Güncelleme Tarihi:
İran'da yaşayan, ancak gerek cinsel tercihleri gerekse de dini inançları nedeniyle Türkiye'ye kaçan 6 kadın, 2014 yılının Kasım ayında Kanada'ya gitmek üzere iltica başvurusunda bulundu. Bunun üzerine uluslararası kurallar gereği, kadınlar için Türkiye'de geçici oturum izni verildi, Denizli'ye yerleştirildi. Yaklaşık 2.5 yıldır Denizli'de yaşayan kadınlardan P.M., A.V. ve S.B.G.'nin eğlence için gittikleri belirtilen mekanda geçen ay başında polis denetim yaptı. Kimlikleri ile oturum belgeleri kontrol edilen 3 İranlı kadın hakkında polis tarafından, 'konsomatrislik' yaptıklarına ilişkin tutanak tutuldu. Aradan 5 gün geçtikten sonra polis bu kez farklı bir eğlence mekanında yine İranlı olan P.M., S.H. ve N.S.D. hakkında aynı nedenle tutanak tuttu. Bu tutanaklar üzerine, Denizli Valiliği de 6 İranlı kadının sınırdışı edilmelerine karar verdi. İranlı kadınlar, sınırdışı işlemlerinin yürütüleceği Aydın Geri Gönderim Merkezi'ne yerleştirildi.İDA
AVUKATLARI ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURDU
Hakkında sınır dışı edilme kararı verilen İranlı kadınlardan S.B.G.'nin avukatı Emine Sarı ve diğer kadınlar, bir yandan Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu, diğer yandan da Denizli İdare Mahkemesi'nde Valilik kararına karşı dava açtı. Avukat Emine Sarı dilekçesinde şöyle dedi:
"Müvekkil LGBT ve Hıristiyan İranlı mülteci olup, 13.11.2014 tarihinde Türkiye'ye giriş yaptığı sırada derhal uluslararası koruma talebinde bulunmuştur. 30.06.2015 tarihli sığınmacı belgesiyle de 'sığınmacı' statüsüne sahiptir. Bu belgeden anlaşılacağı üzere yaşamına veya özgürlüğüne yönelik bir tehditle karşı karşıya kalacağı bir ülkeye zorla geri gönderilmeye karşı korunması gereken kişilerdendir. Müvekkil, uzun bir süredir de Türkiye'de bulunmakla birlikte herhangi bir suça ya da olaya karışmamıştır. Salt polis tarafından tanzim edilen ve herhangi bir araştırma ya da tanık beyanı içermeyen tutanak ile hakkın geri gönderilmeme ilkesine aykırı olarak sınırdışı kararı verilmesi hukuka aykırıdır. Müvekkil Türkiye'ye geldiği ilk tarihten itibaren hiçbir işte çalışmamıştır. Müvekkil LGBT birey olduğu gibi aynı zamanda Hıristiyan dinine mensuptur. Müvekkil daha sonradan Hıristiyanlık dinini benimsemiştir. Aşağıda ayrıntısıyla açıklandığı üzere İran'da din değiştirmenin (apostasy) cezası idam olduğundan, müvekkil İran'a geri gönderilmesi halinde idam cezası ile karşı kaşıya kalacaktır."
MAHKEME: TELAFİSİ ZOR DURUMLAR YATATIR
İranlı kadın hakkında yapılan başvuruyla ilgili Anayasa Mahkemesi, 'telafisi güç durumlar oluşturacağı' gerekçesiyle, gerekli belgelerin toplanıp işlemleri yapılıncaya kadar sınır dışı kararını durdurdu. Anayasa Mahkemesi gerekçesinde şunları kaydetti:
"Başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması halinde, resen ya da başvurucunun talebi üzerine gerekli tedbirlere karar verilebilir. 4.4.2013 tarihli Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun bazı maddelerinde OHAL kapsamında düzenlemeler yapılmıştır. Değişiklikle, sınır dışı etme kararına karşı dava açma süresi içinde veya yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancının sınırdışı edilmeyeceği hükmüne bazı istisnalar getirmiştir. Buna göre, başvurucunun yaşamına ya da maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi için bilgi ve belgelere ihtiyaç duyulmaktadır. Araştırma süresinde sınırdışı işleminin gerçekleştirilmesi halinde ise, telafisi imkansız sonuçlar ortaya çıkabilecektir. İlgili bilgi ve belgeler toplandıktan sonra yeniden değerlendirilmek üzere başvurucunun ülkesine sınırdışı edilme kararını durdurulmasına kararı verilmiştir."
Taylan YILDIRIM/İZMİR, (DHA)