Şimdilik denize girmeyin

Güncelleme Tarihi:

Şimdilik denize girmeyin
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2000 00:00

Haberin Devamı

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığının, İstanbul sahillerinden aldığı örneklerle yaptırdığı sağlığı tehdit eden bakteri e.coli ölçümleri tartışmalara yol açtı. Tartışmanın bir yanı ölçümlerde e.coli bakteri sayısı yüksekte seyreden belediyelerin itirazları. Diğer yanı ise deniz kirliliğinin sadece e.coli sayısına göre karar

verilemeyeceği. Çünkü deniz kirliliğine yol açan petrol, deterjan, krom, kurşun, civa, arsenik gibi maddeler de ‘‘girilebilir-girilemez deniz’’ ayrımında önemli rol oynuyor. İstanbullular'ın kendilerini deniz kenarlarına attığı bu sıcaklarda konuya açıklık getirmek amacıyla Sağlık Daire Başkanı Doç. Dr. Ahmet Zeki Şengil'le görüştük.

Büyükşehir

Sağlık Dairesi Başkanı Doç. Dr. Ahmet

Zeki Şengil

t ŞURASI TEMİZDİR DİYEMEYİZ

Şurası temizdir, diyemeyiz. Sadece rakamları görerek, belki bazı arkadaşlarımız burası temiz, buraları da kirliymiş, diye bir sınıflandırma yapabilir. Ama, sahilde, Boğaz’da mevcut olan akıntı nedeniyle bakteriyolojik olarak temiz diye bugün saptadığımız yerlerin, kirli yerlerin tehdidi altında olduğunu söylemek daha doğru olur.

t DÜNYA STANDARTLARINA GÖRE

Bu çalışma Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı ve diğer sağlık teşekküllerinin referans gösterdiği ölçülere göre yapıldı. Bu standartlara göre, kıyıdan 200 metre açıkta, güneşin doğuşundan önceki saatlerde, steril şişelere alınan deniz suyu örneklerinde 3- 4 gün süren laboratuvar araştırmasından sonra bakterilerin türü ve sayısı belirlendi.

t DEĞERLENDİRME UZMANLIK İŞİ

Biz bu standartlara göre örneklerimizi alıyoruz, değerlendirmemizi yapıyoruz ve bir rakam ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan rakamların yorumlanması bir uzmanlık işidir. Bir noktadan aldığımız su örneğinde ortaya çıkan rakam, o noktanın her zaman o kadar kirli olduğunu ifade etmez. O rakamı etkileyen özellikle Karadeniz’den Marmara’ya doğru olan akıntının çok önemli rolü vardır.

t BAKTERİ SAYILARI SABİT DEĞİL

Bir noktadan alınan örnekte 10 binin altında koli basili bulunsa bile, daha sonraki saat ve günlerde alınacak örneklerde, akıntının kirli yerlerden getireceği kirlilikle bu sayı artabilir. İstanbul sahilleri için örneklerin alındığı yerlerde kalıcı temizlik ya da kalıcı kirlilik diye bir şey söz konusu olmaz. 15-20 gün içinde yeniden alacağımız testlerle bu sayıdaki değişiklikler tespit edilecek. Yaptığımız bu çalışma, sahillerin genelinde bakteriyolojik kirlilik oranını bize vermektedir. İstanbul sahillerinin bakteriyolojik kirlilik oranı yüksektir. Yaşlılar, çocuklar ve savunma sistemi zayıf, çok sık enfeksiyona yakalanan vatandaşlarımız sahillerimizde suya girmemeli.

t KANALİZASYON KARIŞIYOR

Ülkeler, insan sağlığı açısından sakıncalı sayılabilecek olan litredeki e.coli (koli basili) sayısını kendileri belirler. ABD’de 2 bin 400 olan bu sayı ülkemizde, Sağlık Bakanlığı tarafından 10 binin altı olarak belirlenmiştir. e.coli, deniz suyuna kanalizasyon karıştığının belirtisidir. İnsan sağlığına zararlı virüs, mantar, parazitlerin çoğu kanalizasyonla denize karışacağından e.coli, deniz suyu örneklerinde aranır. Bunun dışındaki bakteriler çok fazla miktarda olabilir ama kanalizasyon karıştığını göstermez. Total bakteri olarak belirlenen sayının yüksek olması insan sağlığı açısından önemli tehdit oluşturmaz.

t 3 KATEGORİDE DEĞERLENDİRME

Deniz kirliliği; fiziksel, biyolojik ve kimyasal kirlilik olarak üç bölümde değerlendirilir. Temiz olan yerde bile ‘Denize girin’ dememiz mümkün değil. İnsanımıza önce hasta olmamalarını tavsiye etmek, hasta olmamaları için önlemleri almak zorundayız. Buna rağmen denize girerse ne olur? Bir yer, bakteriyolojik olarak kirliyse, bakteriyel enfeksiyonlar, mantar enfeksiyonları çeşitli virüs hastalıkları, çeşitli paraziter hastalıklarla karşılabilirler. Mantar gibi cilt enfeksiyonları, göz enfeksiyonları, orta kulak ve dış kulak iltihapları, suyun yutulması halinde mide, bağırsak enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları, özellikle bayanlarda sudan kaynaklanan idrar yolu enfeksiyonları gibi enfeksiyonlar daha çok görülebilir. Parazit bulaşabilir. Virüs olursa kana karışır, karaciğere giderse sarılık yapar, bir başka organa giderse, o organda yetmezliğe neden olur. Yani, bulaşan mikrobun yaptığı hastalık çeşidine göre hastalıklar ortaya çıkar.

t KİMYASAL MADDELERDEN ARININ

Bakteriyolojik açıdan temiz olduğu tespit edilen, ancak kimyasal kirlilik bulunan yerde denize girilmesi halinde vücuda temas edecek petrol artığı ve diğer kimyasal maddeler de kanserojen maddeler olarak insan sağlığını etkiler. Güneş ışığı, UV ışığı kimyasal maddelerin hücre içindeki etkilerini artırır. Hücre içindeki protein sentezi, karbonhidrat sentezi, lipit sentezi gibi hücrenin hayatiyetini sürdürmesine neden olan hayati fonksiyonları üzerinde etkili olur. UV ışığının kendisi, hücre içerisinde kanser öncesi mutasyon dediğimiz, DNA bilgileri üzerine etki eden mutanajik bir ajandır. Kimyasal maddenin bulunduğu yerde kimyasal maddenin hücreye olan zararlı etkisini artırır. Bu nedenle, sudan çıktıktan sonra mutlaka sabunlu suyla duş alınmalı. Hiç olmazsa ciltten bu kimyasal maddeyi atmalarını, kısmen de olsa arınmalarını önerdik. Ancak, şimdilik İstanbul sahillerinde denize girmeyi düşünmeyin, diyoruz.

t YAVAŞ YAVAŞ TEMİZLENİYOR

Kirliliğe neden olan faktörler derelerden gelen atıklar, evsel ve kişisel atıklar, Boğaz trafiğinden kaynaklanan kirlilik ve Karadeniz sahillerinden kaynaklanan kirliliktir. Haliç ve derelerin ıslahı konusunda belediyenin başlattığı çalışmalar ve İstanbullular'ın çevre bilincinin gelişmesi sonucu, son beş yılda, deniz kirliliğinde önemli bir azalma görüldü. 1995 yılında alınan sonuçlarla, 2000 yılında yaptığımız bakteriyolojik sonuçları karşılaştırdım. 1995 yılında Adalar dahil üç noktada, ‘Denize girilebilirdi’ demiyorum ama mikroorganizma sayısı 10 binin altındaydı. Bizim yaptığımız değerlendirmede, 73 noktadan aldığımız örneğin 20’sinde, 10 binin altında koli basili bulunduğu belirlendi. Yani derelerin, yetersiz de olsa ıslah çalışmaları ve halkımızda ortaya çıkan çevre bilinci nedeniyle, geçmiş yıllarla mukayese edildiği zaman, sahillerimiz yavaş yavaş temizleniyor. ‘Suyuna girilebilir’ demiyorum ama, daha temiz görebileceğiz.

Silivri'de deniz kirliliği yok

SİLİVRİ Belediye Başkanı Selami Değirmenci, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Silivri'de denize girilemeyeceği şeklinde rapor verdiğini, oysa İstanbul Bölge Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü'nün ölçümlerine göre Dalgakıran hariç diğer tüm bölgelerin temiz çıktığını söyledi. Sağlık Bakanlığı İstanbul Bölge Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü'nün 6 Haziran 2000 tarih ve 4769 sayılı raporuna göre bin cc'lik suda yapılan ölçümlerde Silivri Bizimköy'de 40, Parkköy'de 230, Murat Suyu Beşevler'de 2 bin 400, Dalgakıran'da 11 bin, Pamukbank Tesisleri Önü'nde 930 kolibasili bulunduğu belirtildi. Sağlık Bakanlığı Gıda Maddeleri ve Numune Alma Rehberi'ne göre 1000 cc su içerisinde 0 ile 1000 arasında Koli Basili'nin olması durumunda deniz çok temiz, 1000 ile 10 bin arasında olması durumunda temiz, 10 bin ve üstü olması durumunda ise kirli, denize girilmesi yasak olarak niteleniyor.

Kumburgaz’da deniz temiz

BÜYÜKŞEHİR Sağlık Daire Başkanlığının ölçümlerinde e.coli sayısı en yüksekte (1000 cc'de 1 milyon 320 bin) seyreden Kumburgaz Belediye Başkanı Hayri Erçağ, sahillerinin 4 noktasından aldıkları deniz suyu örneklerinin laboratuvarda incelenmesi sonucu, insan sağlığı açısından temiz olduğunun belirlendiğini öne sürdü: ‘‘Güzelce Mahallesi Liman, Bahçelievler Mahallesi, Yeni Mahalle PTT kampı ve Kumburgaz Merkez Camii altı gibi 4 ayrı noktadan aldığımız deniz suyu örneklerini Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı Hıfzıssıhha Müdürlüğü’ne göndererek, laboratuvarda incelenmesini istedik. 21/6/2000 tarihli raporda, sonuç olarak deniz suyu numunelerinin Sağlık Bakanlığı’nın 380 sayılı genelgesinin 706'ncı maddesine göre e.coli (koli basili) sayısı 1 litrede 10 binden az olduğundan bu sularda denize girilebileceğini bildirir rapordur deniliyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!