Düzenlendiği ilk yıldan bu yana keskin bir öngörü ve hassasiyetle küresel gündemi etkileyecek konuları ve sorunları merkezine alan İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması’nın 2009 film seçkisi ve etkinlikleri, Metro Group’un sponsorluğu ile, Türkiye ve Avrupa kültürlerinin köklü ortak mirası ekseninde, ortak öykülerin, deneyimlerin ve duyguların beyaz perdedeki yansımalarını aydınlatacak.
ONUR ÖDÜLÜ DAHİ SANATÇI İDİL BİRET’E SUNULACAK
İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması’nın her yıl alanında çığır açan isimlere sunduğu Onur Ödüllerinden ilki, bu yıl Türkiye’nin en büyük sanatçılarından İdil Biret'e takdim edilecek.
Yedi yaşındayken TBMM’den kendisine özel bir yasa çıkartılan, Fransa’da efsanevi piyanist Wilhelm Kempff ile konser veren, günümüze kadar yaptığı yetmişten fazla kayıt tüm dünyada iki milyondan fazla satılan, dünyanın en geniş repertuarlı piyanisti unvanına sahip İdil Biret, kendisine festivalin Onur Ödülü’nün takdim edileceği açılış gecesinde bir de resital verecek.
İdil Biret resitaline, yapımcılığını Böcek Yapım’ın, yönetmenliğini ödüllü yönetmen Eytan İpeker’in üstlendiği, İdil Biret’in sanatını ve yaşamını konu alan halen yapım aşamasındaki belgesel İdil Biret: Piyanodaki Mucize Parmaklar’ın bir bölümü eşlik edecek ve belgesel ilk defa 12’nci İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması’nda seyircileri selamlayacak.
12’İNCİ İSTANBUL ULUSLARARASI SİNEMA TARİH BULUŞMASI’NDA SİNEMA KÜLTÜRLERİN KAVŞAĞINDA
İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması, 12’nci yılının film seçkisinde, festivalin yedinci sanatın ayrıksı, cesur ve klasikleşmeye aday yapıtlarını “ilk”lere imza atarak seyirciyle buluşturma geleneğini sürdürecek. Dünyanın dört bir yanından gelen, Cannes, Berlin, Toronto gibi prestijli film festivallerinden ödül ve övgülerle dönen nitelikli filmlerin buluşacağı festivalin bölüm başlıklarından bazıları şöyle sıralanıyor:
“Avrupa Kültürleri Buluşması” (Meeting of European Cultures)
“Yeni Keşifler” (Discovery)
“Dünya Festivallerinden” (From World Festivals)
“İnsan Hakları” (Human Rights)
”Beyaz Perdenin Tanıklığı: Polonya Sinemasına Bakış”
(The Silver Screen as Witness: A Panorama of the Polish Cinema)
PANEL: “İMPARATORLUKLAR BAŞKENTİ İSTANBUL’UN AVRUPA KÜLTÜRLERİ ÜZERİNDEKİ ÇOK YÖNLÜ ETKİSİ”
12’nci İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması, “Avrupa Kültürleri İstanbul Buluşması” ana teması ekseninde, Avrupa ve Türkiye kültür sahnesinin sinema, tarih, felsefe alanında önde gelen bilim adamı, sanatçı ve düşünürlerinin buluşacağı, kültürlerin sınır tanımazlığının ve İstanbul’un “küreselleşen dünyanın çok kültürlü ortamındaki” konumunun tartışılacağı, moderatörlüğünü Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın üstleneceği “İmparatorluklar Başkenti İstanbul’un Avrupa Kültürleri Üzerindeki Çok Yönlü Etkisi” konulu panele de ev sahipliği yapacak.
HERKES İÇİN SİNEMA
Festivalin bilet fiyatları krize karşı öğrenciler için 4 TL, tam 5 TL olarak belirlendi.
İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması, sinemanın kitlelere ulaşması ve sinema seyircisinin ekonomik krizden etkilenmeksizin festivalle buluşması için bilet fiyatları konusunda benimsediği hassasiyeti 12’inci yılında da sürdürüyor. 12’nci İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması’nda filmlerin Türkiye galaları dahil her film için tüm seansların biletleri öğrenci 4 TL, tam 5 TL’den satışa sunulacak.
Fransız Kültür Merkezi’ndeki film gösterimleri ise ücretsiz olacak. Gösterimler, 11-17 Aralık 2009 tarihleri arasında Alkazar Sineması ve Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
Festivalde gösterilecek filmlerinden bazıları şöyle...
Tetro: Efsane yönetmen Francis Ford Coppola’nın “En kişisel filmim” dediği ‘Tetro’, ailelerini kaybedip bulan iki erkek kardeşin hem acı hem tatlı öyküsünü ve yaratıcı bir Arjantin-İtalyan asıllı ailenin içindeki çatışmaları anlatıyor.
Büyük Düşler (The Big Dream): Yönetmen Michele Placido, ‘Büyük Düşler’de radikal değişim için mücadele veren idealist kuşağın öyküsünü beyazperdeye taşıyor. 2009 Venedik’te Altın
Aslan için yarışmış ve Marcello Mastroianni ödülünü almıştı.
Buruk Hasat (Father’s Acre): Genç Macar yönetmen Viktor Oszkar Nagy’nin dünya çapında övgü toplayan film, uzun yıllar kaldığı hapishaneden çıkan bir baba ve oğlu arasındaki gerilimli ilişkiyi anlatıyor.
Evlilik Şarkısı (The Wedding Song): Karin Albou’nun yönettiği film, İkinci Dünya Savaşı sırasında Tunus’ta yaşayan, biri Yahudi diğeri Arap iki genç kızın dostluklarının hikayesi.
Mavi Sakal (Blauebeard): Beyazperdede cinselliğin cüretkar temsilcisi Catherine Breillat’dan ünlü masal ‘Mavi Sakal’a sıra dışı bir yorum. Büyükler için yazılmış masalların dünyasında tehlikeli bir yolculuk.
Orijinal: Çevresine uyum sağlamak için çılgınca bir çaba harcayan ve yaşamını başkalarının beklentilerine kurban etmiş Henry’nin sıra dışı maceraları. Antonio Steve Tublen ve Alexander Brondsted’in yönettiği film, Oscar’lı yönetmen Danny Boyle’un jüri başkanlığını yaptığı 2009 Shanghai Film Festivali’nden en iyi film ve erkek oyuncu ödülleriyle dönmüştü.
Aracı: Ajmal Naqshbandi’nin Kaçırılışı (Fixer: The Taking of Ajmal Naqshbandi): Ian Olds’a Tribeca’da en iyi yeni belgesel yönetmeni ödülünü getiren film, son yılların sorunlu coğrafyası Afganistan’a uzanıyor ve Amerikalı gazeteci Christian Parenti’ye tercümanlık yapan Ajmal’in kaçırılması etrafında gelişen trajik olayları konu alıyor.
Evden Uzakta (Which Way Home): Rebecca Camissa’nın yönettiği belgesel, ABD’deki ailelerine ulaşmaya çalışan Honduras ve El Salvador’lu çocukların umutsuzluk ve zorluklar karşısındaki amansız mücadelelerini anlatıyor.
Emma Blank’in Son Günleri (The Last Days of Emma Blank): Hollandalı çılgın yönetmen Alex Van Warmerdan, ailesi ve dostları dahil çevresindeki herkesin, sabırsızlıkla ölmesini bekledikleri Bayan Blank’i, kara komedi janrınn sınırlarını zorlayarak portreliyor.
Şafakta Düello (Tomorrow At Dawn): Ünlü piyanist Mathieu, krizlerle dolu bir dönem geçirmekte ve endişeli annesi, ondan küçük kardeşi Paul’e destek olmasını istemekte. Bir depoda sıkıcı bir işte çalışan Paul’ün Napolyon dönemi savaşlarını canlandırma hobisi giderek tehlikeli bir saplantıya dönüşmüştür. Denis Dercourt’un filmi 2009 Cannes’da gösterilmiş ve eleştirmenlerin en beğendiği filmler arasında yer almıştı.
Ham (Crude): Yapımı üç yıl süren, ünlü yönetmen Joe Berlinger imzalı film, gezegenin en büyük ve en tartışmalı davalardan 27 milyar dolarlık ‘Amazon Çernobil’i’ davasını içeriden inceleyerek epik bir şölen sunuyor.
Polonya Sinemasına Bakış: İstanbul Sinema Tarih Buluşması bu yıl çığır açan auteur’lerle Avrupa ülke sinemaları arasında ayrıcalıklı bir yere sahipPolonya sinemasını mercek altına alıyor. Polonya sinemasının klasikleri ve en güncel yapıtlarının yer aldığı seçkide büyük usta Andrze Wajda imzalı ‘Kartal Taclı Yürek ve Kryzysztof Zanussi’nin yönettiği ‘Dörtnala’ da var.
Amelia Festivalin açılış filmi Hint Asıllı Amerikalı yönetmen Mira Nair’in (Muson Düğünü, Vaniety Fair, Mississippi Masala) imzasını taşıyor. Başrollerini iki Oscar’lı yıldız Hilary Swank, Richard Gere ve Ewan McGregor’un paylaştıkları film, efsanevi kadın pilot ve Amerikan maceracı ruhunun simgesi Amelia Earhart’ın görkemli başarılar ve ihtiraslarla dolu hayatını anlatıyor.
Genç Victoria (The Young Victoria) Martin Scorsese’nin yapımcıları arasında olduğu epik aşk filmi, ‘üzerinde güneş batmayan imparatorluk’a 63 yıl 7 ay hükmeden Britanya Kraliçesi Victoria’nın siyaset ve aşk hayatını perdeye taşıyor. ‘C.R.A.Z.Y.’nin yönetmeni Jean Marc Vallee’nin imzasını taşıyan filmde Emily Blunt, Rupert Friend ve Miranda Richardson rol alıyor.
Daniel&Ana Latin Amerika’nın gelecek vaat eden yönetmeni Michael Franco, Cannes’da prömiyer yapan filminde, üst gelir grubunundan bir aileye mensup iki kardeşin başlarından geçen trajik bir olayın yaşamlarındaki acı verici yankılarını, sarsıcı bir nesnellikle seyirciye aktarıyor.
Yol (The Road)
Charlize Theron, Viggo Mortensen, Guy Pearce gibi sıkı oyuncu kadrosuyla dikkat çeken film, ‘İhtiyarlara Yer Yok’un yazarı Cormac McCarthy’nin çok satan kitabından uyarlandı. Venedik’te hayli ilgi gören film, Amerika’da gizemli bir felaketin ertesinde bir baba ve oğlunun hayatta kalma çabalarını anlatıyor. John Hillcoat’ın yönettiği filmin müziği Nick Cave yaptı