Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2011 00:00
Uzun deniz yolculuğu yapabilecek, 200 metreye kadar yüzebilen, vücut ağırlığının üçte biri kadar yükü kaldırabilen, günün her saatinde çalışabilen, iyi derecede İngilizce konuşabilen ve yazabilen biriyseniz üzerine mümkünse deneyimli bir yazar veya fotoğrafçıysanız Şili’de muhteşem bir çevre macerası sizi bekliyor
Biz görmesek de denizler, okyanuslar çok kirli. Okyanuslardaki akıntılar denizlere atılan çöpleri beş ayrı alanda topluyor: Kuzey Pasifik, Güney Pasifik, Kuzey Atlantik, Güney Atlantik ve Hint Okyanusu’nun yaklaşık ortalarında büyük daireler çizdiğinizi düşünün işte buralar atıkları biriktiriyor. 5 Gyres (5 Halka) da adını buradan alan önemli bir çevre örgütü. Sürekli araştırmalar yaparak plastik atıkların yarattığı kirliliğe karşı savaşıyorlar.
Örgütün, ‘Sea Dragon-Deniz Ejderhası’ isimli bir projesi var. Proje, Güney Amerika’nın alt ucunda yer alan Beagle Kanalı’ndan demir alarak başlayacak. 14 Mart’ta Şili’nin Valdivia şehrinde noktalanacak. Ev aletleri markası Electrolux ise projeye ‘Denizden Süpürge’ sloganıyla destek veriyor. İşaret edilen özelliklere sahip kişiler arıyorlar. Ama bu öyle zevkine çıkılan bir macera değil. Denizden plastik toplayan bir çevre kuruluşunun gemisinde görev alıp bunu da seyir defteri gibi yazacak ‘Denizden Süpürge Projesi Elçisi’ olacaksınız. Topladığınız plastikler de Electrolux’un geri dönüştürülmüş plastikten yapılan süpürgelerinde kullanılacak. Sefer 3 Mart’ta.
Electrolux Türkiye Pazarlama Müdürü Pınar Kip, dünyada plastik kirliliğinin çok ciddi boyutlarda olduğuna dikkat çekiyor: “Plastik atıkların büyük bölümü denizlerde. Plastik aslında çok faydalı bir materyal. Şirketimizin bir çevresel hırsı da var. Şu anda belli ürünlerimizin yüzde 70’inde geri dönüşümlü plastik kullanılıyor. Düzenli bir döngü oluşursa bunu yüzde 100’e çıkarmak istiyoruz. Denizden Süpürge projemizde atık plastikler okyanustan toplanıyor, küçük parçalara ayrılıyor, yıkanıyor, temizleniyor işlenerek elektrikli süpürgeye dönüştürülüyor. Plastik malzemelerin kullandığı ev aletlerinin satışlarının yüzde 10’unu bağış olarak 5 Gyres ve birlikte çalıştığı bir diğer dernek olan Algalita’ya veriyoruz.”
ELÇİ NELER YAPACAK
Gemiye gidecek elçi seçimi için dünyanın her yerinden başvuru yapılabiliyor. Gazeteciler, işi yazmak olanlar, okulların sualtı veya macera kulüpleri üyeleri bu konuda daha çok şansa sahip. Sefere katılan Electrolux elçisi gezinin güncesini bir belgesel gibi Denizden Süpürge (Vac From the Sea) bloguna İngilizce olarak yazacak. Gerekiyorsa ekiple birlikte dalacak, gemiden 200 metre ve ilerisine yapılacak gezilere katılacak, kıyılara çıkacak. Aynı zamanda gemi mürettebatından biri gibi çalışacak. Gemide hayat 24 saat boyunca durmadığı için sırası gelince
yemek ya da temizlik yapacak, nöbet tutacak.
Elinizi çabuk tutun çünkü başvuru için yarın son gün. Gece 12’ye kadar videonuzu Youtube’a yükleyip, linkini electrolux@vacfromthesea.com adresine atmanız gerekiyor. Çok fazla rakibiniz yok. Şimdiye kadar sadece 50 geçerli başvuru yapılmış. Videoda adınızı, yaşadığınız yeri, bu projeye neden katılmak istediğinizi ve seçilmeniz halinde ekibe neler katabileceğinizi İngilizce olarak anlatın. Jüri değerlendirmesinin ardından seçilecek Denizden Süpürge Proje Elçisi, 1 Mart’ta Güney Amerika’nın en güneyinde yer alan Beagle Kanalı’nda alacağı kısa eğitimin ardından 5 Gyres ile maceraya yelken açacak. Pınar Kip, Türkiye’den birinin seçilme şansının mutlaka olduğunu, firmanın uluslararası tasarım yarışmasının 2006 birincisinin de Türkiye’den çıktığını hatırlatıyor.
EKO TASARIM
Electrolux farklı denizlerden toplanan plastik atıklardan beş farklı elektrikli süpürge tasarlayıp şimdilik sadece prototip olarak üretti.
Bİ’ŞEY YAPMALI Koruma alanlarını yüzde 10’a çıkarmalıymışız ama...
Avrupa Çevre Ajansı’nın beş yılda bir hazırladığı ‘Avrupa’da Çevre’ raporu ve Türkiye ayağı geçen hafta açıklandı. Rapor malumun ilanı gibi oldu ama yine de değişim için bu araştırmalara gerek var. Avrupa geneli için yapılan değerlendirmede “İlerleme var ama yetersiz” deniyor. Türkiye içinse koruma altına alınmış alanların ülkenin toplam yüzölçümüne göre oranını yüzde 6’dan yüzde 10’a çıkarmak için ek çaba gerektiği belirtti. Zaten henüz tasarı halindeki Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu daha şimdiden tüm çevre örgütlerinin tepkisiyle karşılaştı. Tasarı, AB normlarına uymamakla, koruma altına alınması gereken yerlerde HES ve benzeri yapılaşmaların önünü açmakla eleştiriliyor.
O DA BİR YEŞİL Doğanın intikamı yaklaştı
SİNAN AKÇIL (besteci, söz yazarı, aranjör)
Doğanın intikamının çok yaklaştığını düşünüyorum. Bunu oturduğunuz yerden fazla anlayamazsınız ama dünyayla, çevreyle belgesellerle biraz ilgiyseniz gözlemleyebiliyorsunuz. Biz de Türkiye’de ve İstanbul’da bunun günlük sinyallerini alıyoruz.
Farklı kampanyalarla insanlara bencil olmamayı, sonraki kuşakları da düşünmeyi empoze etmek lazım. Bunun en güzel yolu da çevre yok olursa neler olabileceğini insanlara göstermek. Bir gün çevrenin bize verdiği bütün olanaklardan mahrum kalsak ne olurdu acaba? Yarım saat, bir saat bile olsa insanlara o acıyı gerçekten olmuş gibi yaşatsak eminim ki herkes daha duyarlı olacak. Yardım kuruluşları ve kampanyalar için müzik verdim. Elektrik tasarrufuna dikkat ederim. Stüdyoda işim bitince her aleti tek tek kapattırırım, elektrikli piyanomu da kapatıyorum. İşim bitince su ısıtıcısının fişini çekerim. Su tasarrufuna da dikkat ederim su boşa akınca çok rahatsız olurum. Tüm gün stüdyoda olduğum için elektriğimi atmak için bazen deniz kenarına giderim. Deniz bir besteci için ilham demektir. Üreten insanların doğayla, manzarayla, havayla, kokuyla, yağmurla arası çok daha iyidir.