Güncelleme Tarihi:
Çetin, sinema sektöründe kanunlara aykırı uygulamalar bulunduğunu ifade etti. Setlerdeki çalışma sürelerinin bazen günde 16-18 saate kadar çıktığını, çalışanların çok büyük bir kısmının sigortasız olduğunu anlatan Çetin, “Ben, Türkiye'de, bu sektörde 5 bin kişinin çalıştığını tahmin ediyorum ama bunların bini sigortalı değildir. Bir dizi setinde, oyuncular dışında belki 30-40 kişi çalışıyor ama bunlardan sigortalı olanlar 3'ü, 5'i geçmiyor” diye konuştu.
Bir yapım gerçekleştirilirken çalışanların sigorta primlerinin yatırılması, setlerin güvence ve emniyetinin sağlanması, fazla mesailerin ödenmesi ve ödemelerin düzenli olmasının çalışanların hakkı olduğunu vurgulayan Çetin, sinema çalışanlarının haklarını elde edebilmeleri için örgütlenmelerinin şart olduğunu belirtti.
TAKIM SÖZLEŞMESİ TALEBİ
Sinema, televizyon ve reklam yapım şirketleri, tiyatro ve stüdyoların özel koşulları bulunduğunu ve bu özel koşullar içinde çalışanların haklarının korunması için en gerçekçi yöntemin “takım sözleşmesi” olduğunu ifade eden Yusuf Çetin, sektördeki çalışma koşullarının düzenlenmesi için geçen haftalarda bir deklarasyon yayınladıklarını kaydetti.
Çetin, bu çerçevede, yapımcıları kendileriyle “takım sözleşmesi” yapmaya çağırdıklarını ifade ederek, deklarasyonlarına Film Yönetmenleri Derneği (FİLM-YÖN), Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği (ÇASOD), Sinema Oyuncuları Derneği (SODER), Senaryo Yazarları Derneği (SENDER), Organize Kamera Asistanları Derneği (ORKA), Tiyatro Oyuncuları Derneği (TODER), Sinema Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SETEM), Belgesel Sinemacılar Meslek Birliği (BSB), Seslendirme Sanatçıları Meslek Birliği (SESBİR) ve Sinema Eleştirmenleri Derneğinin (SİYAD) de destek verdiğini bildirdi.
Deklarasyonun yayınlanmasının ardından çalışmalara başladıklarını anlatan Çetin, ilk takım sözleşmesini yönetmen Aydın Sayman ile 27 sinema işçisi adına imzaladıklarını söyledi.
Çetin, “Muhtemelen, Faruk Turgut'un sahibi olduğu Gold Film tarafından çekilen 5 dizinin çalışanları adına da gelecek günlerde takım sözleşmesi imzalayacağız” dedi.
“İŞ KOLUMUZUN ÖZERKLEŞMESİNİ İSTİYORUZ”
Yusuf Çetin, Sendikalar Kanunu'na göre, “ticaret, büro, eğitim” çalışanlarıyla aynı iş kolunda yer aldıklarına dikkati çekerek, “İş kolunun genişliği, önümüze çeşitli zorluklar çıkarıyor. Bu nedenle sinema, tiyatro ve diğer görsel sanat çalışanlarının tek bir iş kolunda toplanmasını, kendi iş kolumuzun özerkleşmesini istiyoruz” diye konuştu.
SEKTÖRDE SENDİKALILIK DİBE VURMUŞ”
Kültür Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Senarist Hüseyin Kuzu da bütün AB üyeleri ile ABD'de sinema sektöründe sendikaların bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:“Özellikle filmleriyle öne çıkan ABD, Fransa, İtalya, İspanya gibi ülkelerde sendikalar çok etkilidir. Örneğin İspanya'da 6 tane sendika var. Bu ülkelerde sendikalı olmayanlar çalışamaz.
SİNE-SEN ise kapatılmasının ardından, 1992'de yeniden faaliyete geçti. Bu dönemde özel televizyon kanalları açılıyordu. Herkes, birden bu özel kanallarda çalışmaya başladı. Sendikaya burun kıvrılıyordu. Dolayısıyla sektörde sendikalılık dibe vurmuş... İnsanlar bugün sıkıntıları gördüğü için, yeni yeni sendikanın önemini anlamaya başladılar.”
TALEPLER
SİNE-SEN'in takım sözleşmelerinde, haftalık çalışma sürelerinin 45 saat olması, bir günde en fazla 11 saat çalışılması, iş sürelerini aşan çalışma saatleri için fazla mesai ödenmesi, bir ay zarfında 4 gün tatil yapılması, yapımcıların, çalışma koşulları ve biçimlerinden doğan hastalıkların tedavi giderlerini karşılaması, gece yarısından sonra çalışanların eve dönüşlerinde karşılaşacağı güçlükleri giderecek tedbirleri alması ve çalışanların sigorta primlerinin hazırlık ve çalışma süresi boyunca ödenmesi gibi şartlar yer alıyor.