırıdan Tekiner yaralı kurtuldu. ÜGD’nin yatakhanesindeki buluşmalarda, burada kalan Uğur Coşkun, Ömer Ay ve bazı firari ülkücülere Tekiner’in öldürülmesi talimatı verildi. Çatlı’nın arabasıyla yapılan keşif sonunda, 17 Haziran’da Tekiner, sokak ortasında öldürüldü. Bu cinayetten dolayı hüküm giyen Coşkun, diğer eylemleriyle birlikte toplam 3 kez müebbet hapse mahkum oldu. Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, 11 yıl yattıktan sonra cezaevinden firar ederek yurtdışına kaçan Coşkun, 20 yıl sonra geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye döndü. Coşkun da yasadan yararlanma başvurusu yaptı.
O da tahliye bekliyor
Muhsin Kehya (Cevat Yurdakul cinayeti): 12 Eylül öncesi, Adana’ya, Ecevit hükümeti tarafından henüz 36 yaşında olmasına rağmen Emniyet Müdürü olarak atanan Cevat Yurdakul bu kentte sanat okulu öğrencisi olan Muhsin Kehya’nın da aralarında bulunduğu grup tarafından aracı taranarak öldürüldü. Kehya, CHP Adana il başkanı avukat Ahmet Albay ile CHP Kayseri ve İl başkanı avukat Mustafa Kulkuloğlu’nun öldürülmesi olaylarına da karıştığı gerekçesiyle mahkum oldu. 1979’de cezaevinden kaçan Kahya, 12 Eylül sonrası yeniden yakalandı. Bursa Cezaevi’nde yatarken açık görüş sırasında tekrar kaçan Kehya, Almanya’ya yerleşti. Burada bir yaralama suçundan yakalanan Kehya, firarından hemen sonra Muammer Aksoy cinayetine de karıştığı iddialarına hedef oldu. İdam edilmeme koşuluyla 1997’de Türkiye’ye iade edilen Kehya’nın cezaları 36 yıl hapse çevrildi. 3. Yargı Paketi’nden sonra Kehya’nın yaptığı tahliye başvurusu Adana’da reddedildi. Bunun üzerine Ankara’ya tahliye başvurusu yapan ve cuma günü tahliyesi beklenen Kehya, Elbistan Cezaevi’nde tutuluyor.