OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 14, 2003 00:00
Bugün artık kült olarak kabul edilen Simpson'lar, Türkiye'de de hálá sevilen ve izlenen bir çizgi
film. Bencil, aç gözlü ve obur baba Homer, ailenin erdem timsali annesi Marge, çıkarcı Bart, entelektüel Lisa ve sessiz bebek Maggi. Her biri farklı kimlikler sergileyen tipik bir çekirdek Amerikan ailesi. Peki onların sıradan hikayelerini böylesine popüler kılan ne? Daha da önemlisi felsefecileri bu dizi üzerine kafa yormaya iten sebepler neler? Daha önce yine oldukça popüler olan Seinfield dizisi üzerine 'Hiçbir Şey Üzerine Bir Şov' kitabını yazan ekip bu kez Simpsonları mercek altına aldı ve tek tek aile bireylerinin karakterlerini felsefi açıdan değerlendirdikleri Simpsonlar ve Felsefe kitabını yazdılar. Homer Simpson gerçekten Aristotelesçi değerleri mi temsil ediyor? Nietzche'nin geleneksel ahlakı reddedişi acaba Bart'ın kötü davranışını haklı gösterir mi? Lisa, entelektüellere karşı Amerikan kararsızlığını mı sergiliyor? William Irvin, Mark T. Conard ve Aeon J. Skoble'dan oluşan kitabın yaratıcı ekibi bu çalışmayla ne yapmak istediklerini şöyle açıklıyorlar: ‘‘Acaba popüler kültür hakkında felsefi denemeler yazmak uygun mu? Bu soruya verebileceğimiz en standart cevap şu: Sofokles ve Shakespeare de kendi dönemlerinin popüler kültürleriydi; ama hiç kimse onların eserlerinde yer alan felsefi görüşleri sorgulamadı. Ama Simpsonlar söz konusu olduğunda aynı şeyler geçerli olmayacaktır. Simpsonların tarihteki en iyi edebi eserlere denk olduğunu ve insan kavramını daha önce hiç olmadığı derin ve esaslı bir şekilde ele aldığını söyleyerek yanlış anlaşılmalara sebep olmak istemiyoruz. Ama yine de büyük bir ilgiyi hak edecek kadar detaylı ve eğlenceli. Üstelik bu kitabın popülerliği, akademik çevreler dışındaki okuyucuların da ulaşabileceği geleneksel felsefi konuları Simpsonlar'dan yararlanarak gündeme getirmek anlamına gelir.’’KİTABA GÖRE DİZİNİN KAHRAMANLARIHOMER SIMPSONErdem abidesi olmasa da kötü değilAristoteles bize dört karakter tipine dair mantıksal bir sınıflandırma verir. Erdemli, kendine hakim, kendine hakim olamayan ve erdemsiz.Aristoteles'e göre, ‘‘İnsan, öncelikle erdemli eylemlerde bulunduğundan emin olmalı; daha sonra da bu eylemlerin ne olduğuna karar vermeli. Ve ardından da bu eylemleri sağlam ve değişmez bir karakterle gerçekleştirmeli.’’Homer Simpson için Aristoteles'in erdem anlayışına bakıldığında her şey oldukça belirsiz gibi görünür.Homer'in bedeni arzuları göz önüne alındığında yalnızca erdemli olmadığı değil aynı zamanda bozuk bir ahlaka da sahip olduğu ortaya çıkar.Homer denince akla
yemek ve bira aÅŸkı gelir. Aynı zamanda bir yalancıdır ve dürüstlükten yoksundur.Marge'dan özür diler ama özrü kabahatinden büyüktür: ‘‘Bak Marge, sana iyi bir eÅŸ olamadığım için üzgünüm. Ayrıca küvetin içinde salça yaptığım ve gelinliÄŸinle arabayı sildiÄŸim için de üzgünüm.’’Homer, baÅŸkalarının ihtiyaç ve isteklerine karşı oldukça duyarsız, iyilik ve adalet duygusundan yoksundur.SONUÇ:Homer kötü bir insan deÄŸil. Her ne kadar bir erdem abidesi olmasa da ÅŸeytani biri de deÄŸil. Ona belki de göstereceÄŸimiz en sert tepki acımaktır.Bencil, obur, aç gözlü ve aptal olduÄŸu bir gerçek ama asla baÅŸkalarını kıskanıp onların kötülüğünü isteyen biri deÄŸil. Bazı insanlara zarar vermek niyetiyle yaklaÅŸtığı da doÄŸru; ama bu tür insanlar zaten daha iyi bir muameleyi hak etmiyorlar.BART SIMPSONÇürümenin iÅŸaretiJessica Lovejoy: Sen kötüsün Bart Simpson.Bart: Hayır deÄŸilim! Ben daha çok...JL: Evet öylesin. Kötüsün.... ve bu hoÅŸuma gidiyor.Bart: Tepeden tırnaÄŸa kötüyüm ben, canım.Bart sürekli başını belaya sokan küçük, sevimli bir afacan deÄŸildir; altın kalpli bir isyankar da deÄŸildir. O hazırcevap bir küçük suçlu, açık mavi pantolonlar giyen kötü bir çocuk, bir oyunbozan, (eÄŸer inanıyorsanız) Åžeytan'ın küçülmüş halidir.Ä°sterseniz size önce baÅŸka bir kötü adamdan, felsefenin kötü adamından bahsedeyim. Adı Friedrich Nietzsche ve -felsefi olarak- tepeden tırnaÄŸa kötüdür canlarım. O bir anlamda felsefi bir hazırcevap suçlusudur. Otoriteye karşıdır, oyunbozandır. Peki Åžeytan'ın küçülmüş hali mi? Bilmem, fakat Deccal diye bir kitap yazdı.Åžimdi, her ne kadar Nietzsche geleneksel idealle, 'iyi insan'la, ÅŸefkatli, dinen erdemli insanla alay edip onu reddetse de, kendi idealini yarattı: Özgür ruh; geleneksel ahlakı, geleneksel erdemleri reddeden ve dünyanın kaosunu kucaklayıp kendi karakterine bir üslup veren insan.Nietzsche felsefenin kötü çocuÄŸu, Bart Simpson ise Springfield'in kötü çocuÄŸu. Bart'ın otoriteyle alay ettiÄŸi ve geleneksel ahlakı reddettiÄŸi çok açık. Peki Nietzsche, Bart'ı onaylar mıydı? Ne yazık ki cevap açık bir ÅŸekilde hayır.SONUÇ:Bart, gerçekten de nihilist tehlikeyi iÅŸaret ediyor olabilir. Onun hiçbir erdemi yoktur (ya da çok az vardır); yaratıcı bir ruha sahip deÄŸildir; varoluÅŸun kaosunu kabul eder; fakat bunu, onu biçimlendirmek veya ondan güzel bir ÅŸey çıkarmak için yapmaz; daha ziyade bir teslimiyetle yapar. Hiçbir ÅŸey hiçbir anlam ifade etmemektedir, o zaman neden harekete geçmeyelim, neden canımızın istediÄŸi her ÅŸeyi yapmayalım? Reddeder, kara çalar, yerden yere vurur; bunu eski, hayatı kötürüm edici, hayatı inkar eden ve içi boÅŸ putları yıkmak için deÄŸil, saÄŸlam bir kimlikten, herhangi tamamlanmış bir benlikten yoksun olduÄŸu için yapar.Evet, ne yazık ki, Bart nihayetinde sadece çağımıza nüfuz eden nihilizmin ve çürümenin bir iÅŸareti ve örneÄŸi olabilir.MARGE SIMPSONAhlak temsilcisiMarge dini bütündür, saÄŸlıklı vicdanı onu, dini otoritelerin söyledikleriyle çeliÅŸse bile bu, sadece tipik olarak terbiyeli ve makul bir insanın yapacağı ÅŸeyi yapmaya götürür.Marge annelikten ev idaresine, Burns'ün cinsel organının boyutuyla dalga geçmeye kadar bütün her ÅŸeyde doÄŸuÅŸtan bir ılımlılığa sahiptir.Homer'ı bile ılımlı ve ölçülü olmaya zorlar, hatta onu haftalık domuz eti tüketimini altı tabaÄŸa indirmeye ikna etmeye çalışır. Yani, tıpkı Aristoteles'in samimi anlamda erdemli bir hayatta akılcı bir yol arayışının önemini kavrayışı gibi. Marge eylemlerini erdemsiz aşırılıklar arasında ahlaki bir denge bulacak ÅŸekilde yönetir.Marge sayesinde Aristotelesçi ahlaki erdemlerin yalnızca akademinin fildiÅŸi kulesinde deÄŸil, bir çizgi filmin gündelik hayatında da uygulanabileceÄŸini görürüz.SONUÇ:Bugünün birçok insanı gibi Marge de en iyi ÅŸekilde Hıristiyan Aristotelesçi olarak adlandırılabilir. Gerçekten de, Marge iyi bir Hıristiyan olmaktan ziyade iyi bir insan olmayı dert edinir.LISA SIMPSONEntelektüellere bakış açısıSimpson'ların baba karakteri Homer, arkadaÅŸlarının çoÄŸu ve oÄŸluyla birlikte anti-entelektüel odunlardan biridir. Lisa ise entelektüellik taraftarı olmakla kalmaz, yaşını aÅŸan bir zekaya sahiptir. Ä°nanılmaz derecede zeki, bilgilidir ve çevresindeki insanlardan sık sık daha iyi düşünür. DoÄŸal olarak sırf bu sebeple, okuldaki diÄŸer çocuklar ve genel olarak yetiÅŸkinler tarafından sürekli alaya alınır. Gelgelelim Lisa'nın en sevdiÄŸi televizyon programı erkek kardeÅŸininkiyle aynıdır: Aptal, ÅŸiddet içeren bir çizgi film. SONUÇ:Lisa'nın ÅŸovda iÅŸlenen biçiminin Amerikan toplumunun entelektüellere yönelik sevgi-nefret iliÅŸkisini yakaladığını ileri sürüyorum.Â
button