Merve YENAL
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2002 15:10
Cam onun herşeyi...Öyle ki baktığı nesneleri kafasında cam olarak görüyor, yeniden tasarlıyor. Yedi yaşında cam üflemeye başlayan sanatçı Sami Coşkun 40 yılı aşkın zamandır bu işi yapıyor. Bunun yanı sıra plastik el sanatlarının her dalında eserler üretiyor.
Sami Coşkun... Yitip gitmeye yüz tutan geleneksel Tombak işçiliğinin yaşayan son mimarı... Cam üfleme sanatının 40 yıllık ustası...
1947'de İstanbul'da doğan Coşkun sanat serüvenine yedi yaşında babaannesinin zoruyla atılmış. 'Futbol oynayacağına bir sanat öğrensin' diye Ortaköy'de evinin yakınlarındaki bir cam atölyesine gidip gelmeye başlamış. Önceleri ufak tefek işlere koşmuş. Başta ceza gibi gelen bu durum kısa süre sonra meslek aşkına dönüşmüş:
‘‘Atölyede ocaklar yanıyordu, insanların yüzü kapkaraydı ve bütün bunlar beni çok korkuttu. Bir süre sonra alıştım, herkesten erken gitmeye başladım. İkinci yıl bu işe ne kadar yatkın olduğumu anladım. 13 yaşına geldiğimde bazı ustalardan daha pratik çalıştığımı fark ettim.‘‘
Yapı Sanat Enstitüsü'ne girdiğinde işinin ustası olmuş bile. Liseden çıkınca hemen atölyeye koşuyormuş. 17 yaşnda atölyesini kurmuş. Yanında 16 kişi çalıştırıyormuş. Sanat tek başına para kazandırmayınca farklı sektörler için üretim yapmaya başlamış: ‘‘Bir Musevi esnaftan aldığım sipariş üzerine cam toplar ürettim. 60'larda Türkiye'de biberon üretilmiyordu, bunu görerek biberon üretimine başladım.‘‘
Aynı dönemlerde biblo, laboratuvar camları ve çeşitli tıbbi gereçlerde kullanılan camları üreterek geçimini sağlamış. Barum, Bambino, Labor Kimya, Pupi gibi firmaların sürekli cam üreticisi olmuş. Kazandığını sanatı için harcamış.
Bu arada evlenmiş, iki çocuk sahibi olmuş. Daha da sıkı çalışmaya başlamış. Cam atölyesini kısa zamanda büyütmüş. 1960'larda pek rağbet görmeyen Türk El Sanatları zamanla ilgi görmeye başlamış: ‘‘1980'lerin getirdiği serbest ticaret politikası ile Türkiye'ye çok sayıda turist gelmeye başladı. 1985'ten itibaren Kültür Bakanlığı ile ortak çalıştım. Müzelerde bulunan ürünlerin aynısını yapıp Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletmeleri Müdürlüğü bünyesinde sattım.‘‘
Bu dönemde kuyumculuktan camcılığa, metale ve bakıra kadar tüm plastik el sanatlarını kapsayan işler yapmış. Yaratıcılığını Tombak işçiliğinde yeni bir boyuta taşımış: ‘‘Bakır, demir, bronz, gümüş gibi metallere belli bir form verdikten sonra üzerini altın kaplama tekniğine Tombak işçiliği deniyor. Dünyada yalnızca İnka, Roma ve Osmanlı dönemi Anadolu ve Mısır'da kullanılmış bir teknik.‘‘
KÜSAV (Kültür Sanat Vakfı), GESAV (Geleneksel El Sanatları Vakfı) gibi vakıflar eserlerini satın alarak yurt dışında sergilemiş. Eserleri İngiltere, Belçika ve Fransa'da eski Roma Cam Şişeleri kategorisinde açık artırmaya katılmış.
1996'da Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü öğrencilerine cam üfleme sanatı üzerine eğitim vermiş. Anadolu El Sanatları Araştırma Merkezi adını taşıyan atölyesinde 1997'den beri yalnızca sergi çalışması yapıyor. Coşkun bugünlerde tadilatta olan atölyesinde geçmişin unutulan sanatlarına hayat vermeye devam ediyor. Yeni projesi için çalışmalara başlamış bile... 'Şişe Sergisi'nde dünya ülkelerinin içki şişelerini bir araya getirecek. Şişelere altın, gümüş ve seramik boyalarla bezenmiş cam kapaklar yapacak. Çünkü cam onun hayatının her alanına girmiş: ‘‘Baktığımda dünyadaki her şeyi önce erimiş sonra katılaşmış bir cam olarak görüyorum. Sürekli 'nasıl daha güzel olabilirdi, ben ne yapardım' diye düşünüyorum.‘‘