Sinüzit tedavisine gitti yaşam savaşı veriyor

Güncelleme Tarihi:

Sinüzit tedavisine gitti yaşam savaşı veriyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2004 02:09

Yoğun bakımda ölüm kalım savaşı veren eski bakanlardan Veysel Atasoy’un, aslında kronik sinüzit tedavisi için Gazi Üniversitesi Hastanesi’ne gittiği ortaya çıktı. Atasoy’un sinüzit tedavisi sırasında akciğer zarında yaşanan sorun nedeniyle yapılan tektikler, kritik duruma gelmesine kadar uzanan süreci başlattı.

HALEN Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi’nde yoğun bakımda bulunan ve şuuru yerinde olmayan Veysel Atasoy’un durumu ciddiyetini koruyor. Atasoy Ailesi, avukatlar aracılıyla sorumluluğu bulunan hastanelere karşı hukuk savaşı başlatmaya hazırlanırken, zan altında bulunan Gazi ve Güven hastaneleri de savunmaya geçti. Atasoy’a akciğer biyopsisi yapan Gazi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölüm Başkanı Dr. Sedat Demircan, Hürriyet’e yaptığı değerlendirmede kendini savunarak şunları söyledi:

‘Veysel Bey’in durumu hepimizi çok üzdü. Çok sevdiğimiz biridir. Biz kendisine burada yakın ilgi gösterdik. 7 haziran tarihinde hastanemize yattı. Kronik sinüzit tedavisi için başvurdu. Bu aşamada akciğer zarında yaşanan sorun nedeniyle biyopsi yapılmaya karar verildi ve bizimle ilişkilendirildi. Gerekli müdahaleyi yaptık. 21 Haziran tarihine kadar hastanemizde kaldı. Eğer enfeksiyona yönelik bir şikáyet olsaydı, bu süre içerisinde ortaya çıkardı. Klinik kayıtları elimizde, bunları inceleyebilirsiniz.’

Güven Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Bekir Yazan ise ameliyat mikrobu da denilen mikroorganizmanın, hiçbir hastanede olmaması gereken, ancak her hastanede görülebilen bir durum olduğunu söyledi. Yazan, Veysel Atasoy’un hastanelerine elinde MRSA denilen enfeksiyona ilişkin pataloji sonucuyla geldiğini söyleyerek, şöyle dedi:

‘Bize geldiğinde elinde enfeksiyona ilişkin pataloji sonucu vardı. Doğrudan MRSA tedavisine başlandı. Doktorlarımız İbni Sina ile temasa geçerek, onların da onayladığı tedaviyi uygulamaya başladı. Ancak aile İbni Sina Hastanesi’ne götürme kararı aldı ve biz buna saygı gösterdik. Bizim enfeksiyon komitemiz bu konuda çok titiz. Yeni hastaneyi açtığımızdan bu yana geçen beş yıllık sürede MRSA görülmemiştir. Bu konuda çok titiziz, ancak hiç görülmeyeceği anlamına da gelmiyor.’

İbni Sina Hastanesi Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Önder Arslan ise tedavisi süren Veysel Atasoy’un solunum desteği altında bulunduğunu ve hayati tehlikesinin sürdüğünü bildirdi.

MRSA: Ameliyat mikrobu

Halk dilinde ameliyat mikrobu olarak bilinen MRSA (Metisiline dirençli staphylococcus aureus) bakterisi, tıp çevrelerinin de korkulu rüyası. Operasyonlar sonrasında bünyenin zayıf olduğu dönemde enfeksiyon kapması anlamına gelen bu sorun, hastane koşullarının hijyenik olmamasıyla ortaya çıkıyor. MRSA, antibiyotiklere çok zor yanıt veren ve çok hızla ilerleyen bir enfeksiyon şekli olarak biliniyor. Tüm organları tahrip edebiliyor. MRSA’ya yönelik mücadeleyi kazanma oranı yüzde 10 olarak biliniyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!