Güncelleme Tarihi:
Silivri Kent Konseyi’nin gündeminde ilçede yapılması planlanan F tipi cezaevi var. Siyasi partilerin ilçe başkanlarından muhtarlara, meslek odalarından sivil toplum kuruluşlarına kadar her oluşumun temsilcilerinin katıldığı kent konseyi son toplantısında Alipaşa Muhtarlığı sınırları içinde bin dönüm arazi üzerinde kurulması planlanan cezaevini tartıştı.
Tüm siyasi partilerin ilçe teşkilatlarının aynı konu üzerinde uzlaştığını görmek neredeyse bir rüya. Ancak Silivri’de tüm siyasi partilerin ilçe başkanlarından muhtarlara, meslek odalarından sivil toplum kuruluşu temsilcilerine kadar herkes aynı fikirde birleşiyor; 'Silivri’de bir cezaevi yapılmasını istemiyoruz!'
Silivri’de son bir yıldır konuşulan ancak özellikle son bir aydır yüksek sesle dile getirilen F tipi cezaevi yapılacağı söylentisi ilçede yoğun biçimde tartışılıyor. Yaklaşık bir yıl önce kapalı kapılar arkasında ve bürokratlar arasında konuşulan, daha sonra dışarıya taşan söylentilere göre İstanbul çevresinde yapılmak istenen beş F tipi cezaevinden biri Alipaşa Muhtarlığı sınırları içinde kalan arazide yapılacaktı. Arazi ise eski maliye bakanlarından Ziya Müezzinoğlu’nun kardeşi Hikmet Müezzinoğlu’na ait bir aile şirketi olan Sultançiftliği Tarım Sanayi AO’ya ait. Şirket ortakları Hikmet Bey’in ölümünden sonra yönetim konusunda anlaşmazlığa düşmüş. Mahkeme süresince kayyumlar tarafından yönetilen şirketin denetiminde olan arazi 800 dönüm. F tipi cezaevi yapılacağı duyumları alınan arazinin 400 dönümü ise Hazine’nin.
Nasıl tespit edildi?
Silivri’de bir cezaevi yapılacağı ve arazinin belirlendiğini söylemek için Kent Konseyi üyelerine göre yeterli delil var. İlk delil Silivri Belediye Başkanı Selami Değirmenci tarafından aktarılıyor. Değirmenci bir yıl önce Adalet Bakanlığı tarafından belediyeye 'Cezaevi yapımı için imar planlarınızda uygun yer var mı?' diye sorulduğunu söylüyor. Gerçi bu soruya, 'Yok,' cevabı verilmiş ama bu yeterli olmamış. İkinci delil ise bir yıldır toplanamayan Kıymet Tespit Komisyonu’nun Adalet Bakanlığı’nın isteği üzerine toplanması. Komisyon, bir üyesinin geçtiğimiz yıl vefat etmesi nedeniyle toplanamazken yeni bir üye atanarak toplanması sağlanmış. 15 gün önce toplanan komisyon birinci derece tarım arazisi olan tarla için metrekaresine 4 milyon 250 bin lira değer biçmiş. Silivrililer benzer özellikteki arazilerin fiyatının 2-2.5 milyon lira arasında olduğunu ve devletin bu yolla zarara uğratıldığı düşünüyor.
Kent Konseyi istemiyor
Silivri’ye bir cezaevi yapılmasına karşı çıkılmasının asıl nedeni ise böyle bir yapının ilçenin sosyal durumunda meydana getireceği değişiklik! Kent Konseyi üyesi ve Trakya Ekspres Gazetesi'nin Yayın Yönetmeni Yavuz Kaynarca Silivrililere sormadan merkezi olarak böyle bir karar alınmasını anlaşılır bulmuyor. Kaynarca'nın gazetesinin gündeminde de F tipi cezaevi var. Kent Konseyi Genel Sekreteri Nursel Erel, alt komisyonun saptadığı protesto yöntemlerini şöyle sıralıyor: ‘‘Öncelikle bir Adalet Bakanı ile görüşeceğiz. Komisyonumuzun hazırladığı protesto metnini Kent Konseyi üyelerinin imzalarına açacağız ve bu metni de bakanlığa göndereceğiz. Bundan sonra ise Tüm Silivrililerin katılacağı büyük bir yürüyüş düzenleyeceğiz.’’
Konseyler bağımsız
1991’de Süleyman Demirel’in başbakanlığı döneminde Rio De Janeiro’da düzenlenen Çevre Zivresi'nde imzaladığı uluslararası anlaşma çerçevesinde Türkiye'de kent konseyleri kuruluyor. İstanbul'da sadece Silivri'de olmasına karşın Türkiye'nin pek çok kentinde kent konseyleri oluşturulmuş durumda. Kent konseyleri merkezi idareden bağımsız olarak kuruluyor. İl ya da ilçe sınırları içindeki tüm kamu kurum temsilcileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, işadamları, esnaf temsilcisi, banka müdürleri, Yerel gündem 21 çalışma grupları temsilcileri, okul müdürleri, belediye temsilcisi kent konseyinin üyeleri.
Kent konseyinin yazılı tüzüğü ve kuralları yok, protokol kuralları da uygulanmıyor. Klassis Otel’in salonunu açtığı toplantıda o bildiğimiz protokol kurallarının hiçbiri uygulanmadı. Herkes bulduğu yere oturdu, söz sırası da en yetkiliden en yetkisize doğru gitmedi. Herkes söz isteme sırasına göre görüşünü bildirdi. Sıralama nasıl olursa olsun Silivri'de herkes aynı düşüncede: 'Cezaevi istemiyoruz!'
Silivri Kent Konseyi Genel Sekreteri Nursel Erel ve konseyden Yavuz Kaynarca, Refik Bek, Metin Gürsu ve Belediye Başkan Yardımcısı Özcan Işıklar belirlenecek bir komitenin önce Adalet Bakanı ile görüşmek üzere Ankara'ya gideceklerini daha sonra da Silivri'de büyük bir yürüyüş düzenleneceğini söylüyorlar. l Fotoğraf: İlhami YILDIRIM
Alipaşa Muhtarı Metin Gürsu
Bu cezaevi Silivri’nin çok yakınında ve benim sınırlarım içinde. Müezzinoğlu arazisi ve hazine arazisini kapsıyor. Bu arazi tarım arazisi. Bu yılda yaklaşık 500 ton buğday, 3 milyon ton soğan, domates demektir. Alipaşa olarak biz bu araziye cezaevi değil de üniversite, turizme açık tesis isterdik. Cezaevinin kesinlikle karşısındayız ve kesinlikle yapılmasını istemiyoruz. Cezaevi böyle bir bölgede asla düşünülemeyecek bir şey. Yazlıkçıların sürekli geldiği, depremden sonra sürekli oturulan bir bölgedir burası. Burada 20-30 bin insanın huzursuz olması söz konusu. Cezaevi ile birlikte burada başka bir yaşam tarzı gelişecek. Sadece benim bölgeme değil, umarım hiçbir yerleşim bölgesine böyle bir şey olmaz.
Silivri nasıl ünlü oldu?
Silivri Belediye Başkanı Selami Değirmenci ise ilçenin son yıllarda gündeme geliş biçiminin rahatsız edici, cezaevinin ise bardağı taşıran damla olduğunu söylüyor: ‘‘1.5 yıldır Silivri ne yazık ki uyuşturucu satıcılarının deposu olarak anılmaya başlandı. Yine son dönemde fuhuş merkezleriyle ilgili haberlerde de Silivri’nin adı geçiyor. Şimdi de F tipi cezaeviyle anılacak Silivri. Suçlu yakınlarının bölgeyi işgalinin hiçbirimize huzur vermeyeceği inancındayım. Çok ünlü suçlularımızın yakınlarının burada konuşlanacağı bir gerçek. Bu kişilerin çocuklarımızı, gençlerimizi rahat bırakacağını sanmıyorum, en azından bizi huzursuz edecekler.’’