Güncelleme Tarihi:
TUSKON’un 2. Olağan Genel Kurulu toplandı. Toplantının açılışında konuşan TBMM Başkanı Köksal Toptan, partiler demokrasisinin ikinci dünya savaşının demokrasi tipi olduğunu belirterek, daha sonra temsili demokrasiye, ondan sonraki yıllarda da katılımcı demokrasiye, şimdilerde ise adına “hukukun üstünlüğü” denilen sivil toplumun yönetimin her aşamasında, yönetim biçimine klasik katılımcılığın ötesinde katılmayı ön gören bir çağın yaşandığını söyledi. Toptan, şöyle konuştu:
“Biz ümitlerle, heyecanlarla geçen dönem, Sayın Arınç’ın TBMM Başkanı olduğu 22. dönemde, çocuklar gibi büyük heyecanla önümüze koyduğumuz Kopenhag Kriterlerini yerine getirmek için, gece gündüz hem iktidar hem muhalefet olarak çok çalıştık. Çünkü ilk kez Türkiye ‘Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak, birlik, beraberlik heyecanını AB yolunda yakalıyor’ diye düşündük. Kimi zaman muhalefetin, kimi zaman iktidarın içine sinmeyen birçok noktayı uzlaşarak bir yerde buluşarak çözdük. Bir büyük reform hareketini ve alt yapıyı TBMM'de hayata geçirdik. Buna AB de şaşırdı, AB’ye yeni üye olan ülkeler de şaşırdı. Bizi ziyarete gelen kimi ülkelerin yöneticileri, bizim yapmış olduğumuz o reformlara zaman zaman inanamadılar. Şunları da duyduk; ‘Biz Türkiye’nin önüne ev ödevi koyalım, Türkiye nasıl olsa bunları yapamaz. Bunlar iktidar muhalefet kavga ederler, oradan da bir sonuç çıkaramazlar. Ezberleri ve hesapları Türkiye bozdu. Ne için bozdu, AB standartlarına ulaşabilmek için. O neydi? Daha çok demokrasi, daha çok insan hak ve özgürlükleri, bireyin öne çıkması. Birey hak ve özgürlüklerinin en yukarıya oturtulması ve ülkemizin bir özgürlük, bir demokrasi alanı haline gelmesi. Bunları biz başardık. Şimdi tereddütler var; Türkiye geri mi kaydı? Hayır! Türkiye’yi hiç kimse geri götüremez. Hiç kimse.”
ÇOCUKLARA NASIL ANLATACAĞIM
Toptan, konuşmasının devamında kapatma davasıyla ilgili değerlendirmelerini sürdürdü. Toptan, 22 Temmuz 2007’de Türkiye bir büyük seçimi festival havası içerisinde gerçekleştirdiğini ifade ederken, şunları dile getirdi:
“Yaklaşık 40 milyon vatandaşımızın sandık başına gittiği büyük seçimde çıkan sonuçlara bakıldığında uzun zamandan beri özlediğimiz yüzde 86 gibi bir temsil oranıyla TBMM yenilendi. Şu anda TBMM’de 4’ü grup kurmuş 7 tane siyasi partimiz temsil edilmekte ayrıca bağımsız arkadaşlarımız da bulunmaktadır. Şimdi ben 23 Nisan’da Ankara’ya gelecek olan çocuklarımıza ‘Bu Meclis’in yüzde 86'sı halkın siyasi düşüncelerini burada yansıtıyor ama bu yüzde 86’nın yüzde 56’sının partisinin kapatılması için Anayasa Mahkemesinde dava görülüyoru nasıl anlatacağım.”
Toptan, “Çağdaş demokrasilerde partiler kurulur kapanır ama çağdaş demokrasilerde partileri halk kurar, halk kapatır” dedi.
DSP LİDERİNDEN İLGİNÇ YORUM
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, “Sadece 'laiklik' diyerek, sadece 'Atatürk' diyerek solculuk yapılamaz. Laikliği korumak için de Atatürk'ümüzü koruyup ona yakışır bir ülke inşa etmek için de ekonomiye, eğitim sorunlarına çözüm bulmamız gerekiyor” dedi.
Sezer, Adana'nın merkez Yüreğir ilçesi Yamaçlı Mahallesi'nde, traktör römorkunun üzerinden halka hitaben yaptığı konuşmada, “Türkiye'nin sıkıntılı bir süreçten geçtiğini; işsizlik, açlık ve yoksulluk olduğunu, milletin bu sıkıntılardan bunaldığını ve çocuklarını okula göndermekte bile zorlandığını söyledi.
DSP'nin bu sorunları çözebilecek projeler ürettiğini belirten Sezer, “bazı siyasetçilerin bu sorunları bir kenara bırakarak, milletin, diniyle, imanıyla, Cumhuriyetin temel değerleriyle uğraştığını” ifade etti.
Sezer, “Demokrasi insan için en uygun, yaşanılası bir yönetim şeklidir. Demokrasinin olmazsa olmazı da laikliktir. Sadece 'laiklik' diyerek, sadece 'Atatürk' diyerek solculuk yapılamaz. Laikliği korumak için de Atatürk'ümüzü koruyup ona yakışır bir ülke inşa etmek için de ekonomiye, eğitim sorunlarına çözüm bulmamız gerekiyor” dedi.
Sorunlara çözüm üretemeyenlerin, söyleyecek sözü olmayanların, başörtüsü, din, iman, kültür üzerinden siyaset yaparak toplumu bölmeye çalıştıklarını öne süren Sezer, şöyle dedi:
“İnsanımızın başörtüsü, türban sorunu yok; sorunu sen yaratıyorsun... İnsanlarımızı, 'başını örten, örtmeyen, Alevi, Sünni, Türk, Kürt, Çerkez' diye bölmeye çalışıyorlar. Bu ülkede insanlarımızı 'Türk, Kürt' diye parçalara bölmeye çalışanlar bilsinler ki bizim yüreğimizi ikiye bölmeye çalışıyorlar. Biz, yüreğimizi ikiye böldürmeyiz.”
Sezer, DSP'nin, birliğin, bütünlüğün; inançlara saygılı laiklik anlayışıyla, Atatürk'ün yolunda, Ecevit'in ışığında, tertemiz ışıklı Atatürk Türkiye'sinin güvencesi olduğunu söyledi.
“Ülkenin parsel parsel satıldığını” ileri süren Sezer, “Ama unutmasınlar ki bizi satanı biz de satarız. Yüzde 47 oy alarak iktidar olmuş pir parti var. Bu, geçmişi ve geleceği karanlık parti eliyle Türkiye karanlığa sürüklenmeye çalışılıyor. Demokrasilerde, yönetilenler kadar, yönetenler de yasalara uymak zorundalar” dedi.
Zeki Sezer, “Bu millet, 20. yüzyılın başında yoktan var oldu. Apaydınlık bir Türkiye, çağdaş bir toplum, çağdaş bir demokrasi kurdu Atatürk'ün önderliğinde... Şimdi yeniden mücadele mi gerekiyor; hepimizi yok etmeden, bu Cumhuriyetimizi, laik demokrasimizi yok edemezler, edemeyecekler” diye konuştu.
MALİYE BAKANI UNAKITAN: DAVA TÜRK EKONOMİSİNE TAŞINMAZ YÜKLER GETİRİR
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili olarak bunların Türk ekonomisine zarar getireceğini, büyük yükler getireceğini, büyük, taşınmaz yükler getireceğini belirterek, “Çok yanlış işler” dedi.
Unakıtan, Türkiye'de birinci gündem maddesinin ekonomi olması gerektiğini, ekonominin istikrarının fevkalade önem taşıdığını söyledi.
Unakıtan, “Dünyada bugünlerde büyük suprime probleminden dolayı büyük çalkantılar yaşanıyor. AB, ABD, Uzakdoğu her tarafı etkiliyor. Bilhassa bu zamanlarda Türkiye'nin çok daha istikrarını koruyan, sürekli kalkınmasına devam etmesi gereken günler bu günler”dedi.
Ekonomik istikrarın her şeyden önce siyasi istikrar istediğini, siyasi konulardaki dalgalanmaların Türk ekonomisini menfi etki edeceğini ve bunun ekonomiye yükünün ağır olacağını kaydeden Unakıtan, şunları kaydetti:
“Bu yükü de yine bu millet çeker dolayısıyla bunlara Türkiye'nin çok dikkat etmesi lazım. Çünkü Türkiye kendi ayakları üstünde durması gereken ekonomisini güçlendirmesi gereken bir ülkedir. Bundan da sadece hükümet değil hepimiz sorumluyuz. Aynı geminin içerisindeyiz ve hepimiz sorumluyuz.
Dünkü açılan davayla ilgili olarak bunlar Türk ekonomisine zarar getirir. Büyük yükler getirir ve daha ilerisi taşınmaz yükler getirir. Bu bakımdan çok dikkatli olmamız lazım. Adımlarımızı atarken, çok dikkatli hareket etmemiz lazım. Çünkü başka Türkiye yok. Bunu gözümüz gibi korumamız lazım. Bütün Türk milleti de bu geminin içerisindedir. Millet olarak dikkat etmemiz lazım.”
TÜGİK BAŞKANI: DAVA, TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ AÇISINDAN BİZLERİ ENDİŞELENDİRDİ
Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Hazim Sesli, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının AK Parti aleyhine açmış olduğu kapatma davası, Türkiye'nin geleceği açısından bizleri endişelendirmiş, belirsizlik bulutlarının, ülkemiz üzerinde yeniden dolaşmaya başlamasına neden olmuştur” dedi.
Sesli, yaptığı açıklamada, “Türk ekonomisi işsizlik ve enflasyon rakamlarında artış ve büyüme rakamlarında yavaşlama ile karşı karşıya iken, gündemin ilk sırasına ekonominin yerleşmesi gerekirken, gündemin yine değiştiğini ve yeni kaoslara davetiye çıkaracak şekle dönüştüğünü” belirtti.
TÜRK-İŞ: KAPATMA DAVASI AKP’Yİ DAHA DA BÜYÜTÜR
TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu, AKP için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan kapatma davası ile ilgili olarak, “Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımızda parti kapatmaları ve siyaset yasaklarıyla hiç bir yere varılamadığı, aksine bu tür uygulamalarla baskı altına alınmak istenen siyasi görüşlerin ülkemiz siyasetinde daha da büyüyerek yer aldığını göstermiştir” açıklamasında bulundu.
KAMU-SEN: DAVA, HUKUK DEVLETİ İLKESİNDEN SAPMADAN BİR AN ÖNCE ÇÖZÜLMELİDİR
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın, AKP’nin kapatılması istemiyle açmış olduğu davanın, hukuk devleti ilkesinden sapmadan ve demokrasi kuralları ihlal edilmeden bir an önce çözülmesinden yana olduklarını ifade etti.
DP BAŞKANI: TÜRKİYE, ÖNEMLİ BİR SÜREÇLE KARŞI KARŞYA
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, AK Parti hakkındaki kapatma davasına karşı olduklarını belirterek, “Türkiye böyle meselelerle bir siyasal partinin kapatılmasına tahammül etmemelidir” dedi.
Türkiye'nin “yine önemli bir süreçle karşı karşıya olduğunu” ifade eden Soylu, “Türkiye'de periyodik olarak gerçekleşen bir demokrasi tutulması olayı yine büyük milletimizin ve güzel ülkemizin önüne gelmiştir” dedi.
ASO BAŞKANI: EKONOMİK KAZANIMLARINI RİSKE SOKACAK BİR OLAY
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, AK Parti hakkındaki kapatma davasını, “Türkiye'nin son yıllardaki ekonomik kazanımlarını, istikrarını son derece riske sokacak bir olay” olarak değerlendirdi.
Bu olayın piyasayı ve ekonomiyi etkileyeceğini belirten Özdebir, şunları kaydetti:
“Türkiye'nin son yıllardaki ekonomik kazanımlarını, istikrarını son derece riske sokacak bir olay. Cari açıktan dolayı çok ciddi bir kırılganlığımız var. Bunu ancak siyasi istikrar ile devam ettirebiliyorduk.
Eğer bir siyasi istikrarsızlık ortaya çıkarsa, devlet otoritesinde bir boşluk ortaya çıkarsa bu ekonomiyi ve Türkiye'nin itibarını son derece kötü etkileyecek bir olay olur. Ok yaydan çıkmıştır. Bu saatten sonra temennimiz, çok hızlı bir şekilde neticelendirilmesidir.”
TOBB BAŞKAN YARDIMCISI: PİYASALARIN VERECEĞİ TEPKİ İŞ ALEMİNİ ETKİLEYECEK
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili olarak, “Parti kapatmanın çözüm olmadığını düşünüyorum. Piyasaların buna vereceği tepki de iş alemini ciddi oranda etkileyecek” dedi.
EĞİTİM-BİR-SEN: AÇILAN DAVA, MİLLETİMİZİN İRADESİNE VE DEMOKRASİMİZE AYKIRIDIR
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili, “Açılan dava, milletimizin iradesine ve demokrasimize tamamen aykırıdır” dedi.
Gündoğdu, Eğitim-Bir-Sen Kocaeli Şube Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, insanların artık darbelerden ve parti kapatmalarından bıktığını belirterek, AK Parti hakkındaki kapatma davasını her şeyden önce “halka yapılan haksızlık” olarak gördüğünü söyledi.
ANAVATAN LİDERİ MUMCU: AKP OKSİJEN ÇADIRINA ALINDI
Mumcu, AKP hakkındaki kapatma davasını değerlendirirken, “Bu dava son zamanlarda zor soluk alan AKP’nin oksijen çadırına alınmasıdır" dedi. “AKP’ye demokrasi şimdi lazım oldu” diyen Mumcu, “Daha dün bizim hazine yardımı almamızı engelleyenlere demokrasi mücadelesinde desteğimizi esirgemeyeceğiz” diye konuştu.
SARIGÜL: PARTİ KAPATMAYI DOĞRU BULMUYORUM
Çanakkale Deniz Zaferi'nin 93'ncü yıldönümü nedeniyle Gelibolu Yarımadası'na 2500 öğrenci getiren İstanbul Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Şahitler Abidesi'nde yaptığı açıklamada, parti kapatmanın demokrasiye yara verdiğini söyledi.
Şehitler Abidesi önünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sarıgül, gazetecilerin “AKP'yle ilgili son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu yanıtladı. Herkesin anayasal düzene uymak zorunda olduğunu belirten Sarıgül, ancak parti kapatmanın hiçbir zaman sonuç vermediğini, kapatılan her partinin başka bir isimle, daha da güçlenerek geri geldiğini söyledi.
ŞANDIR: BU ÇAĞDA BÖYLE BİR DAVA AÇILMASINI ÜZÜNTÜYLE KARŞILIYORUZ
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili olarak “parti olarak bu çağda böyle bir dava açılmasını üzüntüyle karşılıyoruz” dedi.
Şandır, “bir yargı sürecinin başladığını, bu sürece ve sonuçlarına saygı gösterilmesi gerektiğini” bildirdi.
SAĞLIK BAKANI: HEYECANIMIZDAN HİÇBİR ŞEY KAYBETMEDEN İŞLERİMİZE DEVAM EDİYORUZ
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili olarak, “biz demokratik bir ülkede seçilmiş, göreve getirilmiş bir iktidar olarak, heyecanımızdan hiçbir şey kaybetmeden işlerimize devam ediyoruz” dedi.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI GÜNAY: TÜRKİYE'YE KARŞI ÇOK CİDDİ BİR SAYGISIZLIK
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın AK Parti hakkında kapatma davası açmasıyla ilgili “Sadece AK Parti'ye karşı bir haksızlık değil, bence Türkiye'ye karşı da çok ciddi bir saygısızlıktır” dedi.
Günay, AK Parti'nin bundan 7 ay önce yapılan seçimde Türk halkının yaklaşık yüzde 50'sinin desteğini aldığını belirterek şunları söyledi:
“Türkiye, bundan önceki dönemde ve bu dönemde Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidarında 20'yi aşkın dönem boyunca istikrarlı bir kalkınma süreci içindedir. Ekonomik göstergeler, siyasal, toplumsal göstergeler her şey Türkiye'de iyiye ve ileriye gidildiğini göstermektedir. Ama öyle anlıyorum ve üzülüyorum ki Türkiye'nin iyiye gitmesini ve ileriye gitmesini istemeyen çevreler çok önemli yerlere sızmışlar. Türkiye bununla hesaplaşacaktır, meraklanmayın. Türkiye demokrasisi bu tuzağı aşmayı başaracaktır. Halka güveniyoruz. Hakka güveniyoruz.”
ÇAĞLAYAN: MİLLETİN YAŞATMIŞ OLDUĞU PARTİLERİ MİLLET KAPATIR
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan burada yaptığı konuşmada, siyasi istikrar ve ekonomik istikrarın birbiriyle olan bağlantısına dikkat çekerek, "dün yapılan müdahalenin sadece siyasi otoriteye yapılmış bir müdahale olmadığını, aynı zamanda ekonomiye, istikrara, üretime, ihracat, yatırım ve işsizliğe yapılan bir müdahale olduğunu" söyledi. Çağlayan, hayatında 5 işçi çalıştırmamış, 5 işçinin sigorta primini ödeme zorluğu yaşamamış, günü geldiğinde vergi ödeme düşüncesi ile dertlenmemiş insanların, bu sıkıntıları anlayamayacağını çok iyi bildiğini ifade etti. “Biz Sayın Başbakan'ın dediği gibi, dertliyiz, dertlilerdeniz” diyen Çağlayan, “Bizim derdimiz, Türkiye'nin büyümesidir, istihdamın artmasıdır, ülkemizin zenginleşmesidir. İşsizliğin azalmasıdır. Ne olursa olsun, ne yapılırsa yapılsın, en büyük hakim millettir. Milletin yaşatmış olduğu partileri ancak millet kapatır” değerlendirmesi yaptı.
EROĞLU: ”BİZ GÜCÜMÜZÜ MİLLETTEN ALIYORUZ
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da, Türkiye’nin son 6 yılda nereden nereye geldiğinin ortada olduğunu, büyük hedefleri olan milletlerin yükseleceğini belirterek, "Meclis'te ne yazıyor? 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazıyor. Biz gücümüzü milletten alıyoruz. Ben insanları dörde ayırıyorum. Birincisi tükettiğinden çok üreten insan, bunlar faydalı insanlardır. İkincisi tükettiği kadar üreten ya da ürettiği kadar tüketen insan, bunun fazla bir faydası yok. Üçüncüsü çok az üretiyor, çok fazla tüketiyor. Bu insana ‘asalak’ diyoruz. Şimdi yeni bir insan türü icat ediyorum. Hiçbir şey üretmeyip de memleketin önüne engeller koyan insana da bir tarif yapıyorum; ‘muzur insan’... Bundan neyi kastettiğimi herkes anladı” diye konuştu.
BAKAN GÜLER: ”BİZ SESSİZ, SAKİN BİR ŞEKİLDE ÇALIŞIYORUZ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ise, enerji yatırımlarına ilişkin bilgi verdiği konuşmasında, kapatma davasına ilişkin “Biz sessiz, sakin bir şekilde çalışıyoruz. İşimize bakıyoruz. Çünkü Türkiye'de memleketi düşünenlerle düşünmeyenlerin bir mücadelesi var” değerlendirmesi yaptı.
ÖZAK: “GERÇEK ATATÜRKÇÜ BİZİZ”
Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak da, Atatürkçülük konusuna değineceğini belirterek, TBMM'de Atatürk'ün “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesinin yer aldığını ve buna sahip çıkacaklarını kaydederek, gerçek Atatürkçülüğün, işini çok iyi yapmakla, ihracatı, GSMH'yı, kişi başına düşen geliri artırmakla, yolsuzluk ve yoksulluğun önlenmesiyle sağlanacağını söyledi. Özak, evlere doğal gazı ulaştırmanın, duble yollar fikrine insanları alıştırmanın, sivil havacılığı yaygınlaştırmanın gerçek çağdaşlık, Kafkaslarda ve Balkanlardaki eserlere, vakıflara sahip çıkmanın gerçek milliyetçilik olduğunu vurgulayarak, “Gerçek Atatürkçü biziz. Bu vehimden, paranoyadan, akıl tutulmalarından ve niyet tutulmalarından artık kurtulmamız lazım. Bunları toplumumuz artık anlamıştır” dedi.
İTO: ”ÜLKEYİ İSTİKRARSIZLIĞA GÖTÜRMEYE KİMSENİN HAKKI YOK
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, AKP’nin kapatılması davasını değerlendirirken, Türkiye'de puslu bir hava oluşturduğunu ve Türkiye ekonomisini çok ciddi anlamda derinden etkileneceğini ifade etti. Yalçıntaş, “Küresel dalgalanmanın Türkiye'de nasıl hissedileceğini konuşuyoruz. Bu zor ortamda, Türkiye'yi istikrara götürmek sadece siyasi partilerin değil, başta kamu görevi yapan tüm kanaat önderlerinin üzerinde büyük bir ciddiyetle düşünmesi gereken bir süreçtir” diye konuştu. Yalçındaş, Türkiye'nin laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu ve bunun tüm Türk milleti tarafından benimsendiğini, Türkiye'de demokrasi adına atılan adımları başka şekilde değerlendirerek ülkeyi istikrarsızlığa götürmeye de hiç kimsenin hakkı olmadığı söyledi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı ise, “Görünmez bir elin” Türkiye'ye girerek bir akıl tutulması yarattığını, bu akıl tutulmasına, bu akıl dışı duruma sivil toplumun, odaların, baroların, hatta siyasi partilerin gerekli tepkiyi göstereceğine inandığını kaydetti.