Şimdi barış zamanı

Güncelleme Tarihi:

Şimdi barış zamanı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2000 00:00

Haberin Devamı

Pazar günü Hacı Hüsrevlilerle Hacı Ahmet Mahallesi sakinleri arasında çıkan kavgadan sonraki iki gün olaysız geçti. Polisin iki mahalleyi birbirinden ayıran alanda aldığı önlem yeni olayların çıkmasını engelledi. Kavganın sebebi ise iki farklı kültürde yaşayan insanların yıllardır biriktirdiği öfke.

Kasımpaşa'ya bağlı Hacı Hüsrev Mahallesi ile Hacı Ahmet Mahallesi sakinleri arasındaki kavga şimdilik yatıştı. Geçtiğimiz pazar günü çıkan kavga sırasında iki mahalle birbirine girmiş ve Mehmet Arslan adlı genç, silahla elinden yaralanmıştı.

Pazar gecesi iki mahalle muhtarı, Beyoğlu Emniyet Müdürü ve her iki mahallede yaşayan beşer aile biraraya gelerek sorunların çözümü için toplantı yaptı. Karşılıklı kışkırtmalara son verilmesi, kışkırtıcıların saptanması ve teşhir edilmesi, gençlerin barıştırılması kararı alındı. Karar etkisini gösterdi ve önceki gün ve dün olaysız geçti. Çevik kuvvet ekiplerinin de iki mahalleyi birbirinden ayıran alanda tedbir alması yeni olayların çıkmasını önledi.

1993'e kadar gidiyor

Her iki mahallede yaşayanlar, bu olayın ilk olmadığını ve son da olmayacağına inanıyaor. Çatışmanın geçmişi 1993'e kadar uzanıyor. Güneydoğu Anadolu'da köylerin boşaltılmasından sonra çok sayıda Mardinli ve Diyarbakırlı, bu civara göç etmiş. Güneydoğuluların çoğu Mardin'in Midyat ilçesinden gelen ailelerden oluşuyor. Diyarbakırlılar ise Hacı Ahmet Mahallesi'nin üst tarafına ve Tarlabaşı ve çevresine yerleşmiş.

Hacı Hüsrev Mahallesi de İstanbul'un en eski Roman yerleşimlerinden biri. Romanların buraya yerleştirilmesinin geçmişi 300 yıl öncesine kadar uzanıyor.

Göçten önce Hacı Ahmet'teki Roman nüfusu daha kalabalıkmış ama yerlerini yeni gelenlere satıp ya da kiralayıp Hacı Hüsrev'e ricat etmişler. Kendi deyimleriyle ‘‘köklü İstanbullu’’ olan Hacı Hüsrevliler ile yeni ‘‘muhacirler’’ arasında beş yıl önce ufak tefek sürtüşmeler yaşanmış, karakolluk olmuşlar.

Darbukaya karşı

Gece hayatını seven Romanlar, sokakları evlerinin bir uzantısı olarak kullanıyor. Akşam iş dönüşlerinde kapıların önüne masalar atılıyor, teypler açılıyor, rakılar içiliyor. Mardinliler ise çok daha içe kapanık yaşıyor.

Yaz geceleri kadınlı erkekli sereserpe oturan Romanlarla, geleneksel yaşamlarını sürdüren Mardinliler arasında bir kültür çatışması yaşanıyor. Hacı Ahmet'te yaşayan Romanlar'ın Hacı Ahmet'ten çekilmesini etkileyen en önemli faktörlerden biri darbukaların sesine ve sokaktaki yaşamlarına müdahale edilmesi.

Mardinliler de kendilerini haklı görüyor. Çünkü Romanlar'a oranla daha ağır işlerde çalışıyorlar. Akşam geç vakit eve geliyor ve bir an önce yatıp dinlenmek istiyorlar. Gecenin üçünde, bir darbuka ve keman sesiyle ya da hararetli bir tartışmanın gürültüsüyle uyandıklarında isyan ediyorlar. İki mahalle arasındaki bölünmenin başlangıcı yorgun Mardinli'nin gece uykusunun bölünmesiyle başlıyor. Zaman içinde saflaşma artıyor.

Vadiyle ayrılmış

İki mahalleyi eski Kurtuluş Deresi'nin yardığı bir vadi tam ortadan ayırıyor. Vadinin ortasında, dere yatağının doldurulmasıyla kazanılan alanda spor tesisleri ve parklar var. Buranın hakimiyeti zamanla Mardinliler'in eline geçiyor, top oynayan çocuklar arasındaki sürtüşmelere bazen aileler de karışıyor.

Hacı Ahmetliler, karşı mahallenin gençlerinin asker uğurlama törenleri sırasında araç konvoylarıyla sokak aralarından geçerken, ‘‘Yaşasın Türkiye’’, ‘‘Kahrolsun PKK’’ ve ‘‘Ya sev ya terket’’ gibi sloganlar attıklarını ve turlarını gece yarılarına kadar sürdürdüklerini söylüyor.

Önceki hafta yapılan Diyarbakırspor-Konyaspor maçı Diyarbakır'ın zaferiyle sonuçlandıktan sonra spor alanında şölen yapılıyor. Oradan geçen bir Hacı Hüsrevli'nin arabası taşlanıyor ve ipler tamamen kopuyor.

Kışkırtıcılar uğraşıyor

Pazar sabahı, Kasımpaşa Karakol amiri tarafları bir kahvede toplayarak barıştırıyor. Ama öğleden sonra bir grup ellerinde Türk bayraklarıyla sloganlar atarak Hacı Ahmet Mahallesi'ne doğru harekete geçince kavga başlıyor. Kadınların da karıştığı kavga sokak içlerine doğru yayılırken önce Beyoğlu Ekipler Amirliği, sonra çevik kuvvet olaylara müdahale ediyor.

Aynı günün gecesinde Beyoğlu Emniyet Müdürü, başkanlığında bir toplantı yapılmış. Bu toplantıdan da barış kararı çıkmış ama biz dün ve önceki gün olaylı mahallelere gittiğimizde fısıltı gazetesini kullanan kışkırtıcıların hareket halinde olduklarını gördük. ‘‘Mardinliler Keleşlerle Hacı Hüsrev'i basacak’’, ‘‘Romanlar, ülkücülerle birlikte yeni bir saldırı hazırlığı yapıyor’’ yollu dedikodular semtte gırla gidiyor.

HACI HÜSREV

ÖNCEKİ gün akşam üzeri, önce Hacı Ahmet'e oradan da Hacı Hüsrev'e geçtik. İki mahalleyi birbirinden ayıran vadinin başında bulunan üç yüz yıllık bir ahşap evin bahçesinde, kadınlar, çocuklar ve erkekler oturmuş, Hacı Hüsrev'in geleneksel akşam sefası başlamıştı. Erkeklerin masasında buzlu rakıların üzerinden buharlar çıkıyordu.

Ailesinin buraya yüzyıllar öncesinde yerleştiğini söyleyen taksici Hızır Türkmen, ‘‘Bizim karşı tarafla bir meselemiz yok ki. Sular kesildiği zaman ben kuyumu açıp bütün Mardinliler'e su dağıttım. Onlar ben burada rakı içerken, çiğ köfteler gönderirdi’’ dedi.

Komşusu boyacı badanacı Selahattin Öz boya lekeleriyle rengarenk olmuş mavi iş tulumuyla oturmuş, akşamın keyfini çıkarıyor. ‘‘Bu tarafa ülkücü diyorlar. Yalan. Tüm İstanbul'da duvarlarına yazı yazılmayan tek yer Hacı Hüsrev'dir. Buradan her türlü adam çıkar ama siyasetçi asla çıkmaz’’ diyor.

Oradan ayrıldık, kapıların önünde oturan ve çekirdek çıtlatan bir grup kadınla karşılaştık. Yaşlı bir Hacı Hüsrevli hanım, semtlerinin ‘‘doğuştan Ecevitçi’’ olduğunu söyledi ve yakındı: ‘‘Futbolda bile bölünme oldu. Karşı taraf Galatasaraylı, bu taraf Fenerbahçeli oldu.’’

HACI HÜSREV MUHTARI

Önyargıları yıkalım

Hacı Hüsrev Mahallesi Muhtarı Ali Gergin, bazı kişilerin ateşe benzinle gittiklerini söyledi. Polisin olaya anında müdahele etmesiyle bir katliamın önlendiğini belirten muhtar, ‘‘Hepimiz buraya bir yerlerden geldik. Burada yaşayan herkes semtin sahibidir. Kürt, Türk, Roman ayrımı saçmadır’’ dedi. İstanbul'un göbeğinde bölgecilik yapmanın saçma olduğunu söyleyen Gergin, Doğulular'ın Romanlara, Romanların Doğulular'a önyargılı bakmaması gerektiğini söyledi. Gergin, ‘‘Şimdi en önemli sorun bu önyargıları parçalamaktır. Burada herkes kardeştir. Olayın büyümesi için çaba sarfeden kışkırtıcılar ve şer güçleri ise kalleştir’’ dedi.

HACI AHMET

İşsizlik sıkıntısı

HACI Ahmet'e girdiğimizde ikindinin rehavetiyle gölgeli sokaklara atılmış sandalyelerde oturan, sıkıntıyla dolaşan çok sayıda genç gördük. Polis panzerlerinin ve Çevik Kuvvet ekiplerinin otobüslerinin hemen ilerisindeki sokaklarda yüzlerce çocuk oynuyor. Çok çocuklu Mardinli aileler, işsiz ve yoksul. Gençler en çok, karşı tarafın mahallelerine saldırdıklarında Türk bayrakları sallamalarından alınmış gözüküyor.

‘‘Bizi potansiyel suçlu ve terörist olarak görüyorlar. Bu durum, çıkarları zedelenenlerin de işine geliyor’’ diyen bir bakkal, mahallenin sokaklarında uyuşturucu satılmasını engelledikleri için bu çatışmanın hazırlandığını söylüyor. Gece yarısı, kapkaçtan ya da yankesicilik operasyonundan dönenlerin mahallede mal paylaşımından kavgalar çıkardıklarını söyleyen bir başka genç, kendilerinin de bu olaylara müdahale etmek zorunda kaldıklarını öne sürüyor. ‘‘Ya sev ya terket diyorlar, Mardin'de köylerimizden olduk ve buraya geldik burayı da terkedip nereye gideceğiz’’ diyor bir yaşlı adam.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!