Güncelleme Tarihi:
Simitçiler Odası kendilerine ‘‘ayakaltı’’ muamelesi yapılmasından yakınıyor.
MUCİDİ ŞEMSİ PAŞA Şimdi simidin ‘‘gariban azığı’’ olduğuna bakmayın! Hamur ve susamın karışımından elde edilen bu lezzetli yiyecek soylu bir geçmişe sahip. Mucidi Kanuni'nin vezirlerinden Şemsi Paşa. Simidi saray sofralarına sokmuş. Yüzyıllarca zengin kahvaltı sofralarını süslemiş. Bugün sokaklarda, meydanlarda açlık bastırmak için yenilen bir gıda haline dönüşmüş.
Simitçiler Odası Başkanı Zekai Akkuş kötü muameleden şikayetçi: ‘‘Simitçi esnafı eziktir. Zabıta operasyon yaptığında işe önce simitçiden başlar. Demokrasinin nimetlerinden simitçi yararlanamıyor.’’
İskelelerde, meydanlarda, garlarda, vapurda, açlık bastırmak için simidin tadına bakmayan İstanbul'lu az bulunur. Çoğumuzun belki her gün 75 bin lira vererek aldığı simidin arkasında ciddi problemler yaşanıyor.
Simidin macerasını öğrenmek için Simitçiler Odası'nın kapısını çalıyoruz. Ama Un-İş Esnaf ve Sanatkarlar Odası'na yalnız simitçiler değil, üreticisinden satıcısına binlerce börekçi ve pastane de kayıtlı. Odanın üyeleri arasında simitçilerin sayısı oldukça fazla.
Karaköy'de tarihi bir hanın üçüncü katında Oda Başkanı N. Zekai Akkuş'la konuşuyoruz. Oda yönetim kurulu üyeleri de görüşmede hazır. Sayıları giderek azalan simit fırınlarından bazılarının sahipleri bunlar. Başkan Akkuş, simitçi esnafının kendi odasına sahip çıkmamasından şikayet ediyor. Başta belediyeler olmak üzere idari kurumların simitçi esnafına ‘‘ayakaltı’’ muamelesi yapmasından yakınıyor.
Simide çok el değiyor
Simitçinin profilini çiziyor: ‘‘Simitçi esnafı, dürüst, muti, namuslu ve ürkektir, eziktir. Bir meydanda ya da caddede zabıta operasyon yaptığında işe önce simitçiden başlar. Simitçi isyanı, itirazı bilmez. Sürekli itilir, kakılır.’’
Konuşurken biraz önce tarifini yaptığı simitçi profiline uygun bir biçimde kelimelerini özenle seçiyor:
‘‘Simitçinin sattığı bir simite birçok el birden değiyor. Fırın sahibine ve satana fazla birşey kalmıyor. Buna rağmen esnaf moralini bozmadan işine devam ediyor. Üzerine resmi kıyafeti giyen simitçiyi rahatsız ediyor. Simitçiler son derece sabırlı, uygar ve demokrat insanlar.’’
Simide değen diğer elleri açıklamasını istiyoruz. Ser verip sır vermiyor: ‘‘Kimseyi hedef almak istemiyorum. Bu ülkede demokrasi var ancak demokrasinin nimetlerinden simitçiler yararlanamıyor. Araştırın görürsünüz.’’
Oda Başkanı Akkuş, dokuz aydır simide zam yapılmadığını, artan maliyetleri dikkate alarak Esnaf Odaları Birliğine zam talebinde bulunduklarını belirtiyor. Talep kabul edilirse simit önümüzdeki günlerde 100 bin liradan satılacak. Başkanı'nın diğer bir şikayeti de simitteki farklı fiyat uygulamaları. Bunun önüne geçemediklerini ve imidin birçok bölgede fahiş fiyatla satıldığına dikkat çekiyor.
248 fırın, 2500 simitçi
İstanbul'da 248 simitçi fırını var. Mahalle aralarında da 6 küçük simit imalathanesi bulunuyor.
Her fırında günde 3500 simit üretiliyor. Yani her gün İstanbul sokaklarına 868 bin simit çıkıyor. Kayıtdışı üretilenlerle rakam 1.5 milyonu geçiyor.
Simit fırınları Eminönü, Fatih, Kadıköy, Beyoğlu ve Şişli'de. 248 simit fırınında 1000'e yakın insan çalışıyor.
2500'e yakın kayıtlı simit satıcısı var. Kayıtdışı satıcıların 3000 olduğu tahmin ediliyor.
Fırınlara akşam iade edilen bayat simitler eskiden domuz çiftliklerine gönderiliyordu. Şimdi besicilere gönderiliyor.
Ekmek fırınları ve pastanelerin de simit ürettikleri hesaba katıldığında kentte bir günde tüketilen simit sayısı 2 milyona yaklaşıyor. Simit fırınları, ekmek fırınları ve pastanelerin simit yapmasından rahatsız. ‘‘Herkes kendi işini yapsın’’ diyorlar.
2500 kayıtlı simitçinin 600'ünün belediyelerin gösterdikleri sabit yerleri var.
Satıcılar fırınlarla açık hesap çalışıyorlar. Sattıkları simidin parasını bir sonraki gün ödüyorlar.
Fırıncılar sabit satıcılara simit başına 21 bin lira prim veriyorlar. Seyyar satıcıların primi ise 31 bin lira. Bazı satıcılar fırın sahiplerinin namına satış yapıyor ve prim alıyorlar.
İşlek bölgelerde 10'ar tane satış noktası olan fırın sahipleri var. Fırın sahipleri referanssız satıcılara simit vermemeye dikkat ediyor. Küçükpazarlı fırın sahipleri krizle birlikte hergün yüzlerce insanın fırınlara simit satmak için başvurduklarını söylüyor.
Bir simitçi günde ortalama 200 simit satıyor. En çok satanın eline günde 6 milyon lira geçiyor.
Seyyarlar zabıtalara karşı mücadele verirken sabit satıcılar da ilçe belediyelerine işgaliye ödüyor. Belediyelerin aldıkları işgaliye bedeli ilçesine göre 5-35 milyon arasında değişiyor.
Benim simidim daha lezzetli!
Hazır simitçileri bulmuşken gevrek ve lezzetli simit bulamamaktan şikayetçi oluyoruz. Kaliteli un ve yerli susam bulamadıklarından yakınıyorlar. Lezzet tartışmasına fırın sahipleri de katılıyor. Tava simidi yapan fırın sahipleriyle, eski taş fırınlarda pişiren simitçiler arasında ciddi bir ihtilaf çıkıyor. ‘‘Benim simidim daha lezzetli’’ tartışmasına iki simitin de lezzetli olduğu görüşünde birleşerek son veriyoruz.