Bakan Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na bağlı kuruluşların bütçesini sunuç konuşmasında, borç yönetimindeki iyileşmeye işaret etti. Şimşek, 2002 yılında 9 ay olarak gerçekleşen toplam nakit iç borçlanmanın ortalama vadesinin 2006 yılında 28 aya kadar yükseldiğini, bu yıl Ocak-Ekim dönemi itibariyle de 35,1 ay olarak gerçekleştiğini kaydetti. 2002 yılında yüzde 62,7 seviyesinde olan TL cinsi iskontolu ortalama borçlanma maliyetinin bu yıl Ocak-Ekim döneminde yüzde 18,7 düzeyinde gerçekleştiğini belirten Şimşek, "Borçlanma maliyetinin düşüşü, kamunun faiz yükünün de önemli ölçüde azalmasını sağlamıştır. 2002 yılında Merkezi Yönetim Bütçesi faiz ödemelerinin GSMH'ye oranı yüzde 18,8 seviyesindeyken bu oran 2006 yılında yüzde 8'e gerilemiştir. Söz konusu oranın 2007 yılında yüzde 7,6 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir" dedi.
2007 yılında uluslararası piyasalarda 4,6 milyar
dolar tutarında tahvil ihracı yapıldığını ifade eden Şimşek, "Uluslararası tahvillerimizin risk primi, 180 baz puan seviyelerinde seyretmektedir. Dış borçlanma maliyetindeki düşüşün yanısıra borçlanma vadesi de önemli ölçüde uzatılmıştır" diye konuştu.
IMF BORCU 7.6 MİLYAR DOLARIMF'ye olan toplam borcun 2002 yılı sonundaki 16,2 milyar SDR seviyesinden 31 Ekim 2007 itibariyle 4,8 milyar SDR (7,6 milyar dolar) düzeyine gerilediğini bildiren Şimşek, "2003 yılı başından itibaren devam etmekte olan IMF'ye net borç geri ödeyicisi konumumuz, önümüzdeki dönemde de sürdürülecektir" dedi. Şimşek, Türkiye'nin IMF nezdindeki oy gücü ve etkinliğinin artırılması yönünde çalışmaların süreceğini de ifade etti.
AB kaynaklı finansmana işaret eden Şimşek, 2002 yılından itibaren yürürlüğe konan programlar kapsamında Türkiye'ye 1,29 milyar
euro tutarında hibe tahsis edildiğini, 30 Eylül 2007 tarihi itibariyle projeler ve topluluk programlarına harcanan hibe tutarının ise 543 milyon euro olduğunu kaydetti. Şimşek, "Katılım Öncesi Mali İşbirliği Aracı kapsamında, AB tarafından 2007-2010 dönemine ilişkin olarak ülkemize 2,25 milyar euro tahsis edilmesi beklenmektedir" bilgisini verdi.
KİT'ler konusunda değerlendirmede bulunan Şimşek, KİT’lerde 2007 yılı ortalama istihdamının 227 bin civarında olacağı ve 2008 yılında da ortalama personel sayısının bu düzeyde gerçekleşeceğini söyledi. KİT sistemine bütçeden görev zararı ve sermaye olmak üzere iki yöntemle kaynak aktarımı yapıldığına işaret eden Şimşek, bu çerçevede Hazine Müsteşarlığı bütçesinden ve Özelleştirme Fonu’ndan KİT’lere, 2007 yılında 2,9 milyar YTL olması beklenen kaynak aktarımının, 2008 yılında 2,8 milyar YTL olmasının programlandığını belirtti. Şimşek, şu bilgileri verdi:
GSM ŞİRKETLERİNDEN 1.6 MİLYAR YTL"Kamu bankaları ve KİT’lerden de bütçeye temettü ve hasılat payı olarak aktarma yapılabilmektedir. 2007 yılında, 1,9 milyar YTL’si KİT’lerden, 2,6 milyar YTL’si kamu bankalarından olmak üzere toplam 4,5 milyar YTL temettü geliri beklenmektedir. Bu tutarın 2008 yılında 4 milyar YTL olması öngörülmektedir. KİT’lerden alınan hasılat payı tutarının 2007 yılında 213 milyon YTL, 2008 yılında ise 225 milyon YTL olması öngörülmektedir. GSM şirketlerinden alınan hasılat payı tutarının ise 2007 yılı için 1,6 milyar YTL, 2008 yılında ise 1,8 milyar YTL olması beklenmektedir."
HALK'TA 211, ZİRAAT'TE 400 MİLYON YTL SUBVANSİYON FATURASITürkiye Halk Bankası’nın esnafa süyvansiyonlu kredi kullandırmasına işaret eden Şimşek, "Yıl sonu itibariyle esnaf kredilerinin 3 milyar YTL’ye, düşük faizli kredi desteğinden faydalanan esnaf sayısının ise 283 bine ulaşması beklenmektedir. Düşük faizli esnaf kredilerini desteklemek amacıyla 2008 yılında Halk Bankası’na yaklaşık 211 milyon YTL gelir kaybı ödenmesi planlanmaktadır" dedi.
Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından 2004 yılından beri sürdürülmekte olan tarımsal üreticilere düşük faizli kredi uygulamasına devam edildiğini anlatan Şimşek, "2007 yılı sonunda, düşük faizli kredi bakiyesinin, Ziraat Bankası için 4,2 milyar YTL, Tarım Kredi Kooperatifleri için ise 1,2 milyar YTL olmak üzere, toplam 5,4 milyar YTL olması beklenmektedir. Söz konusu uygulamadan yaklaşık 727 bin üretici faydalanmaktadır. 2008 yılında düşük faizli tarımsal kredi desteği amacıyla Ziraat Bankası ile Tarım Kredi Kooperatiflerine yaklaşık 400 milyon YTL gelir kaybı ödenmesi planlanmaktadır" diye konuştu.
Şimşek, “Kamu Sermayeli Şirketlerde Kurumsal Yönetim İlkelerinin Uygulanması” projesi kapsamında hazırlanan taslağın 2008 yılında TBMM'ye sunulacağını da ifade etti.
Sigortacılık sektöründe hem 2006 hem de 2007 yılı içerisinde yabancı sermaye girişinin hızlandığının altını çizen Şimşek, şunları kaydetti:
"Nitekim, 2006 yılı içerisinde 8 adet sigorta şirketinde doğrudan ya da dolaylı olarak hisse devri gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, 500 milyon dolar doğrudan sermaye girişi olmuştur. 2007 yılının ilk 10 ayında ise, toplam 5 şirkette hisse devri gerçeklemiş, biri şube, biri yeni kuruluş ve biri de tasfiye halindeki bir şirketin satın alınması şeklinde olmak üzere 3 adet yeni şirket ilavesi gerçekleşmiştir. Bu çerçevede 2007 yılının ilk 10 ayında sigortacılık sektörüne doğrudan yabancı sermaye girişi 1 milyar dolardır. Bu gelişmeler, sağlanan makro ekonomik istikrarın olumlu etkilerinin sigortacılık sektörüne de yansıdığını açıkça ortaya koymaktadır."
Türkiye'ye sermaye girişi kadar yurt dışında yatırımın da hız kazandrığını ifade eden Şimşek, "Türkiye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler tarafından yurt dışına 2007 yılı Ocak-Ekim dönemi itibariyle toplam 2 milyar 437 milyon dolar tutarında sermaye ihracı gerçekleştirilmiş, 138 adet şube/şirket kuruluşu yapılmış veya kurulu şirketlere iştirak edilmiştir. 1980 yılından 2007 yılı Ekim ayı sonuna kadar toplam sermaye ihracı tutarımız 11 milyar 686 milyon dolara, yurt dışındaki şirket ve ortaklıklarımızın sayısı ise 2 bin 280’e ulaşmıştır" dedi.
MALİ DİSİPLİN VURGUSUTürkiye son beş yıllık dönemde makroekonomik istikrarın tesisinde, büyüme potansiyelinin yükseltilmesinde, fert başına düşen milli gelirin artırılmasında ve kapsamlı yapısal reformların hayata geçirilmesinde önemli adımlar attığını ifade eden Şimşek, "Ancak, uluslararası rekabetin giderek yaygınlaştığı ve önümüzdeki dönemde dış konjonktürün son beş yıl ile karşılaştırıldığında daha az destekleyici olacağı dikkate alındığında, mali disiplin ve ihtiyatlı para politikasının sürdürülmesi ve ülkemizin rekabet gücünü artıracak yapısal reformlara öncelik ve hız verilmesi büyük önem taşımaktadır. Gerek bu yılın son çeyreğini, gerekse 2008-2012 dönemini kapsayan Hükümetimizin eylem planları bu yaklaşım içinde hazırlanmış olup, bu planlar ülkemizin son beş yılda elde ettiği kazanımları daha da güçlendirecek ve yeni bir aşamaya taşıyacaktır" dedi.