Sinsi düşman: Hepatit C

Güncelleme Tarihi:

Sinsi düşman: Hepatit C
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 1999 00:00

Haberin Devamı

Sinsi bir hastalık olan Hepatit C'ye karşı her zaman tetikte olmak gerekiyor. Özellikle kan nakli yaptıranlar, vücudunun herhangi bir yerine başkasının kanı bulaşanlar, diyaliz hastaları ve kan tahlilinde Hepatit C virüsüne rastlanan annelerin çocukları dikkatli olmalılar.

Günümüzde milyonlarca insanı tehdit ettiği halde hiçbir belirtisi olmayan önemli bir hastalık var: Hepatit C. Son yıllarda Hepatit A ve Hepatit B hastalıklarıyla sık sık karşılaşıyoruz. Hepatit A'ya karşı geliştirilen aşı yararlı oluyor. Hepatit B'nin ise cinsel temas ve kan yoluyla bulaştığını biliyoruz. Bu hastalıktan korunmamız zor değil. Ancak Hepatit serisinden üç numaralı olanı yani Hepatit C için aynı şeyi söyleyemeyiz. ABD'de yayınlanan Woman's Day Dergisi’nde Hepatit C ‘‘Sessiz salgın’’ olarak tanıtıldı.

Bu hastalığın en önemli özelliği uzun süre hiçbir belirti göstermemesi. Sadece herhangi bir nedenle kan tahlili yapıldığı zaman Hepatit C virüslerinin kana yerleştiği anlaşılıyor. Hepatit C'ye yakalananların yüzde 85'i bir türlü geçmek bilmeyen enfeksiyon hastalıklarından yakınıyorlar. Daha sonra ise karaciğerde sorunlar başlıyor. Karaciğer vücudun en dayanıklı organı, ama sorunlar bir kez başlayınca eski sağlıklı durumuna gelmesi olanaksızdır.

ABD'de yılda on bin kişinin sinsi hastalık Hepatit C'ye yenik düştüğü belirtiliyor. Tıp dünyasının araştırmacıları Hepatit C'yi yenmek için çalışmalarını sürdürüyorlar. Fakat bugüne kadar bu hastalığa karşı bir aşının geliştirilmesi mümkün olamadı.

Kanla bulaşıyor

Hiçbir belirtisi olmayan bu hastalık genellikle kan nakli ve damara zerkedilen ilaçlarla geçiyor. Hepatit B'nin aksine bu hastalığın cinsel temasla bir ilgisi yok. Uzmanlar, 1990'lı yılların başında kan nakli yaptıranların bu hastalığın tehdidi altında olduğunu belirtiyorlar. 90'lı yılların başında çeşitli kişilerden alınan kanların tam bir araştırmasının yapılmadığı belirtiliyor. 1992'den itibaren ise kan örneklerinde Hepatit C virüsünün aranmasına başlandı.

Hafif bir yorgunluk hissinden başka hiçbir belirtisi olmayan bu hastalığın anneden bebeğine geçmesi olasılığı çok zayıf. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda, Hepatit C virüsü taşıyan annelerden sadece % 5’i bu hastalığı karnında taşıdığı bebeğe de geçirmiş.

1990'lı yılların başında bu hastalığa karşı İnterferon adı verilen ve kansere karşı kullanılması düşünülen ilaç kullanılıyordu. 1998'de ise Ribavirin adı verilen bir ilaç devreye girdi. İnterferon ile birlikte kullanılan bu ilaç hastaların vücudundaki virüs miktarını azaltılyor ve karaciğerin daha iyi çalışmasını sağlıyor.

Tedavisi yok

BugÜn için Hepatit C'yi tamamen iyileştirecek bir ilaç geliştirilmiş değil. Bilimadamları bu sessiz ve derinden giden hastalığı yenmek için çalışıyorlar. Bu arada bizlere de bazı görevler düşüyor:

Başkalarının tıraş bıçaklarını, diş fırçalarını ya da kanlanmış olabilecek eşyalarını kullanmayın.

Düzenli olarak bir doktora görünüp karaciğerinizi muayene ettirin.

Alkollü içeceklerden uzak durun.

Karaciğere zarar verebilecek nitelikteki ilaçları kullanmadan önce doktorunuza danışın.

Hepatit A ve Hepatit B'ye karşı aşılanın.

Düzenli olarak kanınızı tahlil ettirin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!