Güncelleme Tarihi:
Komisyon Başkanı ve üyeleri, yerleşkeden ayrılırken gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Komisyon Başkanı Murat Yıldırım, Silivri Ceza İnfaz Kurumlarını incelediklerini ve çalışmalarını tamamladıklarını ifade ederek, tutuklu ve hükümlülerden idari ve yargı yönünde sorular geldiğini anlattı.
Yerleşkede davanın sürdüğünü anımsatan Yıldırım, sıcak su ve telefon problemleriyle ortak alanlarda bulunan kameralara yönelik şikayetlerin dile getirildiğini söyledi.
Ortak alanlarda kamera ile alınan görüntülerin 3 ay içinde kendini imha ettiğini öğrendiklerini belirten Yıldırım, bunun da L tipi bütün ceza evlerinde proje gereği yapıldığını kaydetti.
Yıldırım, herhangi bir kriter gözetmeden koğuşlara girdiklerini, tutuklu ve hükümlülerle görüştüklerini ifade ederek, inceleme sonunda hazırlayacakları raporu üst komisyona sunacaklarını bildirdi.
Bir gazetecinin, “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklananlarla da görüştünüz mü?” sorusu üzerine Yıldırım, uyuşturucu, cinayet, kapkaç, terör örgütü suçlularının yanı sıra “Ergenekon” soruşturması tutuklularıyla da görüştüklerini belirtti.
Yıldırım “Bunlar, hükümlü ve tutukluların bir arada bulunmasından kaynaklanan sorunları belirttiler” dedi.
“Ergenekon” soruşturması kapsamındaki tutukluların yargıyla ilgili talepleri olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Yargıyla ilgili taleplerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) iletmelerini söyledik” dedi.
“ERGENEKON'DAN TUTUKLANANLAR ADALETİN GECİKTİĞİNİ SAVUNDULAR”
Komisyonun CHP'li üyesi Malik Ecder Özdemir, bazı mahkumların ceza evinin fiziki koşullarından şikayet ettiğini vurgulayarak, “Ama 'Ergenekon' iddiasıyla tutuklananlar Türkiye'de adaletin çalışmadığını, 5-6 aydır neyle suçlandıklarını bilmedikleri halde tutuklu olduklarını, Türkiye'de adaletin geciktiğini savundular” diye konuştu.
“Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Tuncay Özkan'ın ve diğerlerinin kamerayla ilgili şikayeti olduğunu aktaran Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tuncay Özkan'ın kamerayla ilgili şikayeti şu; 'Yaşamın mahremiyeti yok ediliyor. Banyo tuvalet alanı bile kaydediliyor.' Bunların ne zaman kim tarafından denetleneceği, kim tarafından başkalarına servis edileceği konusundaki endişelerini dile getirdiler. 'Ergenekon' soruşturmasından tutuklu olanların hepsi infial halinde cezaevinin fiziki mekanları, yemeğin kalitesi, sıcak suyun az ya da çokluğundan öte, insan hakkı ihlalleriyle ilgili endişeleri var. Adaletin geciktiğinden şikayetleri var.”
Özdemir, ziyaretleri sırasında Tuncay Özkan ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in kendilerine hayatlarında bir defa bile karakola gitmediklerini, neyle suçlandıklarını bilmediklerini dile getirdiklerinin anlatarak, Özbek'in '20 yıllık sendikacılık yaşamım boyunca bir çok kez Başbakanı eleştirdik, ama hiç böyle olmadı. Tek suçum Tayyip Erdoğan'ı eleştirmektir” dediğini aktardı.
“Ergenekon” soruşturması tutuklularından Ali Özoğlu'nun da PKK ve Ermeni terörüyle ilgili kitap yazdığını, niçin yattığını bilmediğini söylediğini ileten Özdemir, Özoğlu'nun “Toplum susturulmaya çalışılıyor. CHP Genel Başkanı Baykal'a teşekkür ediyorum. Bizimle burada dik duruşumuzu sağlıyor” şeklinde sözler sarf ettiğini aktardı.
İncelemeleri sırasında öğleden önce aynı koğuşta kalan Gürbüz Çapan, Tuncay Özkan ve Adil Serdar Saçan ile daha sonra Kemal Aydın, Ali Özoğlu ve Mustafa Özbek ile görüştüklerini ifade eden Özdemir, 15-20 koğuşu gezdiklerini, her suçtan tutuklu ve hükümlüyle görüştüklerini bildirdi.
Özdemir, Tuncay Özkan'ın kendilerine “Savcı 3-4 bin sayfa iddianame hazırlıyor. Biz burada kara kalem kağıtla cevap vermeye çalışıyoruz. Haftada bir avukatımız ya da yakınımızla görüşme hakkımız var. Bu kadar iddiaya karşı savunma hakkımızı kullanamıyoruz. Hakkımızda çıkan haberleri yalanlama şansımız da yok” dediğini de aktardı.
Tuncay Özkan'ın Metris Cezaevi'nde 17 gün boyunca tek başına tecrit edildiğini ifade ettiğini de belirten Özdemir, “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklu bulunanların hepsinin savunma hakkının elinden alındığını ileri sürdüğünü söyledi.
Özdemir, “Biz insan haklarını inceleyen bir komisyonuz. Burada sadece koğuşun temizliğini, sıcak suyun kalitesini ya da zamanını konuşmayacağız. En büyük hak olan savunma hakkı insanların elinden alınmış durumda” diye konuştu.