Güncelleme Tarihi:
Suriyeli Saleh El Ceddu ve Nadima Al Jadou çiftinin geçen nisan ayında doğan bebekleri Tamer’e 6 aylıkken akut karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde yatılı tedavisine başlanan Tamer bebeğe yapılan test ve tedavilerin sonucunda karaciğer nakli olmasına karar verildi. Anne babadan nakil imkanı olmadı. Ailenin aklına son olarak Tamer'in Suriye'de yaşayan üvey annesi Hmameh Elhalef (30) geldi. Suriye’de yapılan tahliller sonunda Elhalef'in karaciğerinin uygun olduğu belirlendi.
6 ÇOCUKLA TÜRKİYE’DE
Bunun üzerine UÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi görevlileri, üvey annenin Suriye’den Türkiye’ye getirilmesi için Emniyet Yabancılar Şube Müdürlüğü ile iletişime geçti. Kilis Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün de girişimleriyle üvey anne ve üç çocuğuna Türkiye’ye giriş izni alındı. Sınır ötesinde görevli Türk askerleri, Halep’teki Hmameh Elhalef ve çocuklarını Türkiye sınırına getirdi. 3 çocuğuyla Türkiye’ye geliş izni olan Hmameh Elhalef, sınır kapısına 3'ü üvey 6 çocuğuyla geldi. Tüm çocuklar Türkiye’ye giremezse organ naklini gerçekleştirmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine seferber olan yetkililer, uzun bir uğraştan sonra diğer 3 çocuk için de Türkiye’ye giriş iznini aldı. Hmameh Elhalef ve 6 çocuğu, Gaziantep’e getirildi. Paraları yoktu, otobüs biletlerini Yabancılar Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru aldı.
İTFAİYE VE POLİSTEN KAN
Bursa’ya gelen Hmameh Elhalef’in organ verebilmesi için İl Etik Kurulu acil olarak toplandı. Onayın ardından Hmameh Elhalef, ameliyata alındı. Bu sırada nakil için gerekli olan 20 ünite kana ihtiyaç duyuldu. Kan da Bursa Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri, polisler ve hastane personeli tarafından karşılandı. 28 Nisan'da üvey anneden alınan karaciğer, 1'inci yaş gününde Tamer bebeğe nakil edildi. 5 gün yoğun bakımda kalan Tamer bebek, ardından servise alındı. Çocuğun durumunun iyiye gitmesi ailesi kadar Tamer bebeğin yaşaması için olağanüstü bir uğraş veren doktorları ve kendisiyle yakından ilgilenen çalışanları da sevindirdi.
Tamer’in öz annesi Nadima Al Jadou, “Çocuğun hastalığı geçmeye başladı. Sürekli ağlıyordu. Şu an bambaşka bir çocuk görüyorum. Herkese minnettarım” dedi.
TERCÜMANLA İLETİŞİM KURULDU
Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tanju Özkan, zorlu süreci şöyle anlattı: “Çocuk Suriyeli olduğu için, yasalarımıza göre kadavradan nakil yapılma şansı yoktu. Öz annesiyle kan grubu tutmadı. Baba ileri derece obez olduğu için verici olarak uygun değildi. Türkçe bilmiyorlardı tercümanla iletişim kuruyorduk. Sonrasında baba itirafta bulundu. Suriye’deki asıl nikâhlı eşi, çocuğun üvey annesi, çocukla aynı kan grubundaydı, yani donör olabilirdi. Göçmen bürosu ile bağlantılar sağlandı, hem valilik, hem Sağlık Bakanlığı ile çeşitli yazışmalar, sözlü bilgilendirmeler yapıldı. Babanın 2 eşten 7 çocuğu var. 6 çocuğu Suriye’deydi. Üvey anne, 6 çocukla birlikte geldi. Biz bu arada 40 defadan fazla kan değişimi yaptık ve çocuğu yaşattık.”