Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’ye yönelik gündeme getirilen Ermeni iddiaları, son dönemde Atatürk üzerinden yeni bir boyut kazandı. Disney Plus, Atatürk’ün hayatını anlatan diziyi, Ermeni lobilerinin baskısıyla yayınlamama kararı aldı. Büyük tepki çeken bu kararın ardından Çekya’nın başkenti Prag’da da Türk Büyükelçiliği’nin dikmek istediği Atatürk heykeline, yine 1915 Ermeni tehciri bağlantılı iddialar gerekçe gösterilerek izin verilmedi. Peki birçok tarihi belge ve delille çürütülmesine rağmen Ermeni suçlamaları neden o dönem herhangi bir üst düzey görevi olmayan Atatürk’e yöneliyor? Tarihçilere sorduk...
HER FIRSATTA REDDETTİ
Prof. Dr. Faik Temuçin Ertan (Ankara Üniversitesi, İnkılap Tarihi Enstitüsü):
“Atatürk o tarihlerde İttihat Terakki’nin de yönetiminde değil, hükümetin de yönetiminde değil. Ermeni lobileri denilen bu grupların asıl hedefi Türkiye Cumhuriyeti. Dolayısıyla Cumhuriyet’e ve kurucusuna fütursuzca saldırıyorlar. Tarihi ve bilimsel değeri olmayan iddialar üzerinden yapıyorlar bunu. Atatürk de her fırsatta bu suçlamaları reddetmiş, tarihi veri ve gerçeklerle bu saçmalıklara karşı çıkmıştır.”
Prof. Dr. Necmettin Alkan (Sakarya Üniversitesi):
“Atatürk kurucu lider. Ermeni meselesiyle ilgili ‘soykırım’ ifadesini asla kullanmadı. Aksine Türklerin nasıl katledildiklerini, Er-menilerin Türk ordularının savaştığı işgalcilerle nasıl işbirliği yaptığını hep anlatmıştır. Atatürk daha savaş başlamadan Ermenilerin, Ruslarla bu konuda görüşmeler yaptığının da farkında ve bilincinde. Sonrasında da elinde zaten bütün askeri ve diplomatik veriler var. Hamaset veya kuru sloganla konuşmuyor. Duruşu çok net. Soykırım iddialarına sığınan gruplar için hep hedef olması bu yüzden.”
Büyükelçilik çizimdeki 3 metrelik heykeli dikmeyi planlanmıştı.
ATATÜRK İDDİALARI KABUL ETMEMİŞTİ
Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı (Dokuz Eylül Üniversitesi):
“Olmayan bir soykırımdan dolayı ilgisi olmayan birini doğrudan suçlamak da ayrı bir mesele. Atatürk, Ermenilere bir devlet kurulmasının bir emperyalist oyun olduğunu o dönem vurgulamış ve hiç kabul etmemiştir. Asıl katliamların Türklere yapıldığını uluslararası düzeyde dile getirmiştir. O dönem Amerikalı bir gazeteciye altını çize çize bunu anlatmıştır. Atatürk, Ermeni iddia ve suçlamalarıyla başından beri mücadele etmiş, Türk tezlerini savunmuştur. Asıl düşmanlığın kaynağı da budur diyebiliriz. Ermeni lobileri denilen yapıların amacı ise Cumhuriyet’in 100. yılında Atatürk üzerinden güya bir itibarsızlaştırma yaparak ön almaktan başka bir şey değil.”
Tahsin Burcuoğlu (Emekli Büyükelçi):
“Ermeni lobileri, soykırım iddialarını bahane ederek karalamak için Türkiye ile, Türklerle ilgili her şeyle ve herkesle bağlantı kurabiliyorlar. Esas itibarıyla önemli olan Türkiye’yi ve Türkleri karalamak. Türkiye’ye sataşmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Seçtikleri büyük hedef de Atatürk. Bu faaliyetleri durmaz ve tükenmez. Akılları fikirleri hâlâ Sevr’de ve o dönemin hayal günlerinde.”
‘TEHCİR’ YANITI
3 Mart 1921’de Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit ile röportajında, İngilizlerin kendilerine herhangi bir saldırısı olmayan İrlandalı sivillere muamelesini hatırlatan Atatürk, Ruslarla işbirliği yapan Ermenilerin katliamlarını anlatarak tehcire dair de şu değerlendirmeyi yapıyor: “İngiltere’nin barış zamanında ve harp sahasından uzak olarak İrlanda’ya reva gördüğü muameleye kayıtsız bakan dünya, Ermeni ahalisinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz. Bize iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve çoğu şayet itilaf devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasaydı, evlerine dönmüş olurlardı.”
NUTUK’TAKİ BÖLÜM
Atatürk’ün, Nutuk’ta Ermeni iddialarına cevap verdiği bölümlerden biri şöyle: “Ermeni katliamı konusundaki sözler, gerçeğe uygun değildir. Aksine güney bölgelerinde, yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler, gördükleri koruyuculuktan cesaret alarak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmaktaydılar. İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde öldürme ve imha siyaseti gütmekteydiler. Yabancı kuvvetlerle birleşen Ermeniler, top ve ağır makineli tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman şehrini yerle bir etmişlerdi. Binlerce çaresiz ve suçsuz ana ve çocukları işkenceyle öldürmüşlerdi.”