Güncelleme Tarihi:
Yeni Gerçekçilik akımı, İtalya'da edebiyat alanında başladı. Cinema Dergisi'nin; Mussolini'nin baskıcı faşist rejimine karşı çıkan eleştirmenleri tarafından ortaya atılan bu tanımı yaratan kişi ise Umberto Barbaro.
Yeni Gerçekçilik, malzemesini dönemin siyasal, toplumsal ve burjuva ilişkilerinden alır. Günlük yaşamdaki, işsizlik, karaborsa, açlık, fuhuş, kimsesizlik gibi sorunları tüm açıklığıyla gözler önüne seren Yeni Gerçekçilik akımı, 1945'ten sonra İtalyan sinemasının yenilenmesini sağladı.
Yeni Gerçekçi filmlerin tamamı siyah- beyaz çekildi. Dar bir bütçeyle tamamlanan bu yapımlarda, amatör oyuncular rol aldı. Sinemanın teknik olanaklarından uzak duran yönetmenler, bu amatör oyunculara, diyaloglarında da belli bir özgürlük tanıdı. Tüm çekimler stüdyo dışı doğal mekanlarda yapıldı.
Bu akımın gelişimi Vittorio De Sica, Roberto Rossellini gibi yönetmenlerin özgür bir biçimde film yapmaya başladıkları döneme rastlar. De Sica bu dönemde, Yeni Gerçekçilik kuramcılarından ünlü senarist Cesare Zavatini ile beraber çalışarak savaşın en dramatik günlerinde İtalya'yı anlatan 'La Porta del Cielo'yu çekti.
Roberto Rosselini'nin 1945'te çektiÄŸi Roma Citta Aperta (Roma Açık Åžehir) Yeni Gerçekçilik'in önemli filmlerinden. Rosselini 1946'da senaryosu kolektif bir anketle hazırlanan ve farklı toplumsal çevrelerden altı kiÅŸinin yaÅŸadığı savaÅŸ acılarını anlatan Paisa'yi çekti. Rosselini, 'Paisa'yi çekerken stüdyoyu, kostümü, makyajı, meslekten aktörleri bir yana bırakarak, kameramandan kötü resimler çekmesini istedi. Yeni Gerçekçilik iÅŸte bu dömemde doruk noktasına ulaÅŸtı.Â
Giuseppe De Santis'in Feci Av, Vittorio De Sica'nın Kaldırım Çocukları ve Bisiklet Hırsızları, Alberto Battuada'nın Haydut Istırabı, Rossellini'nin Roma Açık Şehir ve Paisa, Aldo Vergano'nun Güneş Yine Doğacak, Luigi Zampa'nın Barış İçinde Yaşamak ve Zor Yıllar, Luchino Visconti'nin Yer Sarsılıyor, Pietro Germi'nin Umut Yolu, Yeni Gerçekçilik akımının önde gelen yapıtları arasında.
De Sica'nın Bisiklet Hırsızları, tüm zamanların en iyi 10 filminden biri olarak kabul ediliyor. Bu film, Yeni Gerçekçilik akımının bütün unsurlarını bünyesinde barındırır. İşsiz bir adamın tek geçim kaynağı olan bisikletini çaldırması gibi sıradan bir olay üzerine kurulu olan filmde, amatör oyuncular rol alır, günlük yaşamın gerçekliği, tüm doğallığıyla beyazperdeye yansıtılır.
Yeni Gerçekçiliğin sonu 1950'den sonra başladı. Bu tarihten sonra De Sica, De Santis, Rosselini ve Visconti'nin sinemasal anlatımları çeşitlendi ve Yeni Gerçekçilik akımından uzaklaşmaya başladı.
Herşeye karşın, Yeni Gerçekçilik, dünya sinemasını derinden etkileyen bir akım olmayı sürdürdü. Antonioni, Fellini gibi ustalar Yeni Gerçekçilik akımının etkisini yapıtlarında yansıtmayı sürdürdüler.