Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2004 00:00
Ä°stanbul’da 1590 yılında büyük bir bürokratik yolsuzluk yaÅŸanmış, üst düzey bazı kátiplerin, mürekkebi daha sonra silinen sahte fermanlarla hazineyi büyük miktarda dolandırdıkları tespit edilmiÅŸti.Sahtekárlık, yapanlara pahalıya mál oldu. Ä°ki kátip idam edildi, altısının saÄŸ elleri kesildi ve yedisi de donanmada yıllarca kürek çekme cezasına çarptırıldılar.Osmanlı döneminde devlet kayıtlarına büyük önem verildiÄŸi için, bu kayıtları tutan kátipler, yani memurlar da çok dikkatli seçilirdi. Büyük itibar sahibi olan kátiplerin bir kısmı önemli miktarda gelirlere sahip olmalarına raÄŸmen, daha fazla kazanmak için usulsüzlüklere karışırlardı.O dönemde bürokrasinin karşılığı ‘kalemiye’ idi. Merkez ve taÅŸra bürokrasisinde sınırlı sayıda kátip çalıştığı ve kátiplerin maaÅŸları da yüksek olduÄŸu için, memurluk birçok kiÅŸinin imrenerek baktığı bir meslekti.1590’da kátiplerin büyük bir suç ÅŸebekesi kurdukları ortaya çıkarıldı. Sahte evrak hazırlayan kátipler iÅŸi o kadar ileri götürmüşlerdi ki, belgelerde silinen mürekkep kullanmışlardı ama yakalandıklarında cezaları ağır oldu ve kimisi canını, kimisi de elini kaybetti. Sahtekárlıkların önüne geçmek isteyen yetkililer kontrol mekanizmasını geniÅŸleterek kırtasiyeciliÄŸi artırdılar.O sene yapılan teftiÅŸte büyük bir suç ÅŸebekesi ortaya çıkartıldı. Divan-ı Hümayun tarafından verilmiÅŸ bir emir olmamasına raÄŸmen bazı kiÅŸilere ellerinde bulunan belgelere göre timar, yani maaÅŸ karşılığı tahsis edilmiÅŸ arazi gelirleri ödeniyordu. Bu durum kátiplerin başı olan reisülküttaba sorulduÄŸunda, emirlerin kendi dairesinden çıkmadığı cevabı alındı.Veziriazam Sinan PaÅŸa, hadiseyi araÅŸtırdı. Bir kátip, olup bitenleri anlatınca her ÅŸey çorap söküğü gibi ortaya çıktı. Kátiplerin bir kısmı, 15 yıldan fazla bir süredir kendi aralarında sahte evrak tanzim ediyorlardı. Veziriazam usulsüzlük yapan kátiplerden dokuzunu hapsettirdi. Durumu zamanın hükümdarı Üçüncü Murad’a arz ettiÄŸinde, sultan ‘Sahtekárlık yaptıkları tespit edilenlerin hepsi hapsolsun, vaziyeti iyice araÅŸtırasın. EÄŸer olup bitenleri araÅŸtırmazsan ekmeÄŸim sana haram olsun’ diyen bir emir gönderdi.Sadrazam Sinan PaÅŸa’nın baÅŸkanlığındaki Divan-ı Hümayun’da vezirler ve kazaskerler kátipleri sorguladılar ve kátiplerden 15’inin sahte berat, yani göreve tayin emri yazdıkları anlaşıldı. Ayrıca kátipler Ä°ran seferleri için yani ordu komutanına gönderilen tuÄŸrası çekilmiÅŸ boÅŸ ferman kağıtlarını ele geçirerek istedikleri gibi sahte evrak hazırlamışlardı. Ãœstelik daha da ilginç bir hile yapmışlar, yazıldıktan bir süre sonra silinen mürekkep bile kullanarak, geride delil bırakmamaya çalışmışlardı.Bu iÅŸ için epey uÄŸraÅŸmışlardı. Ferman yazılacak káğıda iláç süren kátipler, daha sonra özel olarak yaptırdıkları mürekkeple Divan-ı Hümayun’dan gelen emri kaleme alıyorlardı. Ferman, tuÄŸrası çekilmek üzere niÅŸancıya, yani Osmanlı bürokrasisinin en tepesindeki yetkiliye gönderiliyor, devletten gelen bir emir olduÄŸu için, niÅŸancı evrakın üzerine tuÄŸra çekiyordu. Fermanı alan kátipler, hemen bir sünger ile mürekkebi siliyorlardı. EÄŸer yazının tamamı silinmezse, rakı sabunu kullanılıyor ve tuÄŸrası çekilmiÅŸ boÅŸ fermana istediklerini yazıyorlardı. Kátiplerin evlerinde ve iÅŸyerlerinde yapılan aramada yüzlerce sahte belge ele geçirildi.Sahtekárlık, yapanlara pahalıya mál oldu. Ä°ki kátip idam edildi, altısının saÄŸ elleri kesildi ve yedisi de donanmada yıllarca kürek çekme cezasına çarptırıldılar.Bürokrasi, bu olaydan sonra sahtekárlığı azaltmak için yeni usuller geliÅŸtirdi. Hangi yazının hangi kátibe ait olduÄŸunun belirlenmesi için, memurlar emir müsveddelerinin yanına paraf atmaya baÅŸladılar. BaÅŸka kontrol mekanizmaları da geniÅŸletildi ama bu durum kırtasiyeciliÄŸi artırdı.Â
button