Güncelleme Tarihi:
Sabah gazetesinden Sema Alim Dalgıç'ın haberine göre, İstanbul Esenyurt'ta kaybolduktan bir süre sonra hurda bir minibüsün içinde öldürülmüş halde bulunan 45 yaşındaki Nazmiye Oruçoğlu cinayetiyle ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Şüpheliler hakkında hazırlanan iddianamede olayın perde arkası tüm detaylarıyla anlatıldı. İddianamede Oruçoğlu'nun oğlu Serhat Yağcı da 'Kasten öldürme' suçundan şüpheli olarak yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Oruçoğlu'nun eski eşi Yüksel Yağcı, oğlu Serhat Yağcı ve ölü olarak bulunduğu minibüsün sahibi Erhan Çetinkaya şüpheli olarak yer aldı. Oruçoğlu'nun ikinci eşi Atay Tufan ve ağabeyi Mustafa Oruçoğlu ise iddianamede müşteki sıfatıyla yer aldı.
İddianamede, Nazmiye Oruçoğlu'nun oğlu Serhat Yağcı'nın ifadesine yer verildi. Yağcı ifadesinde, annesi ve babasının 11-12 sene önce ayrıldıklarını, ayrıldıktan sonra babası ile birlikte yaşadığını, bir süre sonra annesinin Atay Tufan ile evlendiğini belirtti. Annesi ile babası arasında ev nedeniyle sürekli tartışma çıktığını, annesi Oruçoğlu'nun babasıyla birlikte kaldığı evi boşaltmasını istediğini ve evi boşaltma konusunda sürekli tutarsızlıklar sergilediğini ileri sürdü. Yine ev konusuyla ilgili babasının annesini darp ettiğini, bunun üzerine de Nazmiye Oruçoğlu'nun evin tahliyesi için dava açtığını anlattı. Yağcı, annesinin tutarsızlıklarından dolayı aralarının daha çok bozulduğunu ileri sürdü.
"İŞİM ÇIKTI, YARIN BABAMLA GİDECEĞİM"
Oruçoğlu'nun ikinci eşi Atay Tufan ise iddianameye yansıya ifadesinde, 2005 yılında Nazmiye Oruçoğlu ile evlendiğini, 2008 yılında bir kızlarının olduğunu, 2009 yılında ise boşandıklarını anlattı. 2017 yılında Datça'ya taşındığını belirten Atay Tufan, kızlarının bir süreliğine kendisiyle kalmaya geldiğini, okulların açılmasına yakın Nazmiye Oruçoğlu'nu aradığını fakat telefonuna ulaşamadığını belirtti. Bunun üzerine Nazmiye Oruçoğlu'nun ilk evliliğinden olan oğlu Serhat Yağcı'yı aradığını, Nazmiye Oruçoğlu'nun Esenyurt'taki evine gidip bakmasını istediğini, Serhat'ın ise "Bugün işim çıktı yarın babamla gideceğim" diyerek kendisini 1 hafta oyaladığını kaydetti. Nazmiye'nin öldürüldüğünü duyduğunda, ilk eşi Yüksel Yağcı ve ilk eşinden olan İbrahim Serhat Yağcı'ya savcılığa gitmelerini söylediğinde kendisine "Polisin elinde önemli bir dosya var, o dosyadan dolayı gidemeyiz, önümüzdeki hafta savcılığa gideceğiz" dediklerini, kendisinin de bunun üzerine Datça Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunduğunu belirtti.
"BU EV YÜZÜNDEN SENİ ÖLDÜRECEĞİM"
Tufan ayrıca, "Nazmiye Oruçoğlu Yüksel Yağcı'nın bulunduğu minibüse binecek bir insan değildi, bunun sebebi de daha birkaç ay öncesinde Bakırköy'de kendisini darp etmesiydi... Nazmiye Oruçoğlu, Yüksel Yağcı'dan çok korkuyordu. Kendisine bir şey yapacağından endişe ediyordu.
Yüksel Yağcı'nın kullandığı beyaz minibüse güvenebileceği birini görmediği müddetçe binmeyeceğini biliyorum ve o beyaz minibüste oğlu Serhat Yağcı'yı görmesi neticesinde bindiğinden şüpheleniyorum" dedi. Atay Tufan ifadesinde, Yüksel Yağcı ile Oruçoğlu arasında sürekli evden çıkma konusunda kavga yaşandığını, hatta bir gün yine telefonla konuşurken Yüksel Yağcı'nın Nazmiye Oruçoğlu'na "Bu ev yüzünden bir gün seni öldüreceğim, ikimizden biri kırılacak" dediğini duyduğunu anlattı.
İddianamede eski eş Yüksel Yağcı ve arkadaşı Erhan Çetinkaya'nın da ifadesi yer aldı. Şüpheliler ifadelerinde suçu işlemediklerini ileri sürdü.
Hazırlanan iddianamede, Yüksel Yağcı'nın oğlu İbrahim Serhat Yağcı ile birlikte oturmuş olduğu ev konusunda Nazmiye Oruçoğlu ile aralarında süre gelen bir anlaşmazlık olduğu, bununla ilgili olarak 2018 yılının Haziran ayında Nazmiye Oruçoğlu'nu darp ettiği belirtildi.
İddianamede, şüpheli Yüksel Yağcı'nın ifadesinde 5 Eylül 2018 tarihinde eve gitmediğini, o gece Erhan Çetinkaya'nın evinde kaldığını söylediği, oysaki Erhan Çetinkaya'nın ifadesinde Yüksel Yağcı'yı o gün eve gitmesi için durağa bıraktığını söylediği belirtildi.
Aynı zamanda telefonla Nazmiye'yi de aramadığını söylese de, alınan HTS dökümlerinde 5 Eylül 2018 günü saat 21:18'de Nazmiye Oruçoğlu'nun Yüksel Yağcı'yı aradığı, saat 22:30'da Yüksel Yağcı'nın Erhan ÇETİN Kayı'yı aradığı, 22:32 de Yüksel Yağcı'nın tekrar Erhan Çetinkaya'yı aradığı, 5 Eylül 2018'i 6 Eylül 2018'e bağlayan gece yarısı saat 00:24'te Erhan Çetinkaya'nın Yüksel Yağcı'yı aradığı ifade edildi. 00:41'de Erhan Çetinkaya'nın Nazmiye Oruçoğlu'nu aradığı, 00:54 de Yüksel Yağcı'nın Nazmiye Oruçoğlu'nu aradığı, 00:57'de Yüksel Yağcı'nın Erhan Çetinkaya'yı aradığının tespit edildiği kaydedildi.
AYNI ARAÇTA OLDUKLARI BELİRLENDİ
İddianamede, her iki şüphelinin de çelişkili ifadeler verdiği, 6 Eylül 2018 tarihinde şüpheli Erhan Çetinkaya'nın ifadesinde belirttiği, buluşup araca bindiklerinde Nazmiye Oruçoğlu'nun Yüksel Yağcı'ya sürekli bu işin bugün bitmesi gerektiğini, aksi takdirde tahliye memurlarının kapıya dayanacağını söyleyerek baskı yaptığını ve bu telefonunun Cendere Yolunda Baz verdiği, telefonun 11:30 sıralarında kapandığı, bu sırada Yüksel Yağcı, Erhan Çetinkaya ve Nazmiye Oruçoğlu'nun araçta birlikte olduklarının anlaşıldığı belirtildi.
SİNYAL KESİLME ZAMANI AYNI
Şüpheli Yüksel Yağcı'nın Nazmiye Oruçoğlu'nun telefonunu alarak kapatmış olabileceği, aralarında arbede yaşanmış olabileceği, bu araçta Serhat Yağcı'nın bulunduğunun ve bu kişilerin birlikte Nazmiye Oruçoğlu'nu öldürmüş olabileceğinin değerlendirildiği anlatıldı. İddianamede, Nazmiye Oruçoğlu'nun alınan HTS kayıtlarında 13:53'te GPRS kaydının Çağlayan civarında kapandığı, şüpheli Yüksel Yağcı'nın işlerini bitirmesi ile Nazmiye Oruçoğlu'nun GPRS sinyalinin kesildiği zaman diliminin örtüştüğünün anlaşıldığı kaydedildi.
FIRÇA DETAYI ELE VERDİ
İddianamede, Yüksel Yağcı'ya Nazmiye Oruçoğlu'nun cesedinin bulunduğu adres sorulduğunda kendisinin 7-8 ay önce buraya iş amaçlı gittiğini belirttiğini belirttiği kaydedildi.
Tanığın ise ifadesinde, beyaz renkli minibüsün cesedin bulunduğu aracın bagaj kısmına yanaşacak şekilde yanaştığını, durumdan şüphelenmesinden dolayı cesedin bulunduğu yerden ayrıldıktan bir süre sonra geri geldiğini, buradaki kişinin fırçayla lastikleri yıkadığını, 'burada ne yapıyorsun kapıyı kapatacağım' dediğinde beyaz araçtaki şahsın "tamam ben arka kısımdan çıkarım " dediğini kaydettiği, bu ifadedeki şahsın da Yüksel Yağcı olabileceği değerlendirildi.
Ayrıca iddianamede, Müge Anlı'nın programında yapılan röportaj sırasında Erhan Çetinkaya'nın aracının sağ kısmında fırça görüldüğü, bu fırçanın lastik tıkamada kullanılan fırça olabileceğinin değerlendirildiği anlatıldı. Oruçoğlu'nun öldürülmesi ile ilgili Adli Tıp Kurumu'nca hazırlanan raporda, ölümünün kesici delici alet veya kesik vasıfta yaralanmaya bağlı büyük damar laserasyonundan gelişen dış kanama sonucu olduğunun tespit edildiği yer aldı.
'KASTEN ÖLDÜRME'DEN YARGILANACAKLAR
Savcılık, şüpheliler Erhan Çetinkaya, İbrahim Serhat Yağcı ve Yüksel Yağcı'nın 'Kasten öldürme' suçu kapsamında hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. İkisi tutuklu üç şüpheli ilerleyen günlerde İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
ESRARENGİZ OLAY MÜGE ANLI'DA ÇÖZÜLMÜŞTÜ
Bilindiği gibi 6 Eylül 2018 günü ikametinden ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Nazmiye Oruçoğlu'nun ailesi ATV'de yayınlanan Müge Anlı ile Tatlı Sert programına başvurmuştu. Oruçoğlu'nun cansız bedeni 13 Eylül 2018 günü Kağıthane Cendere Caddesi üzerindeki bir sürücü kursunun arazinde terk edilmiş haldeki minibüsün bagajında bulunmuştu.
Cansız bedenin Oruçoğlu'na ait olduğu da oğlu Serhat Yağcı'dan alınan DNA örneğiyle ortaya çıkmıştı. Olayla ilgili derinlemesine başlatılan soruşturma kapsamında eski eş Yüksel Yağcı, arkadaşı Erhan Çetinkaya ve oğlu Serhat Yağcı gözaltına alınmıştı. İşlemleri tamamlanan şüphelilerden eski eş Yüksel Yağcı ve arkadaşı Erhan Çetinkaya sevk edildikleri İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce 'Kasten Öldürme' suçu kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Nazmiye Oruçoğlu'nun oğlu Serhat YAĞCI ise adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı.