Hikmet B. Çağlayan
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2006 00:00
Beynine yerleştirilen elektronik çip, felçli hasta Matthew Nagle’ın tarihe ilk biyonik adam olarak geçmesini sağladı. Boynundan aşağısı tutmayan hasta, bugün televizyonda kanal değiştirebiliyor, bilgisayarda imleci hareket ettiriyor, hatta basit bilgisayar oyunlarını bile oynayabiliyor.
21. yüzyıla damgasını vuracağı gözüyle bakılan gelişme, sağlık sektörünü ve özellikle de engellileri yakından ilgilendiriyor. Ancak yeni tekniğe ilgi duyan bir kesim daha var: Askeriye. Örneğin ABD’de Savunma Bakanlığı desteğiyle askerin düşünceleri ile kumanda edeceği ’katil robotlar’ geliştirme projesi üzerinde çalışmalar sürüyor.
Düşünce gücüyle eşyaları hareket ettirebilmek, yıllar boyu bilim kurgunun kapsama alanına girdi. Gerçekleşmesine imkansız gözüyle bakıldı.
Bu tür filmleri izleyen pek çok insan, özellikle de felçliler ve yatağa bağlı yaşamak zorunda olanlar düşünce ile eşya hareket ettirebilme gücüne imrendiler. Ancak kimileri de ürktü, beyinlerin bilgisayara bağlanmasıyla insanın bilincine de hükmedilebilecek olunmasından.... Tıpkı Matrix filminde olduğu gibi.
Günümüzde iki yeni araştırma, bilim dünyasına farklı bir kapıyı araladı: Düşünceyi harekete dönüştürmek artık hiç olmadığı kadar yakın. Yeni gelişmeler sayesinde felçlilere daha özgür ve başkalarına bağımlı olmadan yaşanacak bir dünyanın kapıları açılıyor.
MOTOR KORTEKSTEKİ BEYİN KAPISI
Bu hafta Nature Dergisi’nde yayınlanan iki araştırmadan biri, Brown Üniversitesi’nden John Donoghue ve ekibinin yıllar süren çalışmaları. Neredeyse nefes almakta bile güçlük çeken felçli bir hastanın beynine elektronik bir çip yerleştirildi ve yalnız düşüncelerini yöneterek bir alete kumanda edebilmesinin mümkün olduğunu kanıtladı.
Bundan iki yıl önce, bilim insanları maymunların kafalarına çip yerleştirmişlerdi. Maymunlar böylece bilgisayara bağlı bir kolu düşünceleri ile hareket ettirebilmişlerdi. Bunun üzerine Dr. Donoghue ve ekibi üç yıl önce uğradığı silahlı saldırı yüzünden felç olan 25 yaşındaki Matthew Nagle adlı bir İngiliz hasta üzerinde, uygulamayı denemeye karar verdiler.
Bir saldırı sonucu omuriliği ciddi biçimde hasar gören Nagle, kollarını ve bacaklarını hareket ettiremiyordu. Boynundan aşağısı tamamen felç olduğu için kimi zaman nefes almakta bile güçlük çekiyordu. Araştırmacılar, Nagle’ın düşüncelerini kayda almak için "Beyin Kapısı’’ diye adlandırdıkları bir çipi hastanın motor korteksine yerleştirdiler. Büyük beyin kabuğunda yer alan motor korteksi, sağlıklı insanlarda beden hareketlerinin çalıştırılmasından sorumlu bölge. Cyberkinetics firması tarafından geliştirilen BCI’ın (Brain Computer Interface-Beyin Bilgisayar Arayüzü) ana parçası olan Beyin Kapısı’nın üzerinde her biri insan saçından daha ince 100 altın elektrot bulunuyor. Her bir elektrotun ucu, Nagle’ın beynindeki bir sinir hücresine bağlı. Böylece Beyin Kapısı, aynı anda 100 sinir hücresinin faaliyetlerini anında tespit edebiliyor. Çip, beyinden aldığı sinyalleri bilgisayara gönderiyor, bilgisayara yüklü yazılım bunu diğer cihazlar üzerinde gerçek komuta çeviriyor.
9 AY BOYUNCA 57 SEANS YAPILDI
Hasta, 9 ay boyunca 57 seanslık bir çalışmaya tabi tutulmuş. Her birinde farklı bir eylemi yaptığını düşünmesi istenmiş Nagle’dan ve düşünce süreci kayıt altına alınmış. Bilgisayar yazılımı ise Nagle’ın ne yapmak istediğini tanımlamış. Seansların çoğunda, önce sistemin nasıl çalıştığına ilişkin birkaç dakikalık bir öğrenme sürecinin ardından Nagle bilgisayarda bir e-postayı açma, televizyon kanalını değiştirme, sesini ayarlayabilme gibi birçok eylemi düşünce gücünü kullanarak başarır hale gelmiş. Hatta basit bir bilgisayar oyunu bile oynayabilmiş. Araştırmacılar, Nagle’ın bu hareketleri bir yandan konuşurken yapabildiğini, konsantrasyona ihtiyaç duymamasının çok önemli bir gelişme olduğunu söylüyorlar.
Bu başarı, deneyi bir adım daha ileri götürmenin yolunu açmış. Araştırmacılar, beyindeki verileri bir protez ele bağlamışlar. Nagle, artık kendi isteği doğrultusunda bu eli açıp kapayabiliyor, ikinci bir robotik alete bağlandığında bu eli kaldırıp bir cismi tutabiliyor.
Aynı yöntem bir süre önce bir başka hastada daha denenmiş ancak hastanın beyin sinyalleri 11 ay sonra henüz belirlenemeyen bir nedenden ötürü kaybolmuş. Bu yüzden Nagle ilk biyonik adam olarak tarihe geçmiş oluyor.
Araştırma ekibinin başındaki Prof. Donoghue bu durumu, "Beyni bilgisayarlara bağlama girişimleri daha önce sınırlı başarı sağlamıştı. Basit, zor ve yavaş hareket imkanı veriyordu. Nagle’ın vakası felçli bir insanın beyninin yıllar sonra bile hareket sinyalleri gönderdiğini gösterdi’’ diye açıklıyor.
FELÇLİ HASTA DAKİKADA 15 HARF YAZABİLECEK
Düşünce gücüyle eşyaları yönetme konusunda bir diğer gelişme, Stanford Üniversitesi’nden. Avusturyalı sinirbilimci Gert Pfurtscheller ve ekibi, elektronik çiplerin veri aktardığı yazılım programını hızlandırmayı başardı. Bu sayede felçli bir hasta, elektrotlu çip sayesinde dakikada 15 harf yazabilecek. Oysa diğer yöntemle bu sayı birkaç taneyi geçmiyordu. Pfurtscheller de motorik beyin sinyallerini kaydetmek için elektrot başlığından yararlanıyor. Sinyaller daha sonra bir elektrot uyarımının kontrolü için çalıştırma sinyallerine dönüştürülüyor. Alt kolun iç kısmındaki bir elektro manşet, elini hareket ettiremeyen felçli hastada bir kavrama hareketini çalıştırıyor. Avusturyalı sinirbilimcinin ekibi, bu sistemle bir hastaya masanın üzerinde duran bir bardağı tutup su içmesini sağlattı. Bununla birlikte bu sistemde sinyallerin bozulma olasılığı daha yüksek, ayrıca alıştırma süresi de daha uzun.
KATİL ROBOT ÜRETMEYE ÇALIŞIYORLAR
Yeni teknik, felçliler için gerçek bir umut ışığı. Ancak uzmanlar bu teknolojinin farklı amaçlarla da kullanılabileceği uyarısında bulunuyorlar. Zira sağlık sektörü kadar gelişmeleri yakından izleyen bir diğer grup da ordu. Çünkü, özellikle hızlı beyin gücü ve manevra kabiliyeti gerektiren askeri pilotluk gibi mesleklerde yeni açılımlar gündemde. Bugün ABD’de ordunun bağışlarıyla askerin düşünceleri ile kumanda edeceği ’katil robotlar’ geliştirme projesi üzerinde çalışan laboratuvarlar mevcut.