Güncelleme Tarihi:
Antalya'da makine teknisyeni Cem Ü. ile özel etüt merkezinde idareci olarak çalışan Dilek Ü. çiftinin tek çocuğu lise 2'nci sınıf öğrencisi H.Ü., geçen kasım ayında, okulundaki tüm derslerin sınavlarına girdi. Sınavlardan başarı elde edemeyen H.Ü., bir sonraki sınavlar için çalışmaya başladı. Sınav tarihi yaklaşınca başarısız olacağına yönelik kaygı duyan genç kız, ailesi tarafından 17 Aralık'ta evlerine yakın özel terapi merkezine götürüldü. İlk muayeneyi yapan psikiyatri uzmanı, H.Ü. için 2 farklı ilaç yazdı.
İlaçları eczaneden alıp, kullanmaya başlayan H.Ü.'nün vücudunda değişimler oldu. Önce kulak, ağız ve sırt çevresinde kızarıklıklar başlayan genç kızın, ertesi gün vücudu morarıp, su toplamaya başladı ve aynı bölgelerde yanıklar oluştu. Ailesinin 18 Ocak günü çağırdığı ambulansla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürülen H.Ü., tedaviye alındı. Burada yapılan ilk müdahalenin ardından H.Ü.'ye, 'Stevens Johnson sendromu' teşhisi konuldu. Sendroma, ilaçlardan birinin sebep olduğu ve bu ilacın da normalde epilepsi hastalarına verildiği kaydedildi.
'DURUMU ÇOK İYİ'
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melike Cengiz, H.Ü.'nün sağlık durumuyla ilgili açıklama yaptı. Prof. Dr. Melike Cengiz, genç kızın durumunun çok iyi olduğunu, 1- 2 aya kadar tamamen normal hayatına dönebileceğini belirtti. Prof. Dr. Cengiz, hastanın yaklaşık bir ay önce cildinde yaygın döküntü, yanığa benzer deri bütünlüğünün yüzde 40'ını kaybedecek kadar lezyonlarla hastaneye başvurduğunu belirterek, "Önce serviste değerlendirilirken durumunun ciddileşmesi nedeniyle yoğun bakım ünitesine alındı. Yüzde 40-50 arasında derisinde tamamen soyulma, yanık gibi lezyon vardı. Vücudunun yüzde 90'ında da döküntülerle hastayı takip ettik. Hastada organ yetmezliği gelişmesi açısından çok ciddi riskler mevcuttu" diye konuştu.
'YARALARININ TAMAMI KAPANDI'
Prof. Dr. Melike Cengiz, yoğun bakım ünitesinde deri ve zührevi hastalıkları ana bilim dalı, pediatrik enfeksiyon anabilim dalı ve göz hastalıkları ana bilim dalının yardımları ve katkılarıyla çok ileri tedaviler yapıldığını belirterek, "Bu tedaviler sırasında günlük bazen iki üç saati bulan pansumanlar, organ destek fonksiyonları, organlarının desteklenmesi için gerekli tedaviler uygulandı. Gözü üzerinde, gözün ve bazı yumuşak dokuların korunması için hem yapay hem insan kaynaklı koruyucular kullanıldı. Bu şekilde yaklaşık 20 gün civarında pansuman ve tedaviyle hastamız bugün itibarıyla artık servise çıkabilecek duruma geldi. Yaralarının tamamı kapandı" dedi.
'YÜRÜYEBİLİYOR, KONUŞABİLİYOR'
Genç kızın vücudunda açık bir yara olmadığını aktaran Prof. Dr. Cengiz, vücudundaki döküntülerin tamamen ortadan kaybolduğunu belirterek, "Şu anda yürüyebiliyor, konuşabiliyor. Daha önce bir yudum su bile içemiyordu. Çünkü ağzının içinde de son derece ciddi yaralar vardı. Şu anda her istediğini yiyip içebilecek durumda. Daha önce enfeksiyonları nedeniyle başlanmış antibiyotik tedavisine birkaç gün daha devam edilecek. Bunun dışında kullanmak zorunda olduğu herhangi bir ilaç bulunmuyor. Son derece iyi bir şekilde hastamızı taburcu etmenin mutluluğu içindeyiz. Bu kadar genç bir hasta bu yoğun tedaviler sayesinde sağlığına kavuştu" diye konuştu.