Şimdi de salgın hastalık mı?
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 1999 00:00
Sağlık Bakanlığı, bazı basın-yayın organlarında yer alan "deprem bölgesinde salgın hastalık olduğu" yönündeki haberler üzerine bir açıklama yaptı.
Açıklamada, Bakanlık olarak, Marmara ve Bolu depremi sonrasındaki çalışmalarının, hayatta kalan vatandaşların sağlık düzeyinde iyileştirme sağlamaya yönelik olduğunu belirtildi.
Koruyucu sağlık hizmetlerine yönelik çalışmaların tüm hızıyla devam ederken, depremden etkilenen illerde, bebek ve çocukları kızamık hastalığına karşı korumak amacıyla, "Kızamık Aşı Kampanyası" başlatıldığı kaydedildi. Kızamığın, geçici yerleşim yerlerinde en önemli ölüm nedenlerinden biri olduğu ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Hastalananlara yönelik en temel yaklaşım komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi, beslenme desteğinin sağlanmasıdır. Tek etkili koruma yöntemi ise aşılamadır. Salgının önlenmesinde risk altındaki gurubun yüzde 95'inin aşılanması gerekir. Kampanya sırasında, 9 ay-7 yaş arasındaki çocuklarımız kızamık aşısı ile aşılanacaktır. Rutin aşılama takvimimizde yeralan çocuk felci, boğmaca, difteri, tetanoz, verem, hepatik B aşıları da aşılama takvimi içerisinde yapılmaktadır."
Çeşitli kuruluşlardan, rutinde uygulanmayan bazı aşıların da deprem bölgesinde yapılmasına yönelik önerilerin geldiği, ancak bilimsel çalışmalara göre, aşılamada izlenecek en uygun stratejinin bölgede uygulanan rutin aşılamalarının sürdürülmesi olduğu bildirildi.
Hastalıkların önlenmesi için yapılması gerekenin, çevre sağlığına dikkat edilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, "Depremin olduğu ilk günlerden itibaren olumsuz çevre etkenlerinden kaynaklanabilecek sağlık sorunlarına yönelik gerekli önlemler alınmaktadır" denildi.
Basında, deprem bölgesinde özellikle kızamık hastalığının arttığına ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu illerimizde, sağlık kurumlarının tam olarak yerleşmemesi nedeniyle düzenli bildirim alınmamaktadır. Ancak Bakanlığımızdan bir ekip, deprem bölgesinde sürekli olarak bulunmakta ve düzenli rapor vermektedir. Alınan bilgilere göre, deprem sonrası vaka sayılarında artış görülmemektedir. Salgın diyebilmek için, vaka sayılarının geçmiş yıllardaki aynı dönemden fazla olması gerekmektedir. Ayrıca sağlık ekiplerimiz tarafından her vakaya anında müdahale edilmektedir."
Açıklamada, Bakanlık olarak, Marmara ve Bolu depremi sonrasındaki çalışmalarının, hayatta kalan vatandaşların sağlık düzeyinde iyileştirme sağlamaya yönelik olduğunu belirtildi.
Koruyucu sağlık hizmetlerine yönelik çalışmaların tüm hızıyla devam ederken, depremden etkilenen illerde, bebek ve çocukları kızamık hastalığına karşı korumak amacıyla, "Kızamık Aşı Kampanyası" başlatıldığı kaydedildi. Kızamığın, geçici yerleşim yerlerinde en önemli ölüm nedenlerinden biri olduğu ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Hastalananlara yönelik en temel yaklaşım komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi, beslenme desteğinin sağlanmasıdır. Tek etkili koruma yöntemi ise aşılamadır. Salgının önlenmesinde risk altındaki gurubun yüzde 95'inin aşılanması gerekir. Kampanya sırasında, 9 ay-7 yaş arasındaki çocuklarımız kızamık aşısı ile aşılanacaktır. Rutin aşılama takvimimizde yeralan çocuk felci, boğmaca, difteri, tetanoz, verem, hepatik B aşıları da aşılama takvimi içerisinde yapılmaktadır."
Çeşitli kuruluşlardan, rutinde uygulanmayan bazı aşıların da deprem bölgesinde yapılmasına yönelik önerilerin geldiği, ancak bilimsel çalışmalara göre, aşılamada izlenecek en uygun stratejinin bölgede uygulanan rutin aşılamalarının sürdürülmesi olduğu bildirildi.
Hastalıkların önlenmesi için yapılması gerekenin, çevre sağlığına dikkat edilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, "Depremin olduğu ilk günlerden itibaren olumsuz çevre etkenlerinden kaynaklanabilecek sağlık sorunlarına yönelik gerekli önlemler alınmaktadır" denildi.
Basında, deprem bölgesinde özellikle kızamık hastalığının arttığına ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu illerimizde, sağlık kurumlarının tam olarak yerleşmemesi nedeniyle düzenli bildirim alınmamaktadır. Ancak Bakanlığımızdan bir ekip, deprem bölgesinde sürekli olarak bulunmakta ve düzenli rapor vermektedir. Alınan bilgilere göre, deprem sonrası vaka sayılarında artış görülmemektedir. Salgın diyebilmek için, vaka sayılarının geçmiş yıllardaki aynı dönemden fazla olması gerekmektedir. Ayrıca sağlık ekiplerimiz tarafından her vakaya anında müdahale edilmektedir."
Haberin Devamı