Sinema sayısal çağa hazırlanıyor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2006 00:00
Hollywood sayısal sinemada yeni bir çağa hazırlanıyor. MP3’ün mucidi olarak da bilinen Fraunhofer Enstitüsü, Sayısal Sinema İnisiyatifi (DCI) ve Hollywood’daki büyük stüdyoların da desteğiyle sayısal sinemanın geleceğini oluşturacak projektör, sunucu ve diğer donanımların sertifikasyonu üzerinde çalışıyor.
Farunhofer’in hayata geçireceği sertifikasyon sistemiyle yakın bir gelecekte filmlerin tamamen sayısal ortamda çekilmesi, saklanması, dağıtılması ve gösterimi mümkün olacak. Bu sayede görüntüde şimdiye dek yakalanması zor bir temizliğe ve keskinliğe ulaşılması hedefleniyor. Halihazırda birçok film yapımcısı zaten film çekiminin ve prodüksiyonun belli aşamalarında sayısal teknolojilerden faydalanıyorlar.
Sayısal Sinema İnisiyatifi (DCI), geçtiğimiz yıl sayısal sinemayla ilgili kendi sistem gereksinimlerini ve istediği nitelikleri yayınladı. Sorun, hangi cihaz ve projektörlerin bu niteliği karşıladığını tespit edebilmek. Fraunhofer işte bu aşamada devreye girerek çözüm üretmeyi amaçlıyor.
Klasik 35 milimetre film makarasından sayısal teknolojiye geçişin hızlanmasıyla, DCI’nın bu konudaki gereksinimleri netliğe kavuşturmasına yönelik talep de giderek artıyordu. DCI üye stüdyoları, hangi cihazların belirtilen gereksinime uygun olduğu konusunda ihtiyaç duydukları test prosedürlerinin dünyaca saygın Fraunhofer Enstitüsü tarafından belirlenecek olmasından hayli memnunlar.
Her yerde aynı kalite
Fraunhofer Enstitüsü tarafından test prosedürlerinin belirlenmesi yaklaşık 4 ay sürecek. Bu sürecin ardından sonuçların değerlendirilmesi için de yaklaşık 3 aylık bir zaman gerekiyor. Tüm aşamaların tamamlanmasının ardından prosedürlerin donanım üreticileriyle paylaşılması gündeme gelecek. Tüm bu çabalar, kullanılacak ekipmanların ve bu ekipmanlarla hazırlanan filmlerin gösterileceği sinema salonlarının birbiriyle uyumlu olması açısından önem taşıyor. Uzmanlar, 35 milimetrelik filmlerin dünyanın her yerindeki sinema salonlarında eş bir uyumla çalışabilme özelliğini, sayısal teknolojiye geçiş çağında ekipmanlar arasında çıkabilecek uyumsuzluklara kurban etmek istemiyorlar.
Bugün için sayısal filmlerin sunduğu yüksek teknoloji ve kaliteden keyif alabilmek, sadece dünyanın belli başlı yerlerinde bulunan sayısal sinema salonlarında mümkün. Gösterilen bu çabalar ise bu keyfi belli bir standart çerçevesinde dünyadaki tüm sinema salonlarına yaymayı hedefliyor. Yine de bunun için sinema seyircilerinin biraz daha sabırlı olmaları gerekiyor.
Sayısal Sinema İnisiyatifi (DCI), geçtiğimiz yıl sayısal sinemayla ilgili kendi sistem gereksinimlerini ve istediği nitelikleri yayınladı. Sorun, hangi cihaz ve projektörlerin bu niteliği karşıladığını tespit edebilmek. Fraunhofer işte bu aşamada devreye girerek çözüm üretmeyi amaçlıyor.
Klasik 35 milimetre film makarasından sayısal teknolojiye geçişin hızlanmasıyla, DCI’nın bu konudaki gereksinimleri netliğe kavuşturmasına yönelik talep de giderek artıyordu. DCI üye stüdyoları, hangi cihazların belirtilen gereksinime uygun olduğu konusunda ihtiyaç duydukları test prosedürlerinin dünyaca saygın Fraunhofer Enstitüsü tarafından belirlenecek olmasından hayli memnunlar.
Her yerde aynı kalite
Fraunhofer Enstitüsü tarafından test prosedürlerinin belirlenmesi yaklaşık 4 ay sürecek. Bu sürecin ardından sonuçların değerlendirilmesi için de yaklaşık 3 aylık bir zaman gerekiyor. Tüm aşamaların tamamlanmasının ardından prosedürlerin donanım üreticileriyle paylaşılması gündeme gelecek. Tüm bu çabalar, kullanılacak ekipmanların ve bu ekipmanlarla hazırlanan filmlerin gösterileceği sinema salonlarının birbiriyle uyumlu olması açısından önem taşıyor. Uzmanlar, 35 milimetrelik filmlerin dünyanın her yerindeki sinema salonlarında eş bir uyumla çalışabilme özelliğini, sayısal teknolojiye geçiş çağında ekipmanlar arasında çıkabilecek uyumsuzluklara kurban etmek istemiyorlar.
Bugün için sayısal filmlerin sunduğu yüksek teknoloji ve kaliteden keyif alabilmek, sadece dünyanın belli başlı yerlerinde bulunan sayısal sinema salonlarında mümkün. Gösterilen bu çabalar ise bu keyfi belli bir standart çerçevesinde dünyadaki tüm sinema salonlarına yaymayı hedefliyor. Yine de bunun için sinema seyircilerinin biraz daha sabırlı olmaları gerekiyor.