Güncelleme Tarihi:
MUHAMMED ve Amun El-Haydar, Türkiye’ye bitişik İdlib eyaletindeki köylerinin saldırıya uğramasının ardından sekiz çocuklarıyla birlikte Türkiye sınırına birkaç metre ötede kurulmuş Atme kampına sığınmışlardı.
Muhammed El-Haydar, yılbaşı günü köyde geri kalan eşyalarını toplamaya gitmişti ki facia geldi. Anne, minik bebeğini emzirirken uykuya daldığında mumlardan biri devrildi. Kanvas hızla alev aldı. Yandaki, çadırdan koşan kuzenleri Hasan el-Haydar, kucağında bebeğini tutan kadının elbiselerinin alev aldığını gördüğünde su bulmak için koşuşturdu. Ama geç kalmıştı. Hasan el-Haydar, “Benzin gibi parladı” diye anlatıyor şimdi.
6 çocuk öldü
Raşide, Esma, Heba, Arif, Ayşe ve Fatima, Türkiye sınırına yalnız 30 metre ötedeki çadırlarında ölüme yenik düştü. En büyüğü 14, en küçüğü 2 yaşındaydı. Amina (16) ve Mahmud (12), hızla Türkiye’de hastaneye aktarıldı, durumları ciddiydi. Çocukların büyükbabası Mahmud El-Haydar, “Allah verir, Allah alır. Allah’a dua ediyorum, dayanma gücü versin” diyor. Kuzen Hasan ise “Ne diyebilirim ki? Çocukları bombardımandan korumak için kaçtık, yangında öldüler” diye çaresizliği ifade ediyor.
Bilgi notu
Sadece Atme kampında 12 binden fazla mülteci yaşıyor, bunların 4 bini 12 yaşın altında. Suriye’den katliam haberleri geldikçe yeni göçerlerle birlikte kamplarda yığılmalar da artıyor. Türkiye’deki kamplar dolduğu için korsan kamplarda nüfus yükseliyor, trajik hikâyelere de her gün yenileri ekleniyor.